GeriSeyahat Ece Temelkuran'ın Londra'sı
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Ece Temelkuran'ın Londra'sı

Ece Temelkuran'ın Londra'sı

İngiltere ve romantizm... Yan yana gelmesi biraz zor gibi görünse de Londra, bulmasını bilen için saklı romantizmin kenti. Tabii sizi severse, size iyi davranırsa... Ama şunu garanti edebilirim: Boundary Roof Bar’da hayatınızın en romantik akşamını yaşayacaksınız.

Sigara içmiyorsanız, çok paranız yoksa, aniden gelen İngiliz esprilerini karşılayacak zindelikte değilseniz ve evet yine, çok paranız yoksa (!) Londra’da ‘spekteküler’ bir akşam nasıl geçer? İşte bu zor bir soru. Ancak benim gibi son parasıyla en iyi içkiyi içip, mümkün olan en iyi yemeği yiyip sonra da parasızlığın tadını çıkarmak gibi bir züppelik, yarı-bohemlik peşindeyseniz o zaman size makul bir akşam geçirtebilirim. Fakat, akşam dediğiniz bilirsiniz geç öğle saatlerinde başlar.

Ece Temelkuranın Londrası

COVENT GARDEN

Ece Temelkuranın Londrası

Önce önemli bir tüyo: Sakın metroya binmeyin. Londra metrosu -neden bilmiyorum- diğer Avrupa metrolarından daha kasvetlidir ve sadece iki durak gitseniz bile o beyaz ışıklar insanın canını emer. Yürüyünüz sayın okur, yürüyünüz! İyi bir Avrupalı flaneur gibi yürüyünüz. Eğer sigara içiyorsanız bu yürüyüş için geç bahar aylarını tercih etmenizi tavsiye ederim. Zira İngilizler, Fransızlar ya da İspanyollar gibi sefa düşkünü değil, bilakis çilecidir. Hiçbir zaman sizin gibi keyif düşkünü olmadıkları ve hiçbir zaman sizin kadar üşümedikleri için kahvenizi sigara eşliğinde içmeniz için herhangi bir konfor sağlamazlar. Park bahçe seviyorsanız bilemem ama benim gibi insanlara bakmaktan hoşlanıyorsanız Covent Garden’ı öneririm. Önce buradaki Pain Quitedien’e uğrayın. Bu, bir zincir lokanta biliyorum ama İngiltere mutfağı söz konusu olduğunda zincirler bazen çölde vaha gibidir. Açık havada oturup bir şarküteri tabağı ısmarlayın ve en ucuzundan şarap. İnsanlara ve sokak müzisyenlerine bakarak çakırkeyif olduktan sonra bence yürümek en iyisi. Kahveyi yolda başka bir yerde içersiniz.

PİCADİLLY’DE ŞAHSİ YERİM

Ece Temelkuranın Londrası

Bentley’s’in istiridyeleri

Buradan tiyatroların afişlerine baka baka Picadilly’e Circus’a uzanalım. Hâlâ kahve içmediyseniz Picadilly Circus’un neredeyse ortasında havaalanı büyüklüğünde bir Kahve Dünyası var. Hâlâ iştahınız varsa haritadan şu sokağı bulun: Swallow Street. Bir türlü tarif edemem bu sokağı. O sokakta işte, küçük bahçesiyle Bentley’s diye bir lokanta var. Deniz ürünleri. Burada da küçük bir şey yiyelim derim. Bir bardak beyaz şarap ve bir-iki dilim İskoç somonu mesela. Ya da elinizle yiyebilecekseniz karides. Buranın istiridyesini pek överler ama oldum bittim istiridye yiyemediğim için benim ilgimi çekmez. Bentley’s, benim kendimce büyük başarılar gösterdiğim ya da yine kendimce çok çileler çektiğim zaman kendimi ödüllendirme ya da avutma yerim. Ekmekleri bilhassa güzeldir.

SOHO ADETA CİHANGİR!

Ece Temelkuranın Londrası

Akşam bastırıyor yavaş yavaş. Yürüyecek haliniz de kalmadı. Ama bir akşamüstü içkisi için bence Soho’ya bir gidin. Ayakta duracak yer bulabilirseniz ve haliniz varsa French House’da takılın biraz. Burası İngiliz yayın dünyasının, gazetecilerin en çok geldikleri yerdir. Ortamlar Cihangir yani!

Ben sizin yerinizde olsam artık akşam yemeği filan yemem. Direkt Londra’nın tartışmasız en havalı teras barı olan Boundary Roof Bar’a giderim. Benim hayatımda gördüğüm en şık yer. Bir binanın tepesinde zeytin ağaçları ve şömineler. Battaniye de veriyorlar ki konyağınızı içerken üşümeyesiniz. Kuruyemiş, zeytin, atıştırmalıklar var ama zaten acıkamayacak kadar hipnotize olmuş olacaksınız burada. Anlattığım geri kalan yerler ve etkinlikler için romantizm konusunda söz veremem ama Boundary Roof Bar’da hayatınızın en romantik gecesini geçireceğinize her türlü bahse girerim! Bununla yarışabilecek tek şey Petersburg’da Beyaz Geceler’de sarışın bir Rus kızın sürdüğü tek atlı arabada eski şehri dolaşırken votka yudumlamaktır. O kadar söyleyeyim yani. Bütün bunları ya tek başıma ya da iş arkadaşlarımla yaptığımı söyleyeyim de lüzumundan fazla kıskançlık birikmesin!

GİZLİ KAHVEM

Ece Temelkuranın Londrası

Eğer sabah uyanıp akşamdan kalma hissederseniz ve İngiltere’nin kurufasulyeli kahvaltısıyla uğraşacak haliniz yoksa size gizli yerimi öneririm. Northumberland Caddesi’nde bir yer bu. Kime sorsanız size Sherlock Holmes Pub’ı gösterir ama biz tabii ki oraya gitmeyeceğiz sabah sabah. Pub’ı sağ tarafınıza alın ve sağa bakarak biraz yürüyün. İleride bir tünel çarşısı var. Bu çarşının içinde de Lübnanlı bir bey ve İskoçyalı eşinin açtığı, kesinlikle hiçbir gösterişi olmayan ve çok ucuz bir büfe. Hanımefendi çok güzel sandviçler yapıyor ve güler yüzlü. Adam da Lübnanlı zaten, on numara! Kahvesi de süper. Bir keresinde Ali G’yi burada gördüğümü sanmıştım ama gelip giden tipler onu aratmayacak kadar acayip zaten. Garip bir müdavim kitlesi var.

Ece Temelkuranın Londrası

Oxford Circus’ta

İngiltere, romantizmine varması biraz güç bir yerdir. Fransa ya da Zagreb gibi size kendiliğinden hoşluk yapmaz. ‘Ada deliliği’ dediğimiz o tuhaf rahatsızlığın bütün bir ülkeye yayıldığını düşünün. Sonuç olarak ıslanmaktan hoşlanan bir ülkeden söz ediyoruz ve sürekli havadan şikâyet ederek iletişim kuran... Dilerim Londra size iyi davranır... Ne demek istediğimi gidince anlarsınız. (Kaşları kalkık, züppece bir İngiliz gülümse işareti!)

Aşkınıza iyi gelecek 5 şey
Globe Tiyatrosu’nda bir Shakespeare oyunu izleyin
Thames Nehri üzerindeki pub’larda bir şeyler atıştırın
Küçük kitapçı dükkânlarını gezin
Akşamüstü içkisi için Soho’ya gidin
Covent Garden’a gidip birlikte insanları seyredin

False