Duvarları sanki resim galerisi
Türkmenlerin Anadolu’daki ilk yerleşimlerinden Denizli’nin tarihi ahşap camileri duvarlarındaki özgün resimleriyle dikkat çekiyor. Cennet, cehennem tasvirleri, çiçekli meyveli natürmortlar Anadolu resim sanatının paha biçilmez örnekleri.
Ortaokul son sınıftaydım. Bir yakınımın aile izlerini sürmek üzere Buldan’a gitmiştim. Denizli’nin dokumasıyla ünlü ilçesinde, hemen her evin alt katında dokuma tezgâhı vardı. Çıkardıkları ritmik ses hâlâ kulaklarımda. Buldan o zamanlar taş döşeli sokakları, ahşap ya da kâgir sofalı, çıkmalı evleri, yollara sarkan çiçekli bahçeleriyle çok şirin bir kasabaydı. O gezi sırasında Denizli’nin bazı kasabalarındaki süslü, nakışlı ahşap camilerine de götürmüşlerdi beni. Onlar da belleğimde izler bırakmıştı. Yıllar sonra Yapı Kredi Yayınları, Filiz Özden’in hazırladığı ‘Denizli, Tanrıların Kutsadığı Vadi’ adlı kitabı yayımladı. Prof. Kadir Pektaş’ın kitapta ahşap camileri anlattığı ‘Denizli ve Çevresindeki Türk Dönemi Eserleri’ başlıklı makalesi tüm anılarımı depreştirdi...
Yeniden yollara düştüm. Köy köy dolaştım Denizli’yi. Her şey o kadar hızlı değişmişti ki! Bazı yerlerde güzelim ahşap camiler yerlerini çirkin beton yapılara bırakmıştı. Moderniteye yenik düşmüşlerdi. Yine de varlıklarını sürdürdükleri ya da restore edildikleri biçimleriyle Denizli’nin ahşap camilerini, daha da önemlisi içlerindeki bezeme programlarını gezginlerle paylaşmak istedim. Bir grup gezginle birlikte Denizli’nin köylerini dolaştık.
İki temalı bir geziydi bu: Bir yandan Denizli’nin genel olarak kırsal mimarisini, özel olarak da bazı ahşap, direkli ve benzemeli camilerini gözlemledik, diğer yandan da “İslam’da Resim Sanatı” konusunu tartıştık. Batılılaşma döneminde “Anadolu’da Tasvir Sanatı” konusu da tartışmalarımızın doğal uzantısıydı.
Anadolu’yu biraz dolaşanlar, Ödemiş Birgi Çakırağa Konağı, Yozgat Nizamoğlu Konağı, Yozgat Çapanoğlu ve Başçavuşoğlu camileri, Soma Hızır Bey Camii, Urla Kapan Camii Şadırvanı, Muğla Şeyh ve Kurşunlu Camileri, Merzifon Kara Mustafa Paşa Camii, Amasya Gümüşlü Camii, Amasya II. Bayezid Külliyesi Muvakkithanesi ve Şadırvanı, Milas Bahaddin Ağa Konağı gibi yapılardaki, Ürgüp, Sinasos evlerindeki resim ve tasvirleri mutlaka görmüşlerdir. Başkent İstanbul dışında, sanılanın aksine Anadolu’daki resmi olmayan tasvir sanatı geleneği, çalışma tarzı, değişik bir halk sanatı oldukça şaşırtıcıdır. Ve bu üzerinde durulmayan bir konudur.
Anadolu’da tamamen ahşap, dışı kâgir ya da taş ama tavanı ahşap, direkli yüzlerce cami var. Bunlar öncelikle Samsun, Ordu, Rize, Trabzon, Artvin gibi illerimizde yoğunlaşmış. Bu camilerin önemli kısmı nakışlı, bezemeli.
YAZIR’IN HAYRET VEREN TABLOLARI
Denizli’nin bezemeli en ünlü camisi elbette ki Acıpayam ilçesinin Yazır köyündeki Yazır Çarşı Camisi’dir. Bugünlerde 1,5 yıl sürecek bir restorasyona giren camideki bezemeler, resimler, kalem işleri görenleri şaşkınlığa düşürecek ilginçliktedir. Bu kadar çok natürmort çalışma ve manzaralı cami resimlerinin bir arada olması çok şaşırtıcıdır. Giriş kapısındaki kitabeye göre 1802-03 yılında Ömer Ağa tarafından yaptırılan camideki Anadolu halk sanatını da yansıtan resimler oldukça usta işidir.
Son yıllarda yenilenen 10 direkli son cemaat yerinden geçerek içeri girdiğimizde harimdeki üç kuşak halinde etrafı saran renkli resimler insanı büyülüyor ve neşeye gark ediyor. Tam karşıda mukarnas kavsaralı mihrap içinde perde arasında Kur’an-ı Kerim’deki Nur Suresi’ne gönderme yaparcasına yer verilen üç adet lamba resmi, daha yukarıdaki çiçek süslemeleri, mihrap üst köşelerindeki cami resimleri, hat sanatının ve bitkisel motiflerin mükemmel örnekleri bakanı hemen çarpıyor. Caminin dört bir duvarındaki vazolardaki, sepetlerdeki, ibriklerdeki çiçekler, gül, lale, karanfiller, kâseler içindeki üzüm, armut, elma, nar, karpuz gibi meyvelerle gerçekleştirilen natürmortlar inanılmaz güzellikte.
Perspektifin sınırlı olarak kullanıldığı, minyatür sanatından esinlenmelerin zaman zaman öne çıkarıldığı, üç boyuta vurgu yapılan bu resimler arasında tek panolarda mimari tasvirlere yer verilmiş. Bunların en güzeli batı duvarında yer alan manzaralı bir büyük külliye resmi. Üç şerefeli dört minare, kubbeli revakları bulunan yapılar, yalaklı bir çeşme, arkadaki ağaçlar ve ağaçların ucundaki kızıllık ile sanki bir “grup vakti” manzarası.
Cami mahfili ayrı bir güzellikte, onun da duvarı aynı biçimde bezemeli. Ama asıl ahşap bezemeler tavanda, özellikle tavandaki ahşap göbeklerde.
Çok direkli son cemaat yeri ve resimsiz kalem işleriyle öne çıkan bir cami Kale kasabası yakınlarında, Hırka Köyü’ndeki Hırka Köyü Camisi. Hırka köyü ayrıca kırsal mimari örnekleri, Davazoğlu konağıyla da dikkat çekiyor. Yeni yapılan binalar eskiler gibi iki katlı yeşillikler içinde. Mimari kimliğe sahip, hayran kalınası bir köy Hırka.
Çal ilçesine bağlı Kocaköy’deki Şalvan Camii ise ahşap bezemeleriyle öne çıkıyor. 1801’de yaptırılmış. Tavan göbek kompozisyonları, kapı kanatları, kadınlar mahfilindeki kalem işleri şu anda da son derece etkileyici. Duvar süslemelerinin çoğu onarımlar sırasında sıvanmış.
SAHİB HALİL’İN İSİMLİ HEYBESİ
Güney ilçesinin 20 kilometre kadar güneyindeki, hâlâ kullanılan Belenardıç Köyü Camisi 1884’te yapılmış, süslemeleri iki yıl sonra bitirilmiş. 14 direkli yapının harimi (yıkılınca yeniden yapılan batı duvarı dışında) ve kadınlar mahfili akıl almaz güzellikte bezemelerle süslü. Bunlar yine bitkisel ve geometrik. Aralarda bazı ayetler Hz. Muhammed’in, halifelerin adları, Hasan, Hüseyin isimleri yer alıyor. Son cemaat yerindeki üçer şerefeli dört minareli cami resminin Edirne Selimiye Camii olduğu kabul edilmekte.
Harika zikzaklarla çevrelenmiş terazi, cennet, cehennem üslü panosunun da yer aldığı camide minberin solunda Boğaziçi camii’nde yıpranmış olarak gördüğümüz Kâbe tasvirinin daha güzeli bulunmakta. Kâbe etrafında yarım daire şeklinde hatim (Kâbe’yi saran duvarlar), kubbeli altı yapı, kuyu, ağaçlar, kapalı revakların arkasında ikişer ve üçer şerefeli yedi minare.
Ashab-ı Kehf isimlerine, çok değişik süslemelere yer verilen son cemaat yerinin doğu duvarında yine dervişlere gönderme yapan bir tasvir var: Biri büyük ikisi küçük üç tüfek, bir barutluk, üzerinde ‘Ya Hû’ yazan bir keşkül, üzerinde ‘Sahib Halil Ağa’ (belki de bir sanatçının adı) yazan bir heybe, büyük bir tespih, balta, teber, sancak…
Denizli tarih boyunca hep zengin bir coğrafya olmuş. Bu nedenle bu coğrafyada artık ‘antik’ diye nitelendirdiğimiz çok sayıda kent kurulmuş. Türklerin, Türkmen boylarının ilk geldikleri yerlerden. Türklerin Anadolu’daki varlığını perçinleyen Miryokefalon Zaferi’nin coğrafyası. Selçukluların çok önem verdikleri bir yer. Bektaşi kültürünün yaygın olduğu (hâlâ katıksız Alevi-Bektaşi köyleri var), yatırların, ziyaret makamlarının bol olduğu İslamiyetin halkça yorumunun yapıldığı bir bölge.
Bu arka plan ile okuyabileceğimiz Denizli’nin bezemeli ahşap camilerindeki Anadolu resim sanatı’nın paha biçilmez örneklerini göz bebeğimiz gibi korumalı, onlara huşu içinde saygı göstermeliyiz.
Boğaziçi’ndeki sekiz katlı cennet
Denizli’nin Yazır Camii dışında en şaşırtıcı bezemeli iki camisi aynı ustanın elinden çıktığı belli olan Boğaziçi ve Belenardıç camileri. Baklan ilçesinin Boğaziçi kasabasındaki Boğaziçi Eski Camii, Anadolu halk resim sanatı için bir müze değerinde. Yanına yeni betonarme bir cami yapıldığı için boş kalan yapıya ahşap geometrik kompozisyona sahip bir kapıdan giriliyor. Cami sekiz ahşap direkle üç sahına ayrılmış. Bir direkteki 1775 tarihi üst örtü süslemelerinin, kitabedeki 1876 tarihi süslemelerin tamamlanma yılını veriyor olmalı. Kırmızı zemine beyaz çıtalar çakılarak oluşturulan tavan süslemesi, Mührü Süleymanlar, orta bölümdeki 12 kollu yıldız geometrik süslemelerin en güzelleri. Caminin tüm duvarları kalem işi ile süslenmiş. Rumi, palmet, kıvrık dallar, lale, karanfil, menekşe, hançer yaprağı gibi bitkisel motifleri, üçgen, altıgen, sekiz, on, on iki kollu yıldızlar ve çarkıfelekler gibi geometrik bezemeler çevreliyor. Ne yazık ki bilinçsizce uzatılan mahfilli kadınlar bazı resimleri ikiye bölmüş.
Camideki en ilginç kompozisyon mizan terazisi, cennet ve cehennemden oluşan üçlü pano: Solda peygamber bayrağı altında güneş, ay, bir çelenk ve mizan terazisi; ortada yedi katlı cehennem, kenarlarından alevler fışkırıyor, bir tarafta katran kazanı, zehirli zakkum ağacı, sağda en tepedeki tuba ağacı ve sancakları ile sekiz katlı cennet.
Mizan terazisinin yanındaki mitolojideki insanların hayat ipini kesen Kader Tanrıçası Atropos’un elindeki makası andıran simge de çok önemli.
Camide ortadan bölünmüş bir panoda ise dervişleri ya da tarikat erbabını anımsatacak resimler yer alıyor: Bir sancak, içinde ‘Ya Hû’ yazan bir keşkül,
bir mızrak, bir balta…
Restorasyon rezaleti
Tavas ilçesinin Kızılcabölük kasabasındaki Hanönü Camii, 1697’de Mehmet Ağa kızı Ümmi Hanım tarafından yaptırılmıştı. Muhtemelen 1894-5 yılında yeniden bezendi. Cami Osmanlı barokunu yansıtan mihrabı ve kalem işleriyle öne çıkıyordu. Bir süre önce ‘sözde restorasyon’a alındı. Daha işin başında caminin orijinal kalem işleri tahrip edildi.
Dışları sade, içleri süslü
Bezemeli, duvarları ilginç kalem işi örnekleriyle kaplı camiler çoğunlukla Denizli’nin kuzeyinde. Renkli travertenleriyle ünlü Karahayıt’ın ve Pamukkale’nin bulunduğu Akköy ilçesinin merkezindeki Akköy Yukarı Camii bunlardan biri. 1877-78’de yapılan ve muhtemelen 1909’da resimlenen caminin diğerlerinden farklı olarak sahip olduğu tavan kubbesinin içindeki süslemeyle mihrap kenarındaki iki lacivert servi ağacı olağanüstü. Bu günlerde restorasyona alınacak olan caminin vaaz kürsüsü çok süslü. Mihrap dahil her duvarı yoğun biçimde bitkisel motiflerle lale, karanfille bezenmiş camide bir köşede cennet, cehennem ve Kâbe tasviri bulunuyor. İçleri birer sanat galerisi gibi süslenen bu camilerin çoğunluğu dıştan sade görünümlü. Bunlardan biri Çivril ilçesindeki Savranşah Camii’dir. Ömer Ağa tarafından 1798-99 yılında yaptırılan ve bir süre önce ciddi eleştirilecek biçimde restore edilen camide sarı, kırmızı, yeşil, siyah, kahverengi kalem işleri, kıvrık dallar, gül, papatya, lale, hançer yaprağı süslemeleri, tavan kaplamalarında, minberde ve kadınlar mahfilinde çıtalar ile gerçekleştirilen geometrik bezemeler oldukça etkileyici. Mihrabın kendine göre sağ yanında yer alan mahyalı cami resmi ile bıçak batırılmış karpuz dilimlerinin oluşturduğu natürmort olağanüstü.