Dünyanın en gizemli 5 yeraltı şehri
Dünya üzerinde, tarihi milattan öncesine kadar uzanan ve içinde ayrı bir dünya saklayan ihtişamlı yer altı şehirleri bulunuyor. Bunlardan en ünlüsü ülkemizde, Kapadokya bölgesindeki Derinkuyu’da yer alıyor. Derinkuyu, her yıl bu muazzam yapıyı görmek isteyen binlerce turisti ağırlıyor.
Derinkuyu – Kapadokya, Türkiye
Bir labirenti andıran Derinkuyu yeraltı şehrinin tarihi MÖ 8. yy'a uzanıyor. Tarihçiler Derinkuyu'nun Hititler ya da Frigler tarafından kurulduğunu düşünüyor. Derinkuyu'nun keşfedilmesi ise yakın bir geçmişte gerçekleşiyor. 1960'lı yıllara kadar keşfedilmeden kalan şehir, bir inşaat çalışması esnasında, şans eseri ortaya çıkartılıyor.
Derinkuyu yeraltı şehrinin savaş ve işgal dönemlerinde sığınak olarak inşa edildiği düşünülüyor. 18 kattan oluşan Derinkuyu, havalandırma şaftları, kuyular, mutfaklar, okullar, yağ depoları, hamamlar, şaraphane ve 20.000 kişilik bir yaşam alanı ile adeta bağımsız bir şehir olarak karşımıza çıkıyor. Saldırı riskine karşı, şehrin her girişi, tek yönlü olarak yuvarlak taş kapılarla kapatılabiliyor.
Petra, Ürdün
Indiana Jones filmleriyle hafızalara kazanan Petra, güney Ürdün dağlarına yontulmuş kaya mezarları ile dünyanın en ihtişamlı antik yapıları arasında yer alıyor. Tarihin çok eski dönemlerinden bu yana yerleşime açık olan Petra antik kenti, kumtaşı yamaçların göz kamaştırıcı tapınaklara ve mezarlara çevrildiği, günümüzden yaklaşık 2000 yıl önce Nabatlılar döneminde, mimarinin zirvesine ulaşıyor.
Petra'nın en önemli yapısını, 40 metre yüksekliğe ve zarif hatlara sahip Al Khazneh veya “Hazine” cephesi oluşturuyor. Alanın büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda yaklaşık 20.000 kişiye ev sahipliği yapmış olabileceği düşünülüyor. MS 7. yüzyılda tamamen terk edilen tarihi kenti Avrupalılar tarafından keşfedilmesi ise 1800'lü yıllarda gerçekleşiyor. Petra kazıları günümüzde hala devam ediyor.
Wieliczka Tuz Madeni, Polonya
“Yeraltı Tuz Katedrali” olarak da bilinen Polonya'nın Wieliczka Tuz Madeni, Krakow'un eteklerinde yer alan büyük bir yer altı odası olarak ziyaretçilerini büyülüyor. Wieliczka'nın tarihi, kaya tuzu bulmak için açıldığı 1200'lü yıllara dayanıyor. Takip eden yıllar boyunca, farklı dönemlerde farklı bölümlerle yavaş yavaş yeraltına yayılan galeri, savaş zamanlarında tünellerin de oyulmasıyla bugünkü halini alıyor.
Madende Da Vinci'nin “Son Akşam Yemeği” tablosunun ayrıntılı bir kopyası, avizeler, heykeller ve kabartmalar bulunuyor Wieliczka madeni, 700 yıllık bir faaliyet döneminden sonra 2007 yılında tuz üretmeyi durdurdu, ancak Polonya'nın önemli bir turistik yeri olmaya devam ediyor.
Orvieto, İtalya
İtalya‘nın şirin kasabalarından biri olan Orvieto, beyaz şarapları ve tabloları andıran mimarisiyle öne çıkıyor. Kasabanın görünen güzelliği dışında, en gizemli güzellikleri ise yer altında saklanıyor. Volkanik kayalara inşa edilen Orvieto, ilk olarak kuyu ve sarnıç olarak oyuluyor.
Yıllar içinde eklenen galeri ve tünellerle bugünkü şeklini alan şehirde, bazı odalar Etrüsk dönemine ait sığınakları ve Orta Çağ'dan bazı kalıntıları içeriyor. Şarap depolama ve güvercinler için ortak alanların da bulunduğu Ovieto da birçok Avrupa yeraltı şehri gibi özellikle İkinci Dünya Savaşı sırasında önemli bir sığınak olarak faaliyet gösteriyor.
Naours, Fransa
Kuzey Fransa'nın ünlü yeraltı şehri Naours, iki kilometre uzunluğundaki tüneller ve sayıları 300'ü aşan insan yapımı odalardan oluşuyor. Yerin 100 metre altında kalan yapının inşası MS 3. yüzyıla dayanıyor.
Roma döneminde maden ocağı olarak hizmete alınan Naours, Orta Çağ savaşları ve istilaları sırasında onu bir saklanma yeri olarak kullanmaya başlayan insanlar tarafından bir yeraltı köyü haline getiriliyor. 3.000 kişi kapasiteli şehrin, kendi şapelleri, ahırları, kuyuları ve fırınları bulunuyor.