Dünyanın başka yerine benzemeyen bir ada: Madagaskar
Psikopat penguenlerden lemur krala tüm kahramanları hayvan olan unutulmaz animasyon filmi ‘Madagaskar’ın ilham aldığı adaya gidelim bu hafta… İnsanların en son ulaştığı bu büyülü ülkenin el değmemiş doğası hem bilim insanları hem de turistler için bir çekim noktası...
Bir aslan, bir zebra, bir zürafa ve bir suaygırının hayvanat bahçesinden kaçış hikâyesiydi ‘Madagaskar’… Harekete davet eden şarkısı ve danslarıyla unutulmazlar arasına giren ve dört bölüm çekilen animasyona adını veren ülkeye gidiyoruz bu hafta.
Hint Okyanusu’nun batı kısmında, Afrika’nın yanı başında, dünyanın 4’üncü büyük adası! Başkenti, Antananarivo. Madagaskar’a direkt uçuş yok ama aktarmalı ulaşabilirsiniz. Tüm turistler kapı vizesi almak zorunda.
Yaklaşık 88 milyon yıl önce Hindistan kara kütlesinden ayrılmış Madagaskar. İşte bu yüzden de bitki örtüsü ve hayvanları diğer tüm kıtalardan farklı gelişmiş, dünyanın başka yerinde olmayan canlıların yaşadığı eşsiz bir ada olmuş. Dünya üzerinde insanlar tarafından yerleşilen en son bölgelerden biri. Bu sayede insan evladının en az zarar verdiği coğrafyalardan biri olarak kalmayı da başarmış.
Endonezya, Sumatra, Hindistan, Çin ve Afrika’dan göçen grupların karışımıyla oluşan yerli-melez bir halkı var. 1500’de Portekizli denizci Diogo Dias adaya ilk ayak basan Avrupalı olmuş. Sonra ta 1960’lara kadar sürmüş sömürge kaderi... Büyük bir bağımsızlık savaşı verip 1960’ta bağımsızlıklarını ilan etmişler.
Lemurlar yerli halk tarafından kutsal kabul ediliyor. 50’ye yakın milli park, sayısız koruma altında bölge ve UNESCO tarafından özel olarak korunan noktalar var. Ülkeyi gezmek için en az 15 gün ve mutlaka araçlı bir rehber gerekiyor. Ada o kadar büyük ki 15 gün bile yetmeyebilir. Lemurlar için koruma bölgelerini ve milli parkların hepsini listenize alabilirsiniz, Vakona Reserve’de bir zamanlar evcilleştirilmiş ve tamamen doğaya dönemedikleri için insanlarla iletişim halinde lemurlar tutuluyor. Elinizle muz verip o yumuşacık kürklerine dokunabiliyorsunuz.
800 yıllık ağaçlar...
Buranın efsanevi deneyimlerinden biri Baobab Yolu’nu yürümek. 800 yıllık ağaçların gölgesinde uzanan bu yola ulaşmak zor ama değeceğine emin olun. Mantadia Milli Parkı ulaşımı en kolay olan milli parklardan biri. Dünyanın en büyük lemur cinsi Indri indri’ler burada yaşıyor. Ülkenin en büyük koruma alanı olan Masoala Milli Parkı’ndaysa eşsiz yağmur ormanlarının yanı sıra sualtı ve suüstü sporlarının yapılabildiği tesisler de var. Nosy Be, Madagaskar’ın kuzeybatısında küçük bir ada. Balinaların geçiş yolu üzerinde. Turkuvaz suları ve 25 metreye kadar büyüyen, kokusu baş döndüren ylang ylang ağaçları nedeniyle bu adaya ekstra vakit ayırmak isteyebilirsiniz. Ülkenin en lüks otelleri de burada. Ile Sainte Marie, 17’nci yüzyılda korsanlar tarafından kullanılan bölge. Eğer muhteşem sularında dalış yaparsanız batık korsan gemilerini de görebilirsiniz.