Dünya cazı Ä°stanbul’dan yönetilecek

Ä°stanbullu sanatseverlerin gündeminde ÅŸu sıralar tüm hızıyla devam eden 9. Uluslararası Ä°stanbul Caz Festivali var. Jan Garbarek, Charlie Haden, Pat Metheny, Marianne Faithfull gibi dünyaca ünlü sanatçılar Ä°stanbul'da. Bize bu fırsatı yaratan da 30 yıldır Ä°stanbul'u sanatın baÅŸkenti haline getiren Ä°stanbul Kültür Sanat Vakfı (Ä°KSV). Ä°KSV'de Temmuz itibarıyla görev deÄŸiÅŸikliÄŸi oldu ve Caz Festivali'nin direktörü Görgün Taner, Ä°KSV Genel Müdürlüğü'ne getirildi. Bu deÄŸiÅŸiklik ÅŸimdiye kadar klasik müzik adamlarına verilen genel müdürlük ünvanını bir cazcıya geçirmiÅŸ oldu. Taner, aynı zamanda Avrupa Caz Festivalleri BirliÄŸi'nin de baÅŸkanı. Eylül ayında yapılacak seçimde de Dünya Caz Festivalleri BirliÄŸi'nin baÅŸkanlığına aday. Ne oldu, sizin Ä°KSV Genel Müdürü olmanızla birlikte klasikçilerin egemenliÄŸi ve kurum dışından atamalar geleneÄŸi sona mı erdi?-Kurum içerisinden birisinin gelmesi konusundaki takdir, yönetim kurulunun. Ben burada 15 yıldır çalışıyorum. Demek ki çalışmalarım beÄŸenilmiÅŸ. 15 yıldır ben baÅŸta olsam ÅŸunu yapardım, bunu yapardım ÅŸeklinde dediÄŸiniz ÅŸeyler olmuÅŸ muydu?-Olmaz mı, herkesin vardır tabii ki. Ä°KSV mesela festivaller dışında bütün bir yıla yayılan etkinlikler yapmalı diye düşünüyorum. Ä°KSV ile izleyicileri arasında sanki görünmez bir duvar vardı. Ä°zleyicilerimizle çok daha yakın bir iliÅŸki içine gireceÄŸiz. Genç nüfusa yönelik etkinlikler gerçekleÅŸtirilecek bundan sonra. Ä°stanbul Dostları projesiyle üyelikler sattınız. Ä°stediÄŸiniz hedefe ulaÅŸabildiniz mi?-Evet. Bu konuda Ä°stanbullu izleyiciler bizi yalnız bırakmadı. Åžimdi iÅŸ bize düşüyor. Bu uygulama Ä°stanbulluların bu yapılan etkinliklere, kendi festivallerine sahip çıkmasını saÄŸladı ve bir iletiÅŸim platformu oluÅŸturdu. Biz bunu havadan keÅŸfetmedik, zaten bütün dünyada yapılan bir ÅŸeydi. Son derecede baÅŸarılı oldu.Bu yıl Caz Festivali popüler türleri dışarıda bırakmış ve ağırlığı daha fazla caz müziÄŸine vermiÅŸ gibi gözüküyor. Bu farklılığın nedeni nedir?- GeçtiÄŸimiz yıllarda hep caz mı pop mu tartışması olurdu; kebapçıya giderseniz kebap yersiniz, Ä°talyan yemeklerinin ne alakası var, denirdi. Biz de onlara hep füzyon mutfağı diye bir ÅŸey var derdik. Aynı ÅŸeye devam ediyoruz aslında, cazın biraz dışındaki gruplar da var. Ama bu sene caz dünyasının önde gelen isimleri de programda. Zannediyorum caz severleri bu çok mutlu etti. Bir de program daha deÄŸiÅŸik mekanları kullanmaya baÅŸladı. Kız Kulesi olsun, caz vapuru olsun çok büyük ilgi gördü.Konser mekanı bu kadar etkiliyor mu insanları? -Kesinlikle. Esbjörn Svensson Trio buraya daha önce geldiÄŸinde Cemal ReÅŸit Rey'deki konserine yaklaşık 60-65 kiÅŸi gitmiÅŸti. Bu sene aynı grubu Babylon'a koyduk. Biletler bir saat içinde bitti. Yani mekan böylesine önem kazanabiliyor. Bir de burası aslında bir yaz festivali. Daha açık mekanlar ve yenilik gerekiyor. Bu yılın yeni mekanları Kız Kulasi, Venue Maslak ve Caz Vapuru. Roxy'ye tekrar döndük bu yıl. Çünkü kulüpler cazın hayat bulduÄŸu yerler ve kulüpte caz dinlemek tamamen ayrı bir atmosfer olayı. Önümüzdeki sene bir de salsa vapuru yapacağız ve ağırlıklı olarak Parkorman'ı kullanacağız ki New Orleans atmosferinde bir caz festivali gerçekleÅŸtirelim. Sabah baÅŸlasın, akÅŸam devam etsin ve çoluk çocuk bütün aile gelsin.Festival programını hazırlamaya ne kadar önceden baÅŸlıyorsunuz?-Bütün festivaller için deÄŸiÅŸiktir bu. Müzik Festivali için üç dört sene önceden baÅŸlanır program üzerinde çalışmaya. Caz Festivali'nde bir sene önceden baÅŸladığımızı söyleriz ama program aslında mart ve nisan aylarında ortaya çıkar. Festivale çağıracağınız sanatçıların seçimi için bütün festivalleri ve sanatçıların çaldıkları yerleri dolaşır mısınız?- Mecburen dolaşıyoruz. New York, Londra, bu iÅŸin merkezleri. AkÅŸama kadar bunu konuÅŸup akÅŸam da dört beÅŸ tane kulübe gidip müzisyenleri dinliyoruz. Zaman zaman sessiz bir gece geçirmeyi özlemiyor deÄŸilim. Dünyada belli baÅŸlı on caz festivali vardır ve biz de bunlardan biriyiz. Bütün caz festivallerinin programları da üç aÅŸağı beÅŸ yukarı birbirinin aynıdır. Ama ağır toplar her programda vardır.Türkiye'de yapılan caz müziÄŸini nasıl deÄŸerlendiriyorsun?- Türkiye'de cazın geliÅŸmesi için caz kulüplerinin yaÅŸaması lazım. Caz buralardan çıkıyor ve buralardan bir yerlere geliyor. Caz sanatçılarının çalmak için sadece festivalleri beklememeleri lazım.BAÅžARI SIRASI MÃœZÄ°KTEFutboldaki büyük baÅŸarımızı, AÄŸustos ayındaki Dünya Basketbol Åžampiyonası'ndaki baÅŸarımız takip edecek diye düşünüyorum. Sıra müzikte. Dünya müziÄŸi adı altında lanse edilen ülke müziklerine bir bakın. Hindistan'la etkileÅŸim 70'lerdeydi. 80'lerde Afrika, 90'larda Latin dünyası ve Küba gündemdeydi. Artık sıra bize geldi. Türkiye ve OrtadoÄŸu kaynaklı müzik bundan sonraki trend olacaktır. Kendimize güvenmemiz lazım. Kültürel renklilikten çekinmemek, tam tersi her fırsatta bunu yansıtmak lazım. Bu topraklar üzerindeki 3 bin senelik medeniyetlerden gelen birikim dünyanın baÅŸka hiçbir ülkesinde yok.Taksitle bilet satıyoruzHer festivalin deÄŸiÅŸik bir izleyici profili var ve fiyatlandırmalar da biraz buna göre yapılıyor. Ä°stanbul Müzik Festivali'nde 175 milyon liraya bilet var ama 15 milyona da vardı. Ä°stanbul Kültür Sanat Dostları programına üye olanlar yüzde 20 indirim aldıkları gibi bilet fiyatlarını taksitlendirebiliyorlar da. Taksitle bilet satışı dünyanın baÅŸka hiç bir yerinde yok mesela. Konserlerden hiç birinin maliyeti bilet satışlarıyla karşılanamıyor. Bir Londra Senfoni Orkestrası'nın maliyetinin 500-600 bin dolar civarında olduÄŸunu düşünelim. Bunun bilet geliri ancak 50-60 bin dolardır. Yani bizim bu etkinliklerde sponsor ağırlıklı oluÅŸumuzun nedenlerinden bir tanesi de bu. Tek gelirimiz sponsorlar ve bilet fiyatları. O yüzden maliyetin bir kısmını bilet fiyatlarına yansıtmak durumunda kalıyoruz.Â