GeriSeyahat Deniz hıyarı avlayan balıkçılar tesadüfen keşfetti! Paha biçmek imkânsız: 'En büyük ve en zengin'
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Deniz hıyarı avlayan balıkçılar tesadüfen keşfetti! Paha biçmek imkânsız: 'En büyük ve en zengin'

Deniz hıyarı avlayan balıkçılar tesadüfen keşfetti! Paha biçmek imkânsız: 'En büyük ve en zengin'

Dünyanın dört bir yanındaki denizlerin derinliklerinde paha biçilemeyen birçok hazine yatıyor. Günümüzde bu hazinelerin sahibinin kim olduğuna dair çok ciddi tartışmalar yaşanıyor. Batığın sahibinin kim olduğundan bağımsız, gemi batıklarında bulunan ve değeri milyarlarca dolarla ölçülen hazineler dünyanın dört bir yanında milyonlarca insana heyecan veriyor. İşte bugüne kadar keşfedilmiş en çarpıcı batıklardan birkaçı...

Parçalanmış kalas parçaları, denizin tabanını kaplayan kumların arasından görünüyor. Çürümüş odun parçalarının altında yüzlerce yıl önce düşmanlarıyla savaşırken veya azgın fırtınalara göğüs germeye çalışırken ölmüş denizcilerin kemikleri yatıyor. Suyun derinleri karanlık olsa da ara sıra bir pırıltı göze çarpıyor. Ne var ki pırıltının kaynağı kalasların arasında dolaşan balıklar değil, batıkta bulunan altınlar ve değerli taşlar...

Dünyanın dört bir yanındaki denizlerin derinliklerinde paha biçilemeyen birçok hazine yatıyor. Günümüzde bu hazinelerin sahibinin kim olduğuna dair çok ciddi tartışmalar yaşanıyor.

Arkeologlar ve bölgeler makamlar, yağmacıların hazine ararken gemi kalıntılarına zarar verebileceğinden endişe ediyor. Öte yandan yağmacıların buldukları parçaları özel koleksiyonculara satıp dünyanın geri kalanını bu tarihi eserlerden mahrum bırakabileceğinden de korkuluyor. Bu nedenle arkeologlar ve deniz hukukçuları, bu hassas parçaları kültür mirası olarak koruyabilmek için çaba sarf ediyor.

Batığın sahibinin kim olduğundan bağımsız, gemi batıklarında bulunan ve değeri milyarlarca dolarla ölçülen hazineler dünyanın dört bir yanında milyonlarca insana heyecan veriyor. İşte bugüne kadar keşfedilmiş en çarpıcı batıklardan birkaçı...

Karayip Denizi'nde Kolombiya Açıklarında Bulunan San Jose Batığı

İspanya donanmasına ait bir kalyon olan San Jose, çoğu kaynakta "dünyanın en zengin batığı" olarak anılıyor. Bunun sebebi 1708 yılında Britanya savaş gemileri tarafından batırılan geminin 200 ton civarında altın, gümüş ve işlenmemiş değerli taş taşıyor olması.

Gemideki hazinenin değerinin birkaç milyar dolar olduğunu söyleyen de var 20 milyar doların üzerinde olduğunu söyleyen de...

Deniz hıyarı avlayan balıkçılar tesadüfen keşfetti Paha biçmek imkânsız: En büyük ve en zengin

Batığı 1982 yılında bulduğunu iddia eden ABD merkezli bir kurtarma şirketi, batığı 2015 yılında farklı bir konumda bulduğunu öne süren Kolombiya, aradan geçen 300 yıla karşın geminin halen kendilerine ait olduğunu savunan İspanya ve gemide bulunan gümüşün büyük bir kısmının zorla atalarına çıkarttırıldığını söyleyen Bolivya yerlisi bir grup başta olmak üzere çok sayıda şahıs, son yıllarda hazine üzerinde hak iddia etti.

Hazinenin gerçek değeri ne olursa olsun Kolombiya yasaları batıktan çıkarılan herhangi bir parçanın satılamayacağı yönünde. San Jose ve hazineleri halen denizin dibinde yatıyor ve bazı arkeologlar bunun parçalar için en güvenli seçenek olduğunu düşünüyor.

Namibya'nın Güneyinde Bulunan Bom Jesus Batığı

Takvimler 2008 yılını gösterirken, bir jeolog değerli taş madenleriyle bilinen bir bölgede elmas arıyordu. Jeolog elmas bulamadı ancak bir bakır külçe buldu. Ardından yapılan kazılarda (baharat ticaretinde kullanılan) toplam 22 ton bakır külçenin yanı sıra 100'den fazla fil dişi, bronzdan yapılmış bir top, çeşitli kılıçlar, usturlaplar, tüfekler ve zincirli zırhlar keşfedildi.

Bulunan binlerce parça arasında altın sikkeler önemli bir yer tutuyordu. 2.000'den fazla sikkenin çoğu Kral Ferdinand ve Kraliçe Isabella'nın yüzleri oyulmuş İspanya paralarıydı ancak Venediklilere, Mağribilere, Fransızlara ve diğer ülkelere ait sikkeler de bulunmuştu.

Söz konusu hazine sayesinde, geminin 1533'te Hindistan'a doğru yol alırken kaybolan Portekiz ticaret gemisi Bom Jesus olduğu anlaşıldı. Hem gemi hem de taşıdığı değerli kargo, neredeyse 500 yıl boyunca el değmeden korunmuştu.

Bom Jesus bugün Sahraaltı Afrika'sının kıyılarında bulunan en eski ve en zengin batık olarak biliniyor.

Deniz hıyarı avlayan balıkçılar tesadüfen keşfetti Paha biçmek imkânsız: En büyük ve en zengin

Java Denizi'nde Endonezya'ya Bağlı Belitung Adası Açıklarında Bulunan Belitung Batığı

1998 yılında bir gün deniz hıyarı avına çıkan balıkçılar, içine porselen parçaları takılmış bir mercan bloğuna denk geldi. Yapılan incelemelerde balıkçıların bulduğu şeyin 9'uncu yüzyıla ait bir Arap yelkenlisi olduğu anlaşıldı. Dahası gemide Tang hanedanına ait 60.000 parçadan fazla altın, gümüş ve porselen olduğu tespit edildi.

Özellikle porselenler çok önemliydi. Çünkü bu parçalar Changsha porselenciliğinin, Tang hanedanının ve genel olarak İpek Yolu ticaretinin bir kesiti gibiydi.

O dönemde Çin; Acemistan, Doğu Afrika ve Hindistan'da üretilen kaliteli kumaşların, incilerin, mercanların ve kokulu ağaçların en önemli müşterilerinden biriydi. 9'uncu yüzyıl itibarıyla Çin porselenleri de bölgenin en popüler ticaret ürünlerinden birine dönüşmüştü. Ancak bu hassas güzellikleri deve sırtında taşımak mümkün olmuyordu. Bu nedenle Çin'de üretilen porselenlerin nakliyesi için "Deniz İpek Yolu" kullanılıyordu.

Deniz hıyarı avlayan balıkçılar tesadüfen keşfetti Paha biçmek imkânsız: En büyük ve en zengin

Araplar, Deniz İpek Yolu'nu çok sık kullanıyordu. Ancak New York'ta bulunan Metropolitan Müzesi'nde Güney ve Güneydoğu Asya Sanatı'ndan sorumlu küratör John Guy'a göre "Güneydoğu Asya sularında keşfedilen ilk Arap yelkenlisi" buydu. 2009 yılında National Geographic'e konuşan Guy, batığın aynı zamanda "9'uncu yüzyılda Çin'in güneyinde üretilmiş ve tek seferde keşfedilmiş en büyük ve en zengin altın ve porselen sevkiyatı" olduğunu belirtmişti.

Wadden Denizi'nde Hollanda Açıklarında Bulunan Palmwood Batığı

Adını, geminin değerli kargosunu taşıyan ahşap sandıklardan alan Palmwood Batığı'nda bulunan ve dünyanın dört bir yanından gelen değerli parçalar, 17'nci yüzyılda yaşayan elitlerin hayatına dair de önemli detaylar içeriyordu.

Dalgıçlar, parçalanmış sandıkların içinden 1.500'ü aşkın değerli eşya çıkardı. Özellikle gümüş düğmelerle, dantelle bezenmiş Şam ipeğinden dikilmiş şık elbiseler dikkat çekiciydi. Araştırmacılar batıkta ayrıca gümüş bir fincan ve tabak seti, lüks bir tuvalet seti, bir Acem halısı ile 16'ncı ve 17'nci yüzyıla ait olduğu belirlenen deri ciltli 32 kitap da buldu.

Konservatörler, halihazırda Palmwood Batığı'ndan çıkarılan parçaları korumak için uğraşıyor. Ancak batığın önemli bir kısmı henüz gün yüzü görmüş değil. Hâlâ su altında olan parçalar, güçlü dalgaların etkisinden üstlerine serilen delikli bir kumaşla korunuyor.

Güney Çin Denizi'nde, Çin'in Yangjiang Şehri Açıklarında Bulunan Nanhai No.1 Batığı

1987 yılında İngiltere merkezli Maritime Exploration şirketinin araştırma gemisi, 1700'lerde batan bir Hollanda Doğu Hindistan Şirketi gemisini aramak için Güney Çin Denizi'ne açıldı. Bu gemi bulunamadı belki ama yerine 1100'lü yıllarda batmış 30 metre uzunluğundaki bir geminin hasarsız batığı keşfedildi.

Batığı kaplayan 1,8 metre kalınlığındaki kum tabakası hem geminin ahşap gövdesini hem de kargosunu korumuştu. Nanhai No.1 isimli gemide değerli porselenler, Song dönemine ait sikkeler ve gümüş külçeler bulunuyordu.

Deniz hıyarı avlayan balıkçılar tesadüfen keşfetti Paha biçmek imkânsız: En büyük ve en zengin

İlerleyen dönemde arkeologlar gemiden binlerce parça çıkardı. 100 adet altından yapılmış eserin yanı sıra binlerce değerli sikke yüzeye çıkarıldı. Ancak Nanhai No.1'de bulunan 60.000 ila 80.000 parçanın en önemli kısmını Güney Song porselenleri oluşturuyordu.

Pasifik Okyanusu'nda ABD'nin Oregon Eyaleti Açıklarında bulunan Santo Cristo de Burgos Batığı

İspanya kalyonu Santo Cristo de Burgos, 1693 yılında Filipinler'den Meksika'ya doğru seyrederken rotasından çıkıp ortadan kayboldu. Bugün Oregon sahillerinde bulunan batığın bu gemiye ait olduğu tahmin ediliyor. Santo Cristo'nun kaybolduğu dönemde aktif olan bir geminin gövdesinden kopmuş 10-12 parça kereste bölgede bulundu. Bu kereste parçaları günümüzde değerli kalıntılar olarak kabul ediliyor. Geminin kargosunda da ağırlıklı olarak Çin ipeği ve porseleni olduğu biliniyor.

Gemi battıktan sonraki yüzyıllarda Avrupa'dan ithal edilmiş balmumu blokları Oregon kıyılarına vurdu. Mavi-beyaz boyanmış porselen parçaları ile büyük odun parçaları da yakınlarda bir gemi batığı olduğuna işaret ediyordu. Bu durum yerli halk arasında dilden dile dolanan efsanelere ilham oldu.

19'uncu yüzyılın sonlarında hem kalyonlar ve hazinelerle ilgili efsaneler hem de hazine avcılarıyla ilgili haberler Oregon gazetelerinde sık sık yer bulmaya başladı. Hatta tanınmış yönetmen Steven Spielberg'in 1985 tarihli filmi The Goonies'i bu haberlerden etkilenerek çektiği iddia ediliyor (Ancak Spielberg, filminin ilhamının bu olay olduğunu teyit etmiş değil.)

Nationa Geographic'in "6 of the biggest shipwreck treasures ever found" başlıklı haberinden derlenmiştir.

False