Datça’da bahar kapıları badem çiçekleriyle çalar
“Akpembe bahar yelkenleriyle / Güneşin rüzgarına gerilmiş / Bir badem ağacı gibi, / İçimdeki karanlığı patlatacağım.” Datça’ya gömülecek kadar bölgeyi seven Can Yücel, baharı bu dizelerle karşılardı. Bahar yine kapımızı çalıyor. Kışın kasvetini silmek, ruhundaki karanlığı patlatmak isteyenleri Datça doğanın coşkusuna katılmaya, Badem Çiçeği Festivali’ne davet ediyor.
Datça’da badem ağaçları baharın habercisi, doğanın sabahıdır. Dağlar,ovalar, bağlar, tarlalar beyaza keser. Öyle beyaz olur ki, kar yağmış sanırsınız. Badem çiçekleri Datça’ya coşku katar... Datça’nın baharı baş döndürür, kanları coşturur. Doğa uyandığında Datça’nın tarlaları, dağları kudurur… Yemyeşil çayırlar, sarı-beyaz papatyalarla buluşurken, kış ortasında kar altında kalan bölgelere nazire yapan badem ağaçları da çiçeklerini açıp baharın beyazına bürünür. Datça’nın en harika zamanlarıdır, badem çiçekleriyle papatyaların buluştuğu zamanlar.
Fotoğraf tutkunları için badem çiçeklerini fotoğraflamak ayrı bir haz. Ne kadar birbirlerine benzeseler de her ağaç birbirinden farklıdır. Sanki her ağacın ayrı bir kişiliği varmışçasına badem çiçeklerinin apayrı şekilleri her seferinde farklı kompozisyonlar ortaya çıkarır. Ayrıca muhteşem renklerdeki doğa, badem çiçekleri üstünde uçuşan arılar, çayırlardaki kuzular, badem ağaçları ile dolu ovalar fotoğraf kompozisyonlarına bambaşka ve benzersiz güzellik katar.Dört bir yanı badem ağaçlarıyla bezenen Datça Yarımadası’nda ilk olarak yerel bir tür olan ‘erkenci badem’ çiçek açar. Ilıman vadilerde ve korunaklı yerlerde bulunan ağaçlar erkencileri takip eder. Hızırşah, Palamutbükü, Bağlarözü, Kumyer bölgeleri ilk açan yerler arasındadır. Datça’nın en serin havasına sahip Sındı Köyü ise badem ağaçlarının en son çiçeklendiği bölgedir.
Dünyanın önemli bölgelerinden biri
Badem çok zengin bir kültürdür Datça’da. Yarımadanın kendisine özel iklimi nedeniyle, birbirinden farklı, birbirinden lezzetli endemik bademler yetiştirilir bu coğrafyada. Bu nedenle Datça, badem üretiminde sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da önemli bölgelerinden biri. Türkiye’nin yıllık üretiminin yarısına yakını bu topraklardan sağlanır.
Datça’nın bademi bir farklı olur. Aroması ve tadı da... Ağızda hoş bir tat bırakır. Dünyanın en lezzetli bademlerinin Datça’da yetiştiği söylenir. Üstelik çok çeşitlidir. Nurlu badem, ak badem, Kababağ, Dedebağ, horişti, sıra badem, diş badem gibi 35’ten fazla çeşidi vardır. En kalitelisi nurlu bademdir. En kolay yeneni ise kabuğu dişle kırılabilen dişli badem.
Bademin dış kabukları yeşil ve taze iken yenilenine Çağla denir. Şubat-nisan ayları arasında çıkar. Meyhanelerde tepsiler içinde buza yatırarak satılan iç badem ise mayıs, haziran aylarında içi henüz olgunlaşmış bademin kabuğundan çıkarılmasıyla elde edilir. Temmuz, ağustos aylarında ağacında dış kabukları açıldıktan sonra toplanan ve güneşte kurutulup satılana da kuru badem denir.
Datçalılar ‘payam’ derler bademe
Badem adı Farsça ‘bâdâm’ kelimesinden gelir. Yöreye göre baden, badan, badem, payem, payam diye isimlendirilir. Denizli’nin Acıpayam ilçesinin adı ‘Acı Badem’den gelir. Ve en lezzetli acı badem kurabiyesi Datça’da yenir. Bademin Datça mutfağındaki yeri de önemlidir.Özellikle tatlılarda: Ballı badem, incirli badem, badem ezmesi, bademli kurabiye… Hele bir damat tatlısı yapılır ki, çok lezizdir. Bir tür baklavadır. Ceviz, fıstık yerine badem konur. Elde açılan yufka ile yapılır. İki kat yufka, bir kat badem döşenerek kat kat olur. Bol şerbetlidir ve ne margarin, ne tereyağı, saf zeytinyağı ile fırına verilir. Kızaran tepsi, düğün gecesi damat ile gelinin evine bırakılır.
Bademli köfte, bademli tavuk, bademli balık gibi farklı tatlar da yaratılır.Çok yaygın olmasa da badem Sütü ve badem kreması sofralara renk olur.
Şubat Datça’da badem çiçeği ayıdır.Şimdi aynı zamanda festival ayı, Datça Badem Çiçeği Festivali gelecek hafta 16-18 Şubat tarihleri arasında yapılacak.
Baden çiçeği efsanesi
MÖ 1200’lerdi. Truva savaşı yeni bitmişti. Savaştan dönenlerin gemisi Thracia’ya (Trakya) kıyılarına uğradı. Thracia kralı Lycurgus kazananların onuruna bir yemek düzenlemişti.Yemekte Truva’da büyük başarı elde eden kahraman Demophon da vardı. Demophon sarayda kralın güzeller güzeli kızı Phyllis’le (Filiz) tanıştı. İki genç o an yıldırım aşka tutuldu.
Yemekte yanyana oturdular. Ertesi günü birlikte geçirdiler. Bir sonraki gün yine birlikte... Günler su gibi aktı, ayrılık vakti geldi.Çünkü Demophon’un Atina’ya dönmesi gerekiyordu. Demophon gemiye binmeden önce limanda Phyllis’e sarılıp söz verdi.Atina’da işlerini halledip, hemen dönecekti.Babasından Phyllis’i isteyecekti.İki genç birbirine bağlılık yemini ettiler. Demophon’un gemisi Thracia’dan ayrılırken, Phyllis’in gözlerinden iki damla yaş düştü.
Sonra günler haftaları, haftalar ayları kovaladı… Demophon bir türlü dönmüyordu. Phyllis her gemi geldiğinde limana koşuyor ama hayal kırıklığına uğruyordu.Gemilerden Demophon inmiyordu. Aylarca bekledi Phyllis ama nafile. Demophon yoktu. Sonunda umutsuzluğa kapıldı, hayata küstü ve bir kış günü kendini asarak intihar etti.Tanrıça Athena bu aşktan çok etkilenmişti.Phyllis’i yapraksız bir ağaca, badem ağacına dönüştürdü.
Aradan yine aylar geçti. Demophon nihayet dönmüştü... Ama neye yarar, Phyllis ölmüştü. Haberi duyar duymaz Phyllis’in dönüştüğü ağaca koştu. Acı ve gözyaşıyla kuru ağaca sarıldı.İşte o anda ağacın dalları yaprak yerine beyaz çiçeklerle doldu.Badem çiceğiydi onlar.
Coşku tüm yarımadaya yayılacak
Badem Çiçeği Festivali Proje Koordinatörü Özge Atalay: Badem diyarı Datça, badem ağaçlarının çiçeklendiği Ocak - Şubat aylarında eşsiz bir görünüme bürünür. Badem ağaçlarının beyaz, pembe çiçekleri ovaları vadileri süsler, adeta kar yağmış gibi görünür. Bu güzelliğin Datça dışına taşınmasını, daha fazla insanın bu güzelliğe şahit olmasını sağlamak amacıyla, Badem Çiçeği Festivali bu yıl itibariyle her yıl düzenlenecek. Kış aylarında yapılacak bu festival ile aynı zamanda, Datça Yarımadası’nın sadece yazın değil, kışın da görmeye değer güzellikte bir yer olduğu gösterilmek isteniyor.
Festival coşkusu tüm yarımadaya yayılacak; Cumhuriyet Meydanı, Eski Datça ve Palamutbükü’nde oluşturulacak panayır alanlarında birbirinden renkli etkinlikler olacak. Müzik dinletileri, dans gösterileri, doğal üretim ve badem üretimi üzerine söyleşiler gibi pek çok etkinlik ziyaretçilere ücretsiz olarak sunulacak. Panayır alanlarında yer alan standlarda da badem ürünlerinden, hediyelik eşyalara, yöresel yemeklerden, seramik, cam ürünlere birbirinden farklı ürünlerin satışı gerçekleşecek. Ayrıca her gün merkezden kalkışlı olarak yarımada turları gerçekleşecek; Knidos - Palamutbükü Turu, Eski Datça - Hızırşah Turu ve Bağ Turu. Katılımcılar, önceden rezervasyon yaparak bu turlarda yerini alabilecek.
TURLAR
KNİDOS - PALAMUTBÜKÜ TURU
Süre : 5-6 saat
Gezimizde ilk olarak merkezden kalkacak otobüslerle Akdeniz’le Ege’nin birleştiği noktada kurulmuş, rüzgarları, doğası, Afrodit heykeli ve limanlarıyla ünlü Knidos Antik Kentini ziyaret edeceğiz. Knidos’tan badem ağaçlarının en yoğun olarak bulunduğu yolda fotoğraf çekimleri için duraklarımız olacaktır. Buradan Palamutbükü’ne geçerek isteyenler ile vadiden aşağı doğru 4-5 kmlik bir yürüyüş yaparak PalamutbüküLimanı’nda kurulu panayır alanına varacağız. Burada çeşitli etkinliklerle keyifle vakit geçirdikten sonra Haytbükü’nde yemek yiyerek turu sonlandıracağız.
HIZIRŞAH - ESKİ DATÇA TURU
Süre : 4-5 saat
Merkezden kalkacak otobüslerle Hızırşah’a ulaşacağız. Hızırşah’ta bulunan Hızırşah Kültür Evi’ni Sanat Tarihi konusunda eğitimli bir Arkeolog eşliğinde gezeceğiz. Sonrasında badem ağaçları arasında yürüyerek fotoğraf çekimleri için belirli noktalarda molalar vereceğiz ve Eski Datça’ya varacağız. Eski Datça’da taş evler arasından yürüyerek panayır alanına geleceğiz. Panayır alanında vakit geçirdikten sonra yine otobüslerle merkeze döneceğiz.
BAĞ TURU
Süre : 2-3 saat
Knidos Şarapçılık’ta müzik dinletisi eşliğinde şarap tadımı etkinliği .
*** Tur esnasında çektiğiniz fotoğraflarla Badem Çiçeği Fotoğraf Yarışması’na katılabilirsiniz.