Datça’nın korunmasını gerektiren 10 neden
Akdeniz foku evsiz kalacak, Ada Martısı’nın nesli tükenecek, kılıçbalığı sularımızda görülemeyecek. Tüm bunlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Datça Yarımadası’na yönelik yaptığı imar değişikliği yüzünden. 10 adımda inceledik: Datça’nın geleceğini neden tehdit altında?
1-Birleşmiş Milletlerin Gözdesi
Birleşmiş Milletler GEF Küçük Destek Programı kapsamında Datça, dünyada ilk defa uygulanan insan yaşamıyla birlikte peyzaj koruma yaklaşımının 11 pilot alandan birisi olarak seçildi. Bu kapsamda bölgede birçok sivil toplum BM öncülüğünde bir araya gelmiş bulunuyor. Bu bölgede elde edilen deneyim ve tecrübe dünyaya yeni bir doğa koruma yaklaşımı olarak sunulacak.
2-Benzersiz canlı çeşitliliği
Doğa Derneği’nin Önemli Doğa Alanı yaklaşımına göre Datça-Bozburun yarımadası bitki ve canlı yaşamı açısından sadece Türkiye değil, dünya ölçeğinde korunması gereken önemli alanlardan birisi. Bu bölgede denizel fauna ve floraya ait 807 tür, floraya ait toplam 1047 takson, 167 karasal omurgasız, 110 balık, 4 iki yaşamlı, 27 sürüngen, 123 kuş ve memeli türü yaşıyor.
3-Kuş ve Bitki Cenneti
Datça Bozburun bitki örtüsü bakımından da Türkiye’nin en özel alanları arasında yer alıyor. 40’a yakın bitki dünyada sadece Datça Bozburun’da yaşıyor. Zeytin ağaçları, kızılçam toplulukları, endemik Datça hurması, badem, yerel kekik, zakkum, defne ve keçiboynuzu gibi Akdeniz’e ait bitki örtüsüyle birlikte Akdeniz’in en orijinal makilikleri de burada yer alıyor. Kuş türleri açısından da son derece önemli bir alan olan Datça Bozburun’da, 123 kuş türü görülüyor. Örneğin, Ada martısı dünyanın en nadir türlerinden biri sayılıyor ve nesli küresel ölçekte yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Diğer martı türlerinin aksine biyolojisi gereği insan faaliyetlerinden çok olumsuz etkilenen ve ürkek bir tür olan ada martısı yapılaşmadan olumsuz etkilenecek türlerin başında geliyor.
4- Memelilerin son sığınağı
Datça-Bozburun Yarımadası barındırdığı büyük memeli türlerinin varlığı açısından önemli bir çeşitliliğe sahip. Ancak ne var ki, bu türlerin varlığı insan kaynaklı sebeplerden dolayı tehdit altında. Datça’da özellikle Kocadağ ve Emecik Dağı’nda yaşayan yaban keçisi, karakulak, bozayıyla birlikte porsuk ve su samuru bu türler arasında yer alıyor.
5-Akdeniz Foku’nun gidecek yeri yok
Dünyada sadece 700 civarında, ülkemizde ise 100 kadar nüfusla varlığını sürdüren Akdeniz foku için Datça ve Bozburun bozulmamış kıyı ekosistemi ile dünyada yok olmanın eşiğinde olan bu nadir tür için tam bir sığınak görevi görüyor. Bölgenin kıyıların korunması bu türün geleceği açısından hayati önem taşıyor. Akdeniz fokunu korumak için yıllardır uğraş veren Sualtı Araştırmaları Derneği’ne göre Akdeniz fokunu korumak aynı zamanda Akdeniz’i korumak anlamına geliyor.
6- Datça’nın altın yumurtlayan tavuğu: Badem
Datça’ya özgü olan ve bölgenin en önemli geçim kaynaklarından biri olan Badem, hem bölge halkı için hem de ülke ekonomisi için adeta altın yumurtlayan tavuk niteliğinde. Bir badem ağacından ortalama 50 kilo badem alınıyor. Kabuksuz olarak ise bir ağaçtan ortalama elde edilen badem 15 kilo ve kilosu 50 liradan satılıyor. BM’nin yürüttüğü proje kapsamında dikilen 2 bin 500 ağacın yaklaşık 10 yıl sonra getirisi 2 milyon doları bulacak. Halen Datça ve köylerindeki 1.343 hektar alanda 270 bin civarında badem ağacı bulunuyor.
7-Akdeniz’in balık kumbarası
Bu bölgede denizel fauna ve floraya ait 807 tür bulunuyor. 110 balık çeşidinin kayıt altına alındığı Datça, bakir kıyıları ile Akdeniz için balıkların ürediği ve çoğaldığı kumbara görevini de görüyor. Öyle ki, kum köpek balığı, kılıç balığı, orfoz gibi artık neredeyse başka yerlerde görülmesi mümkün olmayan türlere ev sahipliği yapan Datça’da 4 farklı alan bu özelliği sayesinde iki yıl önce balıkçılığa kapalı alan ilan edildi. Datça’da, birçok aile geçimini balıkçılık yaparak sağlıyor.
8-Balın geleceği buna bağlı
Halen birçok kişinin geçimini sağladığı balcılık Datça’nın önemli geçim kaynaklarından birisi ve bu ürünün geleceği Datça’nın doğasının geleceğine bağlı. Bölgede önemli miktarda çam balı, kekik balı, çiçek balı ve keçiboynuzu balı üretiliyor. Bir kavanoz saf balı elde edebilmek için yaklaşık olarak 17.000 bal arısının 10 milyon çiçeği ziyaret etmese gerekiyor.
9- Göz önündeki tarih
Datça ve Bozburun’un hemen hemen her yerinden tarih fışkırıyor. Geçmişi MÖ 3 binli yıllara kadar giden Datça’da, dünyanın yedi harikasından biri sayılan İskenderiye Feneri’nin mimarı Sostratos’un şehri Knidos bulunuyor. Ancak ne yazık ki yeni planla burası da tehdit altında. Çok yakınına yapılacak marina antik kent için büyük sorun. Demeter Kutsal alanı, Afrodit tapınağı ve büyük Afrodit heykeli ile dünyaca bilinen antik kentin arkeolojik sınırları halen net olarak çizilememişken, buraya yakın bölgenin de imara açılması ciddi sorunları beraberinde getirecek.
10-Uluslararası sözleşmeler çiğnenecek
Datça ve Bozburun ve burada yaşayan birçok nadir canlı Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle koruma altında bulunuyor. Bern Sözleşmesi (Avrupa yaban hayatının korunması sözleşmesi), Barcelona Sözleşmesi (Akdeniz’in kirliliğe karsı korunması sözleşmesi), Biyolojik Çeşitliliğin Korunması Sözleşmesi, CITES (Nesli tehlike altında olan flora ve faunanın korunması sözleşmesi), Peyzaj Sözleşmesi (Doğal görünümlü alanların doğal karakteristiklerini bozmamak üzerine ve görsel olarak olsa bile peyzajın bozulmaması üzerine sözleşme) bunlardan bazıları.