GeriSeyahat Darbe goygoycuları...
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Darbe goygoycuları...

Darbe goygoycuları...

ABD’nin etkili düşünce kuruluşlarından Hudson Enstitüsü uzmanlarından olan Zeyno Baran, son haftalarda konuştuğu üst düzey Türk subaylarının demokrasiye ara verilmesini arzulamadıklarını, ama laikliği korumak için “yakında harekete geçmek zorunda kalınabileceğini" söylediklerini yazdı.



10 yıl önce askerlerin dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ı iktidardan uzaklaştırdığını hatırlatan makalede, 28 Şubat sürecini başlatan koşulların bir kez daha oluştuğu iddia edildi.

 

ABD’nin ünlü Newsweek Dergisi’nde yayınlanan makalede, Baran, "O darbeyi yaratan koşullar bugün yeniden ortaya çıkıyor. Bir kez daha iktidarda bir İslamcı var. Yine generaller, hükümetin, modern Türkiye’nin laik temelini nasıl zayıtlattığını öfkeyle fısıldıyorlar. Bence Türkiye’de 2007’de bir askeri darbe olması ihtimali 50-50" diye yazdı.

Baran, Türk subayların, AB süreciyle birlikte ordunun sivillerin kontrolüne girmesinin kaçınılmaz olarak "İslamcı bir Türkiye" üreteceğini düşündüğünü vurguladı. 28 Şubat benzeri bir darbenin antidemokrasi anlamına gelmeyeceğini savunan Baran, öte yandan bunun Türkiye’nin mevcut "İslami deneyimini" sonlandıracağı ve muhafazakâr, laik, fakat yine de demokratik bir hükümetin yolunu açabileceğini iddia etti.

 

Gelelim “ihtilal goygoycusu” Baran’ın kim olduğuna?

 

Baran ABD’deki değişik düşünce kuruluşlarının paralı adamı.

 

Olabilir. Herkesin işini paralı yapması doğal. Bu bir gerçek.

 

Ama Ankara-Washington ilişkilerini yakından takip eden herkes bilir ki Zeyno Baran'ın, ABD Dışişleri Bakanlığı'nda Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Matt Bryza ile arkadaş oldukları Dışişleri koridorlarında sık sık dile getirilen bir başka gerçektir.

 

Bryza’nın, Irak işgali öncesi 1 Mart Tezkeresinin TBMM’den geçirilmesi sırasında aktif rol üstlenmiş olması da bir başka gerçek.

 

Tezkerinin reddi nedeniyle aldığı “darbe” çok etki yaratmış olmalı ki, yıllar sonra “darbe çığırtkanlığına” soyunan Baran’ın devreye sokan da ne yazık ki aynı Bryza.

 

Bu da son gerçek.

 

Gerçi Baran makalenin Türkiye’de tepki görmesinden sonra “darbe değil, postmodern müdahaleyi kastettim” dese de anlaşılıyor ki, BaranAKP’nin 4 yıldır iktidarda olduğunu unutmuş.

 

Yani sanki güvenoyunu yeni almış bir hükümet işbaşına gelmiş havasında makaleyi kaleme almış.

 

Oysa aradan 4 yıl geçmiş.

 

Acaba Baran bu makaleyi 4 yıl önce yazmış olmasın(!) demek geliyor içimden.

 

Bu nasıl mantıktır ki bir Türk kadını-üstelik postmodern demokrasisi olduğı iddia edilen ABD’de yaşıyor- ihtilal çığırtkanlığı yapıyor.

 

Bence yakın tarihimizdeki tüm ihtilaller Türkiye’de halkın kolayına geldi.

 

Yani demokrasilerde çekilen sancılar, sıkıntılar, hazmetme kapasitesi, çok seslilik, aşırı uçların marjinal tutumları, dinci radikallerin uçvermesi ve de sokağın hareketlenmesi, dahası ağırlaşan koşullar sonucu bedelin insan canı ile ödenir hale gelmesi, halkın kafasını karıştıran ögelerdi. Bu risklerin, tehditlerin karşısında korkuya kapılan halk, işi sivil politikacılardan alıp askere ihale etmeyi sevmeye başladı. Bu bir “can simidine” tutunmadan çok, kolay yoldan ve bedel ödemeden demokrasinin tapusuna sahip çıkma anlamına geliyordu.

 

Çünkü demokrasiyi seviyor, nimetlerinden yararlanmak istiyor ama iş bedel ödemeye gelince bu kez “ihtilalcilik oyunu” kolayına geliyor.

 

Örnek mi.. Hemen elimin altında bol bol örnek var. İşte bir kaçı..

 

“İhtilalin iyisi olur mu” başlıklı yazıma tepki veren Hilmi Topkara’nın “Kurtarılmış bölgelerde insanlar ölüyordu, bu mu daha iyiydi” demesi gibi.

 

Ya da Sevinç Sayram’ın peşpeşe gönderdiği maillerindeki tepkilerde özetlediği “ İhtilalleri halk destekliyordu.27 Mayıs İhtilalinin de ardında halk desteği vardı” şeklindeki yanlış ve eksik görüşünde olduğu gibi..

 

Oysa aynı yazıyı dikkatle okuyan Ergin Toyer “İhtilaller toplumun gelişmesine değil tam tersine gerilemesine neden olurlar. Askeri darbelerin olumlu etkileri olabilseydi Türkiye dünyanın en gelişmiş ülkelerinden birisi olurdu öyle değil mi” diyor.

 

Hemenyakın tarihimize bakmalıyız. 1960 İhtilalinde 20 yaşındaydım. Her 10 yılda bir askeri müdahale yaşadım.

 

Onun için ısrarla ihtilaller artık hayatımızdan çıksın diyorum. Ne içerden, ne dışardan darbe konusu kaşınmasın artık.

 

Bizler geri kaldık, çocuklarımız geri kaldı.. Bari torunlar ve onların çocukları rahat etsin diyorum.

 

Darbe goygoycuları da sahneden insin artık.

 

Bu sahnenin perdeleri kapansın artık.

 

Sezai BAYAR

 

 

False