Dans ve eğlencenin adı
Eğlencenin başkenti olarak bilinen Rio’ya tam zamanında yani karnaval döneminde gitme şansı yakaladık. Karnaval ruhunu zaten şehre adim atar atmaz hissetmeye başlıyorsunuz...
Her yer cıvıl cıvıl, insanlar her yerde dans ediyor! Müzik zaten şehrin olmazsa olmazı! Ve aslında karnaval bizim kafamızda canlandırdığımız gibi sadece tek bir caddede olmuyor: Sambadrome denilen bir arenada profesyonel dansçılar tarafından gerçeklesen performanslar var bir de sokaklarda olan bir karnaval var. Karnaval zamanı Brezilya için ulusal tatil, yani işyerleri kapalı ve Brezilya’nın her yerinden insanlar buraya akın ediyor. Kısaca sokaklarda karnaval için süslenmiş, tütüler giymiş kafalarında çiçekler olan bir sürü insan sürekli dans ediyor ve eğleniyor.
Çoğumuzun televizyonlarda gördüğü karnaval görüntüleri ise Brezilya’daki 12 büyük dans okulunun bütün sene boyunca hazırlandığı ve ülkenin en iyisi seçilebilmek için yarıştığı performanslar. Sambadrome’da düzenlenen geçit törenini yerinde izleme şansı yakalamış biri olarak tam anlamıyla büyüleyici olduğunu söyleyebilirim. Her okul şovlarını farklı bir hikaye üzerine kurgulamıştı ve her okulun 1/1,5 saat süren bu performansları tam anlamıyla bir görsel şölendi. Aslında burada sergilenen şovlarla ilgili birçoğumuzun bilmediğimiz kısmı ise aslında bu samba okulları arasında bir yarışma olduğu ve 2 günün sonunda 40 kişilik bir jürinin bu okullardan birini Brezilya’nın en prestijli ödülünü verdiği, yani yılın en başarılı samba okulunun seçildiği.
Bu okulların; performansları, şovları, kıyafetleri, yaratıcılıkları kendi taraftarları tarafından destekleniyor ve bunun için kulisler yapılıyor. Bu bakımdan bizim gördüğümüzden çok daha büyük bir hikaye var. İnsanda hemen süslenip şehrin ve karnavalın büyüsüne kapılma isteği uyanıyor ancak işinizi kesinlikle son dakikaya bırakıp oradan nasılsa bulurum dememek gerekiyor; çünkü o çok havalı kıyafetlerin nerelerde satıldığını biz bir türlü bulamadık ama ufak da olsa bir taç takayım bari en azından bir tütü giyeyim derseniz onlar her yerde var. Ancak ben kendi kıyafetlerimi ve takılarımı İstanbul’dan yanımda götürmüştüm!
Tabii herkes bizim gibi karnaval zamanı gelme hayali kurduğundan hem bir sürü turist hem de ulusal tatil dolayısıyla binlerce Brezilyalı Rio’ya resmen akın etmiş ve dolayısıyla inanılmaz bir kalabalık vardı. Havanın da 35 derece olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Bu durum kimi zaman bize zorluk yaşatsa da bu muhteşem kalabalık festivale ayrı bir renk katmayı başardı. Bu kadar fazla kişinin bir araya geldiği ve temponun hiç düşmediği başka bir festival var mı bilmiyorum. Öyle ki herkes sabahtan en renkli kostümlerini, aksesuarlarını giyip sokaklara atıyor kendini. O çok meşhur Copacabana plajına gittiğinizde insan kalabalığından plajı göremiyor olsanız da, o muhteşem koy karşısında neden adına şarkılar yazıldığını anlayabiliyorsunuz! Ayrıca dünyanın yeni 7 harikasından biri olan Kurtarıcı İsa heykeline ulaşmak hele o sıcakta biraz meşakkatli olsa da neden insanların buraya akın akın gittiğini oraya vardığınızda anlıyorsunuz! Heykelin ihtişamı karsısında cidden büyüleniyorsunuz... Paris’te Eiffel kulesi gibi Isa Heykeli de şehrin her yerinden görünüyor. Gündüzü ayrı ihtişamlı gecesi ayrı! Ve buradan bütün Rio’yu 360 derece görebiliyorsunuz...
Onun dışında Sugarloaf Dağı’na da teleferikle çıkıp Kurtarıcı İsa heykelini, Copacabana plajını, hatta bütün Rio şehrini muhteşem günbatımı eşliğinde görebilirsiniz.