Cruise turları ile güneş her gün yeni bir ülkede doğdu...

18. katın düğmesine basmak sıradan bir durumdur günümüzde... Ama olay bir gemide geçiyorsa sıradışı diyebiliriz. Parkta dolaşmak da oldukça sıradan bir eylemdir, gemide olursa sıradışı olur... Dalga sörfü, denizde olursa evet , ama bunu bir gemi güvertesinde yapıyorsanız rahatlıkla ‘sıradışı’ tanımlamasını kullanabilirsiniz... Girizgâhtan da anlaşılacağı üzere konumuz sıradışı bir yolcu gemisi…

Royal Caribbean filosunun son yıldızı Harmony of the Seas. Fransa’nın St. Nazaire şehrinde inşa edilen dev yüzen şehir, mayıs ayında Royal Caribbean’a teslim edilmişti. 1 milyar euro’yu aşan bütçeyle yapılan Harmony of the Seas 6 bin 400 yolcu kapasiteli.

3 Temmuz’da Barselona’dan bindiğimiz gemi, Palma de Mallorca (ispanya), Marsilya – Provence (Fransa), Floransa-La Spezia limanlarını dolaştı ve sonra da Roma’ya (İtalya)’ya uğrayıp Barselona’ya geri dönerek Avrupa’daki son seferini de tamamlamış oldu. Hemen belirteyim, Mallorca, gidip gezilecek, hatta ilerde yerleşilecek nefasette. Burada küçük bir şikâyetim olacak, gemi Marsilya’ya yanaştı, ama şehirdeki önemli müzeler o gün kapalıydı. İtalya temmuzda gidilecek bir yer değil. Ya da gitmeden önce çok çok üşüyüp soğuğa tövbe etmek lazım.

Baştan söyleyeyim, gemi hakkında ne kadar yazarsam yazayım geride eksik bir şeyler kalacaktır. Yüksekliği nedeniyle Boğaz Köprüsü’nün altından geçemeyecek 18 katlı bir ‘yüzenşehir’den bahsediyoruz. Kendi notlarımla başlayayım.İlk dikkat çeken, normal dışı bir hijyen uygulaması. Nereye giderseniz gidin küçük dezenfektan istasyonları ile karşılaşıyorsunuz. Ellerinizi yıkamadan sizi yemeğe almıyorlar. Hele kahvaltı öncesi restorana muslukların önünden geçip giriyorsunuz. Sigara içilen alanların azlığı da dikkat çekici. Bir başka not: ‘Bionic Bar’da içkinizi hazırlayan robot barmenler var. Çok tatlılar, kimseyle muhatap olmuyor, yalnızca işlerini yapıyorlar. Bir kokteyli 2 dakikada hazırlıyorlar. Müthiş bir kalabalık onları izliyor. Hemen belirteyim barmenlerin yapımı ve deneme testi için 41 bin 600 saat harcanmış. Çok önemli bir not daha: Harmony of the Seas toplam değeri 6,5 milyon dolar olan 3 bin parçalık muhteşem bir sanat eseri koleksiyonuna sahip. 60 ayrı ülkeden yüzlerce sanatçı... Burada ilginç bir saptama yapacağım.

Geminin koridorlarında  kaybolursanız duvarlarda asılı resimlerden kerteriz alın. (Patenli kızı bulduğumda çok seviniyordum. Odama yüz metre uzaklıkta olduğumun habercisiydi.)Oasis sınıfının en yeni gemisi Harmony of the Seas’de dünya markalarının yer aldığı kocaman bir alışveriş merkezi, her gün ve neredeyse  ‘kapalı gişe’ sergilenen profesyonel gösteriler (Columbus müzikali nefisti mesela), iki tane sörf havuzu (ki orada bütün bir günü geçirebilirsiniz), su kaydırakları (önünde sürekli kuyruk), dünyadaki  yüzen en büyük SPA salonu ve üçüncü turda nefesinizin tükendiği müthiş bir koşu pisti de yer alıyor. Gemide olanlar bunlarla sınırlı değil. Çocuk kulübü, gümrüksüz alışveriş yapabileceğiniz mağazalar ve tutkunuysanız içinden çıkmak istemeyeceğiniz kocca bir kumarhane...

Tiryakiye önemli bir tüyo: Gemi  hareket halindeyken kumarhanede sigara serbest. Harmony of the Seas’e ait içerden bir iki bilgi:

Dört tane ameliyathane var.

Günlük programların ve aktivitelerin yer aldığı bir gazete bir gece önceden odanıza bırakılıyor. Uğradığınız şehirde gezilecek, güvenli alışveriş yapılacak yerler  ve lezzetli restoranlar, şehre dair küçük tüyolar, hepsi bu gazetede yer alıyor.

Kaptan sizi sabah 8.00’de uyandırıyor. (Enerjisine biraz sinirlenebilirsiniz.)

Her gün 8 ayrı lokantada 200 ayrı çeşit yemek servis ediliyor, 40 çeşit ekmek pişiriliyor.

Haftada 60 bin yumurta, 4 bin 500 ton domates, 12 bin ton et, 4 bin ton balık tüketiliyor.Harmony of the Seas 23 Ekim’de Atlantik’i geçerek Miami’ye gidecek, oradan Batı Karayipler, (Haiti Labadee Adası,  Jamaika Falmouth ve Meksika Cozumel)  ve Doğu Karayipler (Bahama Nassau Adası,  St. Maarteen ve St. Thomas) Rotasını izleyerek tekrar Miami’ye dönecek. Türkiye’den  bu sene Karayipler’e çok ciddi bir talep var. Aklınızda olsun...