Çölün gizemi, renklerin büyüsü
Bir çöl rüzgârının peşinden sürüklenip yolumu birçok kez düşürdüm Ürdün’e. Bir yanda çölün cazibesi, bir yanda mercan resifleri… Ortadoğu’nun kalbindeki bu küçük ülke güzelliklerle dolu. Kimler geçmemiş ki topraklarından! Asurlular, Babilliler, Persler, Romalılar, Osmanlı İmparatorluğu… Yola çıkmadan önce bu etkileyici coğrafyanın en güzel duraklarıyla hazırladığımız kısa rehberimize bakın.
Ürdün her defasında farklı bir yönüyle etkisi altına alıyor ziyaretçilerini. Ay Vadisi olarak da bilinen Rum Vadisi’nde akşam çölde otururken yüzümüze vuran ılık çöl rüzgârının yaşattığı hazzı hiç unutamam...
Hafızama kazınan bu his, yeniden Ürdün’e doğru yola çıkmama sebep olmuştu. bazen mavi, çoğu zaman da kızıl diye özetleyebileceğim ülke zıtlıklarla dolu aynı zamanda. Heyecanlı, keyifli, yorucu, şaşırtıcı bir yolculuk...
Taşın en büyülü hali Petra Antik Kenti’nde kızılın en güzel rengini gördüm, çöl alanı Rum Vadisi’nde Mars’a gitmiş kadar oldum, Bedevi yaşamını deneyimledim, Ölü Deniz’de suyun üzerinde kitap okudum, Akabe’de Kızıldeniz’in rengârenk resiflerine daldım. İşte başka yerde göremeyeceğim Ürdün güzellikleri... Su üstünde kitap okuyun Dünya harikası Kızıldeniz’in incisi Büyülü çöl deneyiminden sonra sıra geldi Kızıldeniz’in sularına kendimizi bırakmaya. Sadece şnorkelle bile dalarak sualtının rengârenk dünyasını izleyebilirsiniz. Ben tüplü dalış yapmadan şnorkelle mercan kayalıklarının arasında yüzdüm, denizden çıkmak istemedim.
Petra: Dünya harikası
Nebatilerin kayıp kenti Petra çoğu insanın aklına Ürdün’ü sokup seyahate çıkaran bir yer.
Bazı yerler kartpostallardaki görüntülerinden daha da güzeldir ya, işte öyle bir yer Petra. Sırf kayalıkların güneşin açısına göre pembe, kırmızı, turuncu ve sarıya dönüşen rengini görmek için bile gitmeye değer.
Girer girmez ‘surma veya kohl’ çekilmiş gözleriyle Bedeviler çıkacak karşınıza. Sizi atla gezdirmek için yanınıza geliyorlar, biraz fazla ısrarcılar. Açıkçası bu rahatsız edici olabiliyor. Biz peşimize takılan atlılardan kurtulmak için turizm polisine başvurmak zorunda kaldık.
200 metre uzunluğundaki kayalıkların arasında kalan, zaman zaman 2 metreye kadar daralan bir kanyondan geçiyorsunuz. Kanyonda ilerlerken tarihi çizimler, mezarlar ve şehre su taşıyan boruların kalıntılarını göreceksiniz. Yüremeye devam edince kumtaşı kayalıkların yontularak freskler ve sütunlarla süslenmesiyle yapılmış El-Khazneh, yani ‘hazine’ çıkacak karşınıza. El-Khazneh’i ‘Indiana Jones’ filminde görmüş olmalısınız. Nebatiler döneminden kalmış ve o dönemde kraliyet mezarlığı olarak yapılmış. Sonrasındaysa korsanların hazinelerini saklamak için kullandıkları söyleniyor.
Petra’yı gece de görmek büyüleyici bir deneyim. ‘Petra by Night’ etkinliğinde El-Khazneh önünde yüzlerce mum yakılıyor ve kanyon sadece mumlarla aydınlatılıyor.
Rum Vadisi: Yeryüzündeki Mars
Ürdün seyahatinin en unutulmaz bölümlerinden biri de Rum Vadisi. ‘Ay Vadisi’ anlamına geliyor. Kayalık dağların milyonlarca yılda rüzgâr erozyonuna uğramasıyla oluşmuş. Size her köşesinde ‘uzaya gitmiş olabilir miyim’ hissi yaşatacak bir yer.
‘Arabistanlı Lawrence’, ‘Transformers’ gibi birçok filmde plato olarak kullanılmış. Öyle günübirlik gezilip görülecek bir yer değil. Gerçek bir çöl deneyimi yaşamanız için mutlaka gecelemeniz gerek. Ben çölde Bedevi kampında kaldım. Gündüz çöl güneşinde gezmenin tadını çıkarıp günbatımında deveyle dolaştım.
Bölgeyi keşfedip çölün derinliklerine inmenin en güzel yollarından biri de araçla çöl safarisi yapmak. Akşam saatlerindeyse çöl serinliğinde yakılan ateşle ısınıp Bedevilerin müziklerine eşlik ettik. Açıkçası çölün gece bu kadar serin olacağını ve üşüyeceğimi düşünmemiştin. Gece Bedevilerin rehberliğinde yıldızları izlemeye gittik. Yine burada da zifiri karanlığın tam ortasında ateş yakmışlardı, üşümedik. Ateşin etrafında çayımızı içtikten sonra biraz tepeye doğru yürüyüp kendimizi gökyüzünün ışıltısına bıraktık. Ben yıldızları daha önce çıplak gözle bu kadar net ve kendime bu kadar yakın görmemiştim. Böylece çölde geçirdiğim bu gece hayatımın en heyecan verici anıları arasında yerini almış oldu.
Rum Vadisi’nde Bedevi kamplarında konaklamak için önerim fütüristik görünümü ve küre biçimli çadırlarıyla Sun City Camp, Wadi Rum Night Luxury Camp, Hasan Zawaideh Camp.
Lut Gölü: Su üstünde kitap okuyun
Ürdün’den başka bir yerde yaşayamayacağınız bir başka deneyim de Lut Gölü’nde, diğer adıyla Ölü Deniz’de kitap okumak. Öyle göl kenarında değil, bizzat üzerinde uzanarak. Tuz oranı o kadar yüksek ki su sizi batırmıyor. Deniz seviyesinin yaklaşık 400 metre altında olması nedeniyle dünyanın en alçak noktası da burası.
Akabe: Kızıldeniz’in incisi
Büyülü çöl deneyiminden sonra sıra geldi Kızıldeniz’in sularına kendimizi bırakmaya. Sadece şnorkelle bile dalarak sualtının rengârenk dünyasını izleyebilirsiniz. Ben tüplü dalış yapmadan şnorkelle mercan kayalıklarının arasında yüzdüm, denizden çıkmak istemedim.
Ürdün Lezzetleri
Fettuş salatası: Kıtır pideler, bol malzemeli domates, marul, salatalık ve sumakla hazırlanıyor.
Mansaf: Kuzu etli, bademli, bir tür Bedevi pilavı. Mansaf ve diğer lezzetleri Sufra adlı restoranda deneyebilirsiniz.
Tabule: İnce ince kıyılmış maydanoz, domates, bulgur, limon, sarımsak ve zeytinyağının bir araya gelmesiyle yaptıkları harika bir salata.
Mütebbel: Hatay mutfağından da bildiğimiz közlenmiş patlıcan, tahin, limon, sarımsak ve yoğurtla yapılan bir tür meze.
Humus: Haşlanmış nohudun içine tahin, kimyon, limon suyu katılarak hazırlanıyor.
Zahter salatası: Zahter bir tür dağ kekiği. Kaynatıp bitki çayı olarak içildiği gibi yemeklerde ve salatalarda da kullanılıyor.
Künefe: Habihah, künefe yemek için Amman’da uğramanız gereken ilk duraklardan.