Çocukla Çeşme in, Alaçatı out!
Bu hafta rotamız çocuk sahibi olmadan önce sık sık gittiğim Çeşme’ydi. Fakat bu kez Alaçatı’da 5 gün 5 gece eğlenmek yerine, çocukla denize girebileceğim yerleri keşfe çıktım. Ben Çeşme’nin sığ plajlarında ancak belime kadar denize girsem de Lorin suyla oynamanın tadını doyasıya çıkardı.
Artık rahatlıkla söyleyebilirim ki Lorin bu yaz yollarda büyüdü. Kısa ya da uzun; İstanbul’a yakın ya da uzak rotalar derken yazın sonunu geze geze getirdik. Lorin’e minik bir seyyah demek abartı olmaz. Zira otele girer girmez orada kaç gün kalacağımızı sorup son gün de “Altık bulada işimiz bitti anne” deyip ‘davulunu’ hazırlamaya başlıyor. Ve aralarda evini özlediğini de itiraf ediyor.
Bu defa rotamız çocuksuzken sık gittiğim Çeşme’ydi. Meğer ben Alaçatı’dan çıkmadığım için bugüne kadar pek de bir yerini görmemişim. Çocukla seyahat edenler için İstanbul’a yakın, ideal bir rotaymış. Üst üste arabalı yolculuk bizi yorduğundan bu defa İzmir’e uçup Çeşme’ye geçtik.
Tatilimiz yaz aylarındaki hava trafiğinin yoğunluğu sebebiyle uçuşta rötar yiyerek başladı. Hem de 45 dakika... Zaten ne olur ne olmaz diye 1.5 saat erken gidince gördüğüm rötar süresi beni epey endişelendirdi. Bileti alıp bavullarımızı verir vermez soluğu Plaza Premium Lounge’ta aldım. ‘Biraz yemek yedirir, biraz uçakları gösterir, sonra da tabletle oyalarım inşallah’ diye düşünürken karşıma lounge’ın içindeki HiPP’in Kids&Baby Friendly Lounge’ı çıktı. İçeride hem çocuk oyun hem bebek emzirme odası var.
Bu yaz başında açmışlar. İnanın, hayatta çok az şey beni o an bu kadar mutlu edebilirdi. Lorin’i hemen oyun odasına götürdüm. Küçük ama işlevi büyük bu alanda oyuncaklarla oynamaya başladı. Daha sonra ona iki çocuk daha katıldı. Kız çocuğu Lorin’e yaklaşıp İngilizce “Bebeklerle oynayalım mı” diye sordu. Lorin kızın önce suratına baktı, sonra durumu hiç bozmadan Türkçe “Doğruuu” diye cevap verdi. Kız bu sefer daha uzun oyuna davet cümleleri kurdu ama benimki yine sanki dediklerini çok iyi anlıyormuşçasına haklısın manasında “Doğruu” diye yineledi.
Lorin, Alaçatı sokaklarında pijamalarıyla sabah turunda...
Kızın annesi biraz Türkçe biliyormuş, karşılıklı epey güldük Lorin’in durumu kurtarma çabasına. Fakat sonra gördüm ki çocukların anadili aslında sadece oyun. Anlaşmak için başka dile de ihtiyaçları yok. Rötar üstüne rötar olsa da Lorin hiç sızlanmadan gayet eğlenerek vakit geçirdi. Geç de olsa sorunsuz Çeşme’ye vardık.
HiPP’in çocuk odasında uçağı beklerken...
Aile evi gibi bir otel
Her yere yakın olsun diye Ilıca’da şahane bir bahçesi olan Villa İnci’nin bir odasını kiralamıştım. Sahipleri Sevgi Abla ve Hüseyin Abi’ye buradan selam olsun. Tüm öğünlerinizi oradaki mutfak eşyasını kullanarak hazırladığınız bir sistemleri var. Tam bir kalabalık aile ortamı. ‘Günün çok sıcak vakitlerini verandasında geçiririm, Lorin bahçede oynar’ diye düşünmüştüm. Gidince yanılmadığımı anladım. Harika bir 5 gün geçirdik. Çeşme’de çocukla gidilecek sahillerin başında Ilıca geliyor ki suyunun sığlığı, ısısı ve kumsalı tam çocuklara göre. Deniz tabanının kum olması da işin bonusu... Diğer koyları da anlatacağım ama canınızı sıkacak tek detayı baştan söyleyeyim: Çeşme’de çok pastane var. Dondurma seven çocuklar sürekli pastaneye gitmek isteyecek ve leziz tatlılar arasında siz de kendinizi tutamayacaksınız.
Villa İnci’de yoga da yaptık
Minikler Ilıca’da mutlu
Ilıca’nın epey uzun bir sahili var. Kumrucuların olduğu kesimde denize girebiliyorsunuz. Hafta içi de olsa Ilıca Halk Plajı kalabalık. Kafesi güzel ancak sıra hep uzun. Bazı otellerin iskelesi var ancak sahili yok. Çocukla rahat edemeyebilirsiniz. Biz bir akşam yemeğini de kaldığımız yerden çok uzaklaşmadan Ilıca’da yemek istedik. Denizin üstünde şık restoranlar var. Bütçenize bağlı olarak bir gecenizi burada geçirebilirsiniz.
Favori beldem: Paşalimanı
Yazlık sitelerin önünde tıpkı Ilıca sahili gibi bir plaj var. Suyu sığ, ısısı süper. Siteye ait ama dışarıdan da girilebilen uygun fiyatlı kafe güzel. İlla konfor arıyoruz derseniz sahilin sonuna doğru iki lüks plaj var. Çocuklar için ideal. Giriş yerine harcama limiti ödüyorsunuz.
Nihayet yüzdüm: Kocakarı Plajı
Bir günümüzü Dalyan’daki plaja ayırdık. Şezlonglu alan kıyıdan uzak. Kıyıda sandalyeniz veya havlunuzla oturuyorsunuz. Denizi berrak, dalgasız. Ilıca ve Paşa Limanı’ndan sonra nihayet yüzebildim. Birkaç metre sığ, sonra yüzebileceğiniz kadar derinleşiyor.
Akşam aktivitelerinin meskeni
Çeşme sahilinde denize girecek yer sınırlı. Kaleye doğru küçük bir halk plajı var. Günbatımına yakın kendimizi hep Çeşme’ye attık. Marinada yürüdük, sokak konserlerine katıldık. Bütün fırınları ziyaret ettik. Pastaya, çöreğe, dondurmaya doyduk.
Alaçatı çocukla olur mu?
Bence olmaz. Port’taki plajlara Lorin’le gidemeyeceğim için çocuk dostu butik otel Cieolo Limon’da iki gün kaldık. Akşamları sokaklarda koşup eğlendi ama ben kaybolacak endişesiyle onu takip etmekten yoruldum. Yel değirmenlerine çıkmak güzeldi.
BAŞKA NELER VAR?
Çocukla denize girmek için tavsiye edilen diğer yerler: Ayayorgi, Delikli Koyu ve Çeşme Altınkum Plajı. Alaçatı’dan Paşalimanı’na kadar her yerde rahat ettiğiniz tek konu yemek. Envai çeşit restoran, sabah erken açıp gece geç saatlerde kapatıyorlar. Her bütçeye uygun bir alternatif bulunuyor.