Burası bir doğa ve tarih harikası, ziyarete bahane olmaz...
Kapadokya’yı ziyaret etmek için doğru zaman yoktur; ne zaman ziyaret ederseniz edin konuklarını büyüler... Şu sıralarda yolunuz düşerse o harika peribacaları ve tarihi kalıntıların panoramasına bağbozumu da eşlik ediyor. Bir hafta sonuna sığdırıp, dolu dolu gezip görmek mümkün. Bir Kapadokyalı olarak bölgeyi tanıyıp anlamanızı sağlayacak 13 önerimi yazdım.
1. Gökyüzünden izleyin
Kapadokya’da yapmanız gereken ilk şey, balon turlarına katılarak Göreme Açık Hava Müzesi’ni, Uçhisar ve Ortahisar kalelerini, Zelve’yi, Paşabağları Ören Yeri’ni, Çavuşin’i, Devrent Vadisi’ni, Zemi, Güllüdere, Güvercinlik mevkilerini ve Aşk Vadisi’nin eşsiz görsel zenginliğini metrelerce yükseklikten kuşbakışı izlemenin keyfini çıkarmak olmalı.
Sabah daha gün doğmadan Avanos, Göreme çevresindeki düzlüklerde havalanan balonlar peş peşe gökyüzüne süzülür. Vadinin hemen her yerinden yükselmeye devam eden onlarca rengârenk balon, bu masal diyarını büyülü bir atmosfere dönüştürür. Balona binmeseniz de erkenden kalkıp gökyüzündeki renkli seremoniyi izleyin ve fotoğraflayın.
2. Vadiler, bağlar...
Peribacaları ve sararan yapraklarla kaplı vadilerde doğa yürüyüşleri gününüze renk katacaktır. Vadilerde bisiklet, at ve ATV’lerle düzenlenen turlar da var. 6 kilometreye yayılan Gomeda ve devamındaki Üzengi Vadisi, dıştan bakıldığında bir kaleyi andıran güvercinlikleriyle ünlü. Roma İmparatorluğu döneminde vadi, yaklaşık 600 ev, 2 kilise, 2 nekropol ve 1 yeraltı şehri olan bir yerleşim yeriymiş. Vadiye, Ürgüp’e bağlı Mustafapaşa’daki Cumhuriyet Meydanı’ndan girebilirsiniz. Mustafapaşa da ayrıca kendi içinde güzel ve sevimli bir ilçe.
Gomeda Vadisi’ne çıkan bir diğer yol da Ayvalı Köyü içinden geçiyor. Görmeden dönülmemesi gereken noktalardan biri de Paşabağı Vadisi. Kapadokya bölgesindeki en karakteristik yerlerden. Daha az bilinen diğer adı Rahipler Vadisi. Vadide, Bizans döneminde tecrit edilmiş bir hayatı tercih eden kişiler yaşamış. Peribacalarından birinin içinde Aziz Simeon adına yapılmış bir şapel ve kayaya oyulmuş yapılar var. Ve tam bağbozumu dönemindeyiz; bir bağbozumu turuna katılabilir, üzüm toplayabilirsiniz.
3. Peribacalarının en çok olduğu yer: Zelve
Farklı inanışlara sahip iki toplumun aynı zamanda yaptığı kilise ve camileri, birbirlerine ve dinlerine olan anlayış ve hoşgörüyü görmek isterseniz Zelve Açık Hava Müzesi’ni mutlaka gezin. Zelve harabeleri, peribacalarının en yaygın ve en güzel olduğu noktalardan. Burada doğa yürüyüşü yapabilir ya da farklı safari programlarından biriyle gezebilirsiniz.
4. Günbatımının en etkileyicisi Kızıl Çukur’da
Bu vadideki kiliseler bölgenin en eskilerinden. Güneşin batışını izlemeden önce yürüyüş yapabilirsiniz. Kızıl Vadi ’ye Ortahisar’dan girdiğinizde kolaylıkla yüksek kısımlarda gezebilirsiniz. Kilise görmek isteyenler Haçlı Kilisesi’ne kadar yürüyebilir. Bu yolda üzüm bağları size eşlik edecek. Kapadokya’nın tüm karakteristik özelliklerine sahip olan vadi, kızıl tüf kayalardan oluşmuş. Güneşin batışı sırasında rengi iyice kızıllaşıp buradaki günbatımını eşsiz kılıyor.
5. En eski yerleşim: Çavuşin
Çavuşin, Avanos ve Göreme arasında; Göreme’ye 2 kilometre mesafede. Selçuklu mimarisi örneği Eski Cami bölgenin mutlaka görmelisi gerekenleri arasında. 1958’deki heyelan sonrası köy boşaltıldığında kullanıma kapatılan cami 2011’de kapsamlı bir restorasyon geçirip yeniden açıldı.
6. Göreme ve Aşk Vadisi’nde yürüyüş
Kapadokya bölgesindeki en yoğun kaya otellerin ve restoranların toplandığı yer Göreme. Konum olarak o meşhur sıcak hava balonlarının sabahın ilk ışıklarında yükseldiği vadilere bakıyor. Panoramik olarak en iyi görüntüyü sunan vadi diyebiliriz. Buraya Aşk Vadisi denmesinin nedeniyse bu vadide evlilik tekliflerinin sıkça yapılması. Burada bir de Âşıklar Tepesi adında bir seyir bölümü var. Araçla vadinin içlerine kadar girmek zor olduğundan en güzel manzaraları yakalamak için Âşıklar Tepesi’ne çıkabilirsiniz. Vadinin yürüyüş parkuru yaklaşık 5 kilometre kadar.
7. Açık hava müzesinde tarih yolculuğu
Manastır eğitiminin başladığı ilk yer olan Göreme Açık Hava Müzesi, kiliseler, mezarlıklar, şapeller, yemekhaneler ve şarap mahzenlerinden oluşan bir manastır kompleksi. Tüm alanı gezmek için iki saat ayırmanız yeterli. Burada ziyarete açık olan yerler: Kızlar ve Erkekler Manastırı, Aziz Basil Şapeli, Elmalı Kilise, Azize Barbara Şapeli, Azize Katerina Şapeli, Yılanlı Kilise, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise ve Tokalı Kilise. Bu yerlere ek olarak çökme tehlikesi olduğundan ziyarete kapalı aslında 18 kilise ve 11 yemekhane daha var.
8. En yüksek kale: Uçhisar
Uçhisar, Göreme’ye birkaç kilometre mesafede ona komşu olan Güvercinlik Vadisi denilen bölgede... Bölgenin her yerinden görülebilen en yüksek yeri olan Uçhisar Kalesi’nden bütün peribacalarını izleyebilirsiniz. Bu vadi ismini, zamanında burada yaşayanların kayaları oyarak açtığı güvercin yuvalarından alıyor. Güvercinlik Vadisi’nde trekking, bisiklet, koşusu ve yoga gibi etkinlikler çok popüler. Vadinin içine girmenin tek yolu yürümek.
9. Dizilerin mekânı: Ürgüp
Tarihsel ve doğal güzellikleri bakımından Nevşehir’i dünyaya tanıtan ilk yer Ürgüp’tür desek yalan olmaz. Buranın en yüksek tepesi olan Temenni Tepesi, şehrin her yerinden izlenebilir bir konuma sahip ve aynı zamanda bu tepeden Erciyes Dağı da görülebiliyor. Temenni Tepesi’nde iki tane kümbet var. Tepeye girişte sağda kalan kümbet bir türbe. Ziyaretçilerin bu türbeye dilek tutmak için bez bağlamaları nedeniyle adı da ‘Temenni’ olarak kalmış. Tepede 3. Alaeddin Keykubat’a ait olduğu söylenen bir mezar var. Çok zamanınız varsa ve Kapadokya’da geleneksel bir konak nasıl olur diye görmek isterseniz diziyle meşhur olup ziyaretçi akınına uğrayan Asmalı Konağı da gezebilirsiniz.
10. Fotoğrafın vazgeçilmezi: Üç Güzeller
Klasik şapkalı peribacası formunun en güzel göründüğü yer burası. Üç Güzeller’in bir de efsanesi var: Kapadokya kralının kızı, bir çobana âşık olmuş. Kral karşı çıkmış ama prenses yine de çobanla evlenmiş. Çobanla prensesin bir çocuğu olmuş, kral kızını affetmemiş ve peşlerinden tüm aileyi katletmesi için asker göndermiş. Tam öldürülecekleri sırada prenses Tanrı’ya onları bu durumdan kurtarması için yalvarmış. İşte o anda üçü de taşa dönüşmüş. Bu taşlardan en öndekinin çoban, ortadakinin çocukları ve en arkadakinin de prenses olduğuna inanılagelmiş.
11. Taş konaklar kenti Mustafapaşa
Mustafapaşa 1924 mübadelesine kadar Ortodoks Rumların yaşadığı ve 700’e yakın taş konağın olduğu bir köymüş. Köyün sakinleriyse şarap ve tıbbi ürünler satan, varlıklı tüccar Rumlarmış. Mübadeleyle köyün sakinleri Yunanistan’a gönderilip yerine Türk nüfus yerleştirilmiş. Taş işçiliğini sanatsal bir mimariye dönüştüren Sinasos mimarları bölgede rivayete göre Mardin’den ve Suriye sınırından gelmiş. Rivayetin gerçek olabileceğini düşündürense Mardin’deki evlerle Mustafapaşa evlerinin birbirine çok benzemesi. Günümüzde Kültür Bakanlığı tarafından korunan kasaba 1981’de turizme açılmış. Mustafapaşa’da asırlık yaşlarıyla 93 ev, 30’a yakın kilise ve şapel görsel bir şölen sunuyor.
12. Yeraltında başka bir dünya
36 tanesi gün yüzüne çıkarılmış, 150-200 civarında yeraltı şehri olduğu tahmin ediliyor. Bu şehirler çok sofistike bir planlamaya sahip. İçinde gezip görebileceğiniz havalandırma, sulama, ısınma, kanalizasyon sistemleri, hastanesinden kiliselere çeşitli kamu kurumları var. Ziyarete açık olan yeraltı şehirlerinin en popüleri 8 katlı Derinkuyu. 50 bin kişinin yaşayabildiği yeraltı şehrindeki yerleşik yaşamın Asurlara dayandığı düşünülüyor. Derinkuyu ismini, içindeki kuyulardan alıyor. Bu kuyular, yerin 60 metre aşağısına inerek, doğal bir havalandırma görevi görüyor. Bir diğer önemli yeraltı şehri Özkonak. Avanos’a 14 kilometre mesafedeki Özkonak Yeraltı Şehri 4 katlı. Temelinin Hititler tarafından atıldığı düşünülüyor. 8 katlı ve 6 bin kişi kapasiteli Mazı Yeraltı Şehri ve 5 bin kişi kapasiteli Kaymaklı Yeraltı Şehri de görülebilecek diğer yapılar.
13. En büyük peribacası
Ortahisar Kalesi, tüm Kapadokya bölgesinin en büyük peribacası. Adeta Kapadokya’nın bacası gibi Ortahisar’da tüm heybetiyle yükseliyor. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde sığınak görevi de üstlenmiş. Kaleye çıktığınızda Ürgüp, Avanos ve Göreme’yi kuşbakışı görebiliyorsunuz.
EN İYİ TESTİ KEBABI NEREDE YENİR?
Millocal Restaurant: Avanos çömleklerinde ağır ağır pişen testi kebabı yörenin en tanınmış yemeği. Uçhisar’daki Millocal’in hem manzarası çok güzel hem de testi kebabını iyi yapıyor.
Lil’a Restoran: Uçhisar’daki Museum Otel’de hizmet veren restoran Kapadokya’nın lüks sayılabilecek mekânlarından ve mutfağı oldukça başarılı.
Tandır: Ortahisar’daki restoranın günbatımı manzarası enfes. Et yemekleri başarılı ancak testi kebabı sipariş edecekseniz üç saat önceden haber vermeniz gerekiyor.
Beey Kebap: Çökertme kebabıyla ünlü.
Karşıbağ Kafe Restoran: Ortahisar’da Hatice Yavuz’un işlettiği mekânın kahvaltısını ve yemeklerini tatmanız gerek.
TopDeck Cave: Göreme’de sadece 10 masası olan, otantik, güzel atmosferli bir restoran ve yemekleri çok lezzetli. Salı günleri kapalı.
Ziggy: Harika Ürgüp manzarası ve lezzetli mezeleri denemelisiniz.
Seyyah Han: Otantik atmosferi ve terasındaki peribacaları manzarası görülmeye değer.
Uranos Sarıkaya Restaurant: Yemeklerin yanı sıra eğlencesi ve atmosferi için de tercih edilebilecek bir yer.
GÜNDÜZ SICAK GECE SOĞUK
Kapadokya’ya bu aralar gidecek olanlar karasal iklimini göz önünde bulundurarak bavulunu hazırlamalı. Gün içindeki yüksek sıcaklıklara önlem olarak yanınıza şapka, dudak koruyucu, güneş gözlüğü, güneş kremi alın. Gündüz şort ve ince tişörtlerle gezerken, gece daha kalın giysilere ihtiyaç duyacaksınız. Bu yüzden bavulunuzda gece için uzun kollulara, kazak, mont ve pantolonlara yer açın. Yürüyüş ayakkabıları da Kapadokya’yı gezmeniz için olmazsa olmazlardan.
KÖFTÜR ALIN, KURU KAYMAK TADIN
Kapadokya’da bağbozumu demek, aynı zamanda toplanan üzümlerden pekmez, pestil ve halk arasında en sevilen tatlardan köftür yapımı demek. Köftür için Anadolu jelibonu da deniyor. Aslında bir nevi üzüm lokumu. Temelde üzüm suyu (şıra), un ve nişasta olmak üzere sadece üç bileşenden oluşuyor. İçinde hiç şeker yok. Yöreye özgü kuru kaymak adeta sütten bir gofret! Klasik ekmeğe sürülen kaymaklar gibi yumuşak değil; bıçakla kesilecek, elle kırılacak kadar katı. Sütün kaynatılması, dinlendirilmesi, kaymağın kurutulması derken yapımı en az 5 günlük emek istiyor. Buzdolabında 10-15 gün dayanabiliyor. Sadece Nevşehir’in Derinkuyu ilçesinin Kaymaklı Köyü’nde üretiliyor. Zaten kuru kaymak köyün tescilli lezzetlerinden.