Burada zaman hiç akmasa, hep dursa...
Cunda Patriça Koyu’ndayız... Burası en hareketli günlerde bile sakinliğin, dinginliğin, huzurun hâkim olduğu adeta cennetten bir köşe. Milli park olduğu için ne yazlık, ne site, ne elektrik ne de telefon mevcut. Ama tertemiz bir deniz, uçsuz bucaksız bir sahil, bol güneş, zeytin ve çam ağaçlarının gölgesi, oksijeni bol esintili hava, kıyıya vuran dalgaların sesine karışan böceklerin melodileri var. Bir de geçmişle bugünü buluşturan Zeytuna Beach...
Rotamız, ‘adalar ve rüzgârlar ülkesi’ Ayvalık’ın şirin adası Cunda’nın (Ali Bey) arka yüzündeki ‘Pateriça’ veya diğer ismiyle ‘Patriça Koyu’... Burası, yasayla korunduğu için bir kısmı tozlu bozuk toprak yoldan ulaşabileceğiniz ama ilk gördüğünüzde etkilenip büyüleneceğiniz bir yer.
Önü başka, arkası başka güzel
Sezonun en hareketli günlerinde bile sakinliğin, dinginliğin, huzurun hâkim olduğu adeta cennetten bir köşe. Adanın ön yüzüne kıyasla ‘in cin top oynuyor’ gibi görünüyor. Bu anlamda buraya ‘huzur koyu’ demek de mümkün. Zira, ‘milli park’ olduğu için kalıcı yapılaşmaya izin verilmiyor. Zamanında ne yapılmışsa onlar kalmış. Dolayısıyla, sit nedeniyle neredeyse çivi çakmanın yasak olduğu günümüzde, zeytin toplamak için gelenlerin konakladığı, ‘Birinci Köy’ ve ‘İkinci Köy’ olarak anılan, Rumlardan kalma 25-30 evin dışında ne yazlık var ne de site...
Kazdağları’nın esintisi burada
‘Peki, ne var’ diye sorarsanız, aslında çok fazla bir şey yok. Örneğin, elektrik yok. Telefon da yok. Ama temiz mi temiz turkuvaz renkli bir deniz, uçsuz bucaksız pırıl pırıl bir sahil, bol güneş, zeytin ve çam ağaçlarının serinleten gölgesi, Kazdağları’ndan gelen oksijeni bol esintili hava, kıyıya vuran dalgaların sesine karışan ağustosböceklerinin melodileri ve her şeyden önemlisi sessizlik, kendinizle baş başa kalma fırsatı var.
Ayrıca; evlenmek isteyen kızların dilek kapısı olarak ün salan, bugün bakıma muhtaç durumdaki ‘Ayışığı Manastırı’ ile yaşlanan korsanların işledikleri günahlardan arınmak için son dönemlerini geçirdikleri rivayet edilen, yıkık duvarları ve kulesiyle hâlâ ayakta durmaya çalışan ‘Agios Yorgis Manastırı’ da burada. Yunanca ‘Koltuk Değneği’ anlamına gelen ‘Patriça’, konfordan ve kalabalıktan uzak kafa dinlemek isteyenler için gündüzü başka, akşamı başka yaşanan ender sığınaklardan.
El değmemiş kadar güzel koyda
5 yıldızlı lüks otellerden sıkılıp biraz da doğal hayatın özlemi içinde olan gezginlerin tercih ettiği bölgede yer alan Zeytuna Beach, geçmişle bugünü buluşturan neredeyse tek tesis. Bodrum’un duayen turizmcilerinden, yıllarca 1500 kişi kapasiteli iki otel işleten Şahin Birer’in bir sergi için geldiği Cunda’da dolaşırken keşfettiği ve büyülenip yerleşmeye karar verdiği Patriça’da hayata geçirdiği tesis, el değmemiş kadar güzel bir koyda ve koyun en güzel alanında size hayallerinizin de ötesinde özel bir keyif sunuyor.
Kitesurf ve yelken için ideal
Elektriğin olduğu son yerde 4 dönüm arazi üzerinde kurulu 250 kişi kapasiteli Zeytuna Beach, haftanın 7 günü 10.30-20.00 saatleri arasında plaj ve bar, akşamları ise kabuklu deniz ürünleri ağırlıklı gurme lezzetleriyle restoran olarak hizmet veriyor. Mezeler, otlar ve salatalar da damak çatlatan türden. Tesisin 100 metrelik kendine özel plajı var. Havuzu deniz suyu. İçinde hiçbir kimyasal yok. Şahin Birer, Patriça Koyu’nun balık ve kabuklular açısından zengin olduğunu söylerken, sebzelerin ise tesisin bir köşesinde oluşturdukları bostanda kendi yetiştirdikleri doğal ürünler olduğunu belirtiyor. Denizi sığ olan Patriça Koyu’nun bu haliyle doğal bariyer görevi üstlendiğini kaydeden Şahin Birer, “Bu bölge hep rüzgârlı ama korunaklı. Bu açıdan özellikle kitesurf, rüzgâr sörfü ve yelken için ideal. Alaçatı ve Akyarlar’dan bu sporların en iyi eğitmenlerini getirttim. Amacım Patriça Koyu’nu sörf ve yelken merkezi yapmak. Hep cıvıl cıvıl olmasını sağlamak. Zira, dünyada böyle bir yer yok” diyor.
Gün başka batıyor, başka doğuyor
Patriça’da gün gökkuşağının farklı tonlarına bürünerek veda edip doğuyor. Ve bu haliyle denizin rengiyle birleşip romantizmi doruklara çıkarıyor. Sessizliğin, huzurun tam ortasında, tarihin izlerini taşıyan bir yerde, sizlere arayıp da bulamadığınız tatili ve keyfi sunuyor.
Kâh ada seyrine çıkabileceğiniz, kâh balık keyfinde sevdiklerinizle kahkahalarla sohbet edebileceğiniz, yeni hikâyeler keşfedebileceğiniz ve ayrılmak istemeyeceğiniz anlara imza atmanızı sağlıyor. Dingin ve sakin havası, maviyle yeşilin bütünleştiği, ıssız, bitmeyen, sonu gelmeyen bir masal görüntüsündeki Patriça, gerçekten de görmeniz ve keşfetmeniz gereken bir yer. İnanıyorum ki, bu eşsiz yerde geçirdiğiniz anları asla unutamayacaksınız. İzin verin, hayat tam da sizin istediğiniz gibi aksın.