Böyle tuhaf postacı dostlar başına
Ferdinand Cheval, hayatımda duyduğum en tuhaf insanlardan. 1836 yılında doğmuş ve 1924 yılında ölmüş. Hayatının 33 yılını, tuhaf, akıl almaz bir işe adamış. Görüp görebileceğiniz en egzotik yapıtlardan birini inşa ederek emeklilik yıllarını geçirmiş. Bu olağanüstü yapı, ‘Naif Mimari’nin en önemli yapıtlarından…
Le Palais İdeal (İdeal Saray), Fransa’nın ortalarında, Lyon’un 80 km. güneyindeki Hauterives (Otriv okunur) kasabasında.
Abinin kendi ağzından anlatalım, “Tuhaf bir rüya gördüm. Rüyamda bir saray veya mağaralar üzerine kurulu kale gibi bir şey inşa ediyordum. Bu rüyamdan kimseye bahsetmedim. Tam 15 yıl boyunca bu rüyadan sık sık görür oldum. Bir gün, yolda çok hızlı yürürken ayağım bir taşa takıldı ve birkaç metre ileri uçtum. Kalktım, üzerimi silkeledim ve beni düşüren bu tuhaf şekilli taşı müsait zamanımda incelemek için yerden alıp çantama attım. Ertesi gün gene aynı yerden geçerken çok güzel ve değişik başka taşlara rastladım, hepsini topladım.
“Bunlar birer kumtaşıydılar. Yağmur ve akarsuyla aşınmışlar ve sonra havayla temas ederek kaya gibi sertleşmişler. Her biri adeta yapılması zor birer heykel olmuş. Bazıları bir hayvana veya tanıdık bir simaya benzeyen birer karikatür gibiydi. Bunun üzerine kendi kendime dedim ki, ‘Madem tabiat böyle heykeller yapıyor, ben de duvar işçiliğini ve mimarisini yapayım’.”
Böylelikle başlıyor büyük serüven. Tam 33 yıl gece gündüz boyunca postacı Cheval çalışıyor. Gündüzleri her gün 25-30 kilometre yürüyerek posta dağıtıyor, boş zamanlarında ve geceleri de yağ kandilleri yardımı ile sarayını inşa etmeye başlıyor. Unutmayınız ki o devir kartpostallar devri. Dünyanın her yanından gönderilen kartpostallardaki fotoğrafları belleğine kazıyor. Bu nedenle saraya baktığınız zaman adeta tüm dünyayı görüyorsunuz. Mısır, Uzakdoğu, Latin Amerika, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Hindistan, aklınıza neresi gelirse var burada. Postacı Cheval adreslerine teslim etmeden kartpostalları, mecmuaları inceliyor. Ahtapotlar, develer, filler, yırtıcı hayvanlar, pelikanlar, egzotik kuşlar, ayılar vesaire... Yanında, dünyanın her köşesinden mitolojik ve hayali karakterler. Dini öğeler de ihmal edilmemiş, hayal ürünü tapınaklar, kiliseler ve camiler duvar ve tavanlarında felsefik şiirler...
İlk 20 yılını dış duvarlarını yaparak geçiriyor. Sonra iç detaylara, dehlizlere başlıyor. Aklınıza ne geliyorsa var burada. Bir Hindu tapınağı, yanında bir İsviçre Şale’si, ona bitişik Fransızların ‘Maison Carrée’ (Kare Ev) dedikleri Roma mezarına bitişik bir ortaçağ kalesi. Bir yerlerde bir cami bile hayal edilmiş. Cheval’in takdir ettiği üç adam dev boyutta.
Postacı Ferdinand Cheval
Postacı Cheval kendi mezarını da bu sarayda yapıyor ama 1924 de 88 yaşında hayata veda ettiği zaman, Fransa hükümeti burada gömülmesine izin vermiyor ve kasaba mezarlığında gene kendi inşa ettiği mezarına gömülüyor. Burada özel bir bölmede saklanan ise seneler boyunca taş, kireç, çimento taşıdığı emektar el arabası...
‘Babalara ilham’
Hayali camiye girerken kapıda yazanlar dikkatimi çekiyor: “Hayat yeni doğmuş bir çocuk ile hayata veda etmeye hazır bir insan arasındaki kasırgalı okyanustur.”
Tüm köy halkının yıllarca ‘Köyün delisi’ olarak tanıdığı Postacı Cheval’ın eserinden feyz alan Pablo Picasso, André Breton, Max Ernst gibi sanatçılar olmuş. Nihayet
1969‘da zamanın kültür bakanı André Malraux ‘Plais Ideal’i bir kültür mirası olarak korumaya almış. Bu hafta yazıyı şöyle bitirelim: “Çalışmak ve iş benim şanım, şerefim ise tek mutluluğumdur ve işte rüyalarımı gerçekleştirdiğim büyük maceram.”…
Postacı Cheval’e ilham kaynağı olan ayağının takılıp düştüğü taş binanın bir yerine yerleştirilmiş.
Beni meşgul eden heykeller
Soldan sağa, Roma İmparatoru Sezar, Vergingétorix (MÖ 46’da Sezar tarafından idam edilen Galler’in lideri ki, Fransızların tarihteki ilk lideri olarak anılır) ve hastası olduğu Arşimed (Baba tüm bilim adamlarının babası olarak kabul edilir). Bu 30 metre uzunluğunda, 15 metre genişliğinde ve 10 metreden fazla yükseklikteki tuhaf yapıt beni saatlerce meşgul etti. Üzerinde ve içerisinde inceleyerek anlamaya çalıştığım yüzlerce detay... Cheval’in hiçbir eğitimi, okulu, çalışması yok. 13 yaşında okulu terk eden bir insandan akıl almayacak felsefi yazılar mevcut sarayda.