Bir yayladan çok ötesi… / Pokut yaylası Rize
Bayram tatilini biraz uzatıp memleketin en güzel, en huzurlu yerlerinden birine gittim. Rize Çamlıhemşin’deki Pokut Yaylası… Beni yeşilliklerin içinde, hayvanların otladığı, bulutların asılı olduğu bir yaylanın karşılayacağını sanıyordum. Yanılmışım. Pokut’ta bir beklentilerimden de bir yayladan da çok daha fazlası varmış…
İki haftalık bir tatile en fazla kaç şehri sığdırabilirsiniz? Yunanistan (Halkadiki, Selanik), Kayseri, Yozgat, Nevşehir, Zonguldak, Ordu, Giresun, Rize... Evet, hepsini sığdırdım...
Mehmet Yaşin’in şu sözü hep aklımdadır: “Gezmek bir virüs gibidir, bir kere bulaştığında bir daha geçmez...” Sanırım bana da küçük yaşlarda bulaşan bu virüs halen etkisini sürdürüyor. Kısa bir zaman dilimine bir ülke ve 9 şehir sığdırdım. Tabi yine de yeterli olmadı...
Bu uzun seyahatin sadece son bölümünü anlatacağım. Rize Çamlıhemşin’in 2 bin metre rakımlarındaki Pokut Yaylası’nı...
Hürriyet Seyahat yazarlarından gezi yazarı-rehber Uğur Biryol’u, Karadeniz’deki yaylalar, özellikle de Pokut hakkında fikir almak için aradığımda güzel bir tesadüfle karşılaştım. Benim gideceğim tarihlerde o da bir organizasyon için Pokut’ta olacakmış. ‘Kampa gidelim mi baba?’ turunun Pokut’taki ayağına beni davet etti.
Kampta 13 çocuk ve 15 yetişkin vardı. Sadece babalar değil, anneler de 6-12 yaş arası çocuklarıyla birlikte Kaçkarlar’ın gölgesinde 6 günlük bir maceraya atılmıştı.
Ben de eşim Özlem ve 5.5 yaşındaki kızım ‘Mira’ ile kampa dahil oldum.
Okurken yanında iyi gider:
Bulutlara asılı zirveler
Çocuklu tatilin için en güzel coğrafyalardan biri de Kaçkarlar... Özellikle de Pokut Yaylası. Aslında organizasyon Türkiye’nin değişik bölgelerinde yıllardır yapılıyor, bu yıl ikinci kez Kaçkarlar’da, Biryol’un rehberliğinde gerçekleşiyordu.
İlk dört gün grup 6-7 saate varan uzun yürüyüşler yapmıştı. Biz de ormanların içinde, yaylalardan bir diğer yaylaya 2-3 saat yürüyüşlere katıldık. Kimi zorlu yokuşlarda kızım Mira’yı sırtıma almak zorunda kalsam da özellikle çocuklar için son derece güzel bir deneyimdi. Bulutlar yükselen ladin çamları, dar patika yolları, etraftaki yaylaların muhteşem manzarası, kuş sesleri, bulutlara asıl zirveler ve uçsuz bucaksız yeşil...
Gruptakilerden 9 yaşındaki Zeynep Poyrazoğlu’nun bu yaşına rağmen 20. kez kamp yapıyor olması şaşırttı beni. ‘Neden bu kadar çok kampı sevdiğini’ sordum, ‘Doğayla başbaşa kalmaktan çok büyük bir keyif aldığını, ormanların içinde yürümeyi çok sevdiğini söyledi. Yolculuğu boyunca yanından ayrılmayan Elvin Noyan da denize gitmek yerine kamp yapmayı daha çok sevdiğini anlattı. Fotoğraf tutkunu Süleyman Kök de oğluyla birlikte katılmıştı kampa. Kocaeli ve civarında birçok kez kamp yaptıklarını ancak Kaçkarlar’da kamp yapmanın eşsiz bir deneyim olduğunu söyledi.
Telefon yok, internet yok
Pokut’un deniz seviyesinden yüksekliği yaklaşık 2 bin metre. Bazı gsm şirketleri yaylada çekmiyor. Çekenlerse bazı uç noktalarda kullanılabiliyor. İnternet zaten yok. Televizyon ise birkaç yayla evinde var. Şehrin gürültüsünden, kargaşasından uzakta cennet gibi bir nokta bu yayla. Tam bir huzur ortamı. Hele hele içinde bulunduğumuz şu ‘olağanüstü hal’ durumunda...
Pokut’ sadece fotoğraflarından biliyordum. Bulutların eksik olmadığı, yeşil bir coğrafya... Halbuki öyle değilmiş. Yaylanın 360 derece etrafı açık. Bir tarafında Kaçkarların’ın en yüksek zirvesi Kaçkar Dağı, diğer yanda Altıparmak Dağları, bir diğer tarafta Pazar ilçesi ve Karadeniz görünüyor... Hatta ben göremedim ancak açık bir havada Kafkaslar’ın en yüksek dağı Elbruz bile görünüyormuş...
Ama benim için yayladan en akılda kalıcı sahne gün batımı oldu. Hemen yanı başındaki yürüyerek yarım saatte ulaşılan Sal Yaylası’nda bence dünyanın en güzel günbatımlarından birine tanık oldum. Bulut denizinin içinde yavaş yavaş kayboldu güneş...
İlk gün Pokut’tan bu muhteşem günbatımını izlemeye çalıştım ancak fotoğraf çekmekten hiç bir şey anlayamadım. İkinci gün ise Sal Yaylası’nda çimenlere uzandım, orkidelerin, orman güllerinin yanına... Bulut denizinin arasında kayıp giden, giderken etrafına kızıllık saçan güneşi seyrettim. Fotoğraf çekmek yok, cep telefonu yok, televizyon yok, son dakikalar yok... Sadece doğanın bu muhteşem manzarası ve yanınızda sevdikleriniz... Daha ne olsun?
Pokut yaylasında nerede kalınır?
Pokut’ta bu sezona kadar dört ayrı yerde konaklama imkanı vardı. Demircioğlu Otel, Pokut Yayla Evi, Pokut Doğa Konuk Evi, Plato Mola... Beşincisi olan Tanevit Yayla Evi ise bu yaz açıldı. Ladin çamlarından yapılan bir asırı deviren yayla evi biraz restore edilerek pansiyon yapılmış. Toplamda tüm yayladaki konaklama tesislerini yatak kapasitesi 120. Fiyatları hemen hemen hepsinde aynı. Gecelik kişi başı, sabah kahvaltı ve akşam yemeği dahil 150 TL. Uğur Biryol, nemli bir coğrafyada ladin çamlarından yapılan bu ahşap yapıların çökmemesi için sürekli içlerinde sobanın yanması gerektiği, bu nedenle Pokut’un yaz kış turizme ihtiyacı olduğunu anlatıyor.
Çocuklu kamp için son şans
Geçen yıl başlayan Kaçkarlar’da çocuklarla yapılan kampın aslında üçüncü ve sonuncusu yapıldı. Ancak gelen talepler nedeniyle bir kamp daha yapılacak. O da 14-20 ağustos tarihleri arasında. Detaylı bilgiye www.kampagidelimmibaba.com adresinden ulaşabilirsiniz.