Bir sosun hikáyesi
Cafe de Paris soslu antrkot tüm dünyada çeşitli restoranların mönüsünde yer alır da kimse onun aslında patentli bir sos olduğunu ve yediğimiz çoğu sosun bir taklitten ibaret olduğunu bilmez... Ama endişeye mahal yok, Cafe de Paris sosunun öz hakikisi artık Kuruçeşme Havana'nın içinde yer alan ‘‘Chez Bouvier L'Entrecote Cafe de Paris’’ restoranında...
Cafe de Paris sosu da ne diyorsanız hemen açıklayalım. Bu sos 1934 yılında İsviçre'de yaşayan Mösyö Bouvier'nin naçizane bir keşfi. Et lokantası sahibi olan Bouvier aynı zamanda çok da deneysel bir aşçı. Bouvier bir gün çeşitli baharatları tereyağ ile karıştırıp çok özel bir sos yaratıyor. Ağız tadına güvendiği bütün tanıdıklarına tattırıyor, tavsiyelerini alıyor ve en sununda mükemmel bir sos çıkıyor ortaya... Bir süre sonra bu sosun adı Cafe de Paris sosu oluyor. Formülü ise tıpkı Coca Cola'nın formülü gibi bir sır olarak saklanıyor. Bir kaç kişi dışında kimse tam olarak muhteviyatını ve oranlarını bilmiyor.
Gel zaman git zaman Cafe de Paris soslu antrkot acayip meşhur oluyor. Sadece Cenevre ahalisi değil bütün ülke akın akın bu antrkotu yemek için geliyor. İyi olan her şey taklit edilir, bu sos da taklit edilmeye başlanıyor. Başka lokantalardan gelip şırınga ile sostan alıp tahlil ettirdikleri bile oluyor... İşin komik tarafı Bouvier de zaman zaman taklitlerini yemeğe gidiyormuş... Çoğu kötü de olsa, birkaç tanesi bayağı da yaklaşmış...
Bir süre sonra bu sosa yoğun bir talep geliyor... Bouvier de bu sosu satmaya karar veriyor. Cenevre'deki lokantanın altını bir nevi laboratuvara dönüştürüp kendi ihtiyaçları dışında, başka lokantalar için de üretmeye başlıyorlar. Yavaş yavaş franchising yöntemi ile Chez Bouvier Restoranları açılıyor. Şu an dünyanın çeşitli yerlerinde ona yakın Chez Bouvier restoranı var. Ve ister inanın ister inanmayın, bütün bu lokantalarda yediğiniz Cafe de Paris antrkotunun sosu uçak kargosu ile ta Cenevrelerden düzenli olarak geliyor. Yani mekan değişiyor, sos değişmiyor.
İşte Kuruçeşme'de, Funda Güzelmeriç'in açtığı restoran da Chez Bouvier L'entrecote'ların en yenisi... Restoran geçtiğimiz aylarda açıldı. Yüz kişilik bir kapasitesi olan bu restoran özellikle gün batımında çok keyifli. Akşam altıdan sonra gidebilir, önce barında takılabilir sonra ister masaya geçip, ister oturduğunuz yerden o dünyaca ünlü soslu antrkotunuzu yiyebilirsiniz. Eğer Cafe de Paris mönüsünü alırsanız, size sadece nasıl pişsin diye soruyorlar. Sonra cevizli salata geliyor, ardından ısıtıcı üstünde dilimlenmiş ve soslanmış etleriniz geliyor. Yanında da istediğiniz kadar patates kızartması. Yok başka bir şey yemek istiyorum derseniz seçenekler yok değil. Şarap konusunda ise çok güzel bir güzellik yapmışlar ve mönülerine şu az bulunur Kalecik Karası şarabını koymuşlar. Mutlaka denenmeli...