Bir ortaçağ senfonisi, Tallin
Yazın beyaz gecelere şahitlik etmek için en doğru adres olan Estonya’nın başkenti Tallin adeta kuzeyin Prag’ı gibi. Sadece 1,4 milyon nüfusa sahip olan ülkede devrim şarkılarla gerçekleşmiş, Festival Meydanı’nda toplanan yüz binler özgürlük taleplerini şarkılarla dile getirmişler. Ruslara bu sahnede düşen ise dönüp gitmek olmuş. İşte beş adımda Tallinn...
Üç Baltık ülkesinin en küçüğü olan Estonya yüksek teknoloji konusunda büyük bir isim. Bazıları Baltıkların Silikon Vadisi, bazıları da Estonya diyor. Hiçbir şey tesadüf değil, 1950’lerde Sovyetler Birliği Tallinn Sibernetik Enstitüsü’nü burada kurmuş. Estonyalıların dörtte üçü vergilerini internet aracılığıyla yatırıyor, çoğu oyunu diz üstü bilgisayarından kullanıyor, otopark ücretini de cep telefonuyla ödüyor. Kablosuz internet sinyalleri şehirde her köşe başını kaplamış. Adı Danimarka kasabası anlamına gelen Tallinn 20. yüzyıla kadar el değiştirmiş. 1920’de Rusların egemenliğine girmiş, bir süre bağımsızlık mücadelesi verilmiş ama 1939’da Sovyet orduları Estonya’yı geri almışlar, ta ki 1991’ kadar.
1- Tallin Sokakları
Başkent Tallinn surlarla çevrili bir Ortaçağ güzeli, dar sokaklar, göğe yükselen kuleler, arnavut kaldırımı sokaklar insanı bir anda bir masalın içine sokuyor. Tallinn’de önce Vanalinn olarak geçen tarihi şehrin en yüksek noktasına Parlamento’nun olduğu meydana çıkın, aşağıya Belediye Meydanı’na doğru inerken, sadece sokakların değil tarihin yaprakları arasında da kaybolacaksınız. Fat (Tombul) Margaret ve Tall (Sırık) Hermann Kuleleri, Alexander Nevsky ve St Mary’s Katedrali, Uzun Bacak (Pikk Jalg) Sokağı, St. Nicholas Kilisesi,124 metrelik kulesi olan St. Olaf’s Kilisesi ve Belediye Binası eski şehirdeki sürprizlerden bazıları. Viru Kapısı ise tarihi şehre aşağıdan girdiğinizde karşınıza çıkan kapı.
2- Toompea Kalesi ve civarı
Tallinn’in tarihi bölümü UNESCO Dünya Kültürel Mirası Listesi’nde. Surların arasında 26 savunma kulesi var. En tepedeki pembe bina 13 ve 14. yüzyıllarda inşa edilmiş olan Toompea Kalesi bugün parlamento binası olarak kullanılıyor. Parlamento’nun karşısında bulunan Alexander Nevsky Rus Katedrali soğan kubbeli renkli bir yapı,1894’de Çar Alexander tarafından yaptırılan binanın içi İncil’den sahnelerle dolu. Kubbelerin tepesindeki haçlara bakın, haçların altında hilal göreceksiniz. Osmanlıları yendiklerinde öyle mutlu olmuşlar ki bunu haçların altına koydukları Osmanlı hilali ile göstermişler. Bunu Rusya’daki değişik yerlerde de göreceksiniz. Yolunuz düşerse, St. Petersburg’daki Peterof Sarayı’nın kubbelerine de bir göz atın.
3-Belediye Binası ve Meydanı
Gotik mimari tarzda yapılmış olan bina 600 yaşında ve Avrupa’nın en eski belediye binalarından biri. İçindeki tuvalet dünyanın en yüksek tuvaleti, çünkü 77 metrelik kulenin altına yapmışlar! Adının verildiği Belediye Meydanı (Raekoja Plats) şehrin en kalabalık noktası, dört bir yan restoran ve kafelerle dolu. Avrupa’nın en eski eczanesi burada ve hala hizmet veriyor, aklınızda olsun bir diğeri de Hırvatistan Dubrovnik’te. Eczanenin ikinci katındaki Balthasar restoranda dondurma da dahil olmak üzere tüm yemeklerde sağlıklı olduğu için sarımsak kullanılıyor.
4- Kadriorg Sarayı
Barok tarzda büyük bir salonu olan saray Deli Petro’nun karısı Katerina’nın adını taşıyor. İçinde Hollandalı ve Flaman sanatçıların eserlerinin olduğu bir sanat müzesi ve Deli Petro’nun kullandığı mobilya ile eşyalar bulunuyor. Sarayın güzel bir parkı ve havuzu var, arkasında da Estonya Cumhurbaşkanı’nın ikametgahı.
5- Pirita
Komünist dönemde 1980 Moskova Olimpiyatları’nın su sporlarının yapıldığı yer. Olimpiyat köyü, tatil köyüne dönüşmüş. Şehrin marinası da burada. Devamı yemyeşil ormanlar. Yakınlarında ise on binlerce insanın bir araya gelip koro halinde şarkılar söylediği Festival Meydanı var. Festival beş yılda bir yapılıyor.
Nerede yenir?
Etli güveç (Seljanka), patates, lahana, kızartmalar, somon ve alabalık Estonya mutfağının ana kalemlerinden. Şinitzel çoğu restoranın mönüsünde var. Saku ve koyu renkli Saku Tume ülkenin en iyi biralarından. Vana Tallinn ise şehirde deneyebileceğiniz yerel bir likör. Tallinn’de bir bira yaklaşık 3-4 Euro, salata ise 8 Euro. Restoranlarda bahşiş oranı %10 civarında. Gloria şehrin en iyi restoranı. Olde Hansa. (www.oldehansa.com) belediye binası yakınındaki bir restoran ve teması ortaçağ, geleneksel kostümler içindeki garsonlar hizmet veriyor. Yazın terası da güzel. Peppersack ve Kaerajaan restoranları Olde Hansa’nın yanında bulunuyorlar ve tarihi merkezdeki diğer iyi alternatifler arasındalar.
Nerede kalınır?
-Merchant’s House Hotel (www.merchantshousehotel.com) tarihi merkeze çok yakın, tasarımıyla ön plana çıkan bir butik otel.
-Old House (www.oldhouse.ee) uygun fiyatlı işletmelerden.
-Three Sisters Hotel (www.threesistershotel.com) eski evlerin restorasyonu sonucu ortaya çıkmış şık bir alternatif.
-Barons Hotel (www.baronshotel.ee) şık ama pahalı bir hotel. Manzarasında tarihi şehrin silueti var.
* Dolunay’da Boğaz Turları
Boğazda yaz akşamlarının keyfini ay ışığı altında çıkardığımız “Dolunayda Boğaz” turlarım 20 Temmuz ve 20 Ağustos’ta olacak. Turları Kraliçe 2. Elizabeth de dahil olmak üzere dünyanın farklı köşelerinden birçok devlet adamını, sanatçıyı ve ünlü ismi ağırlayan Keyif Style yatında gerçekleştiriyoruz. İstanbul’un en güzel manzaralarını suyun üstünden doyasıya seyretmek ve yalıların hikayelerini dinlemek isteyenler turlar hakkında detaylı bilgiyi Rena Travel’dan Aslı Özlen ile (0532 296 96 22) görüşerek alabilir.