GeriSeyahat Bir kültür baÅŸkenti: 36 saatte Melbourne
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Bir kültür baÅŸkenti: 36  saatte Melbourne

Bir kültür baÅŸkenti: 36 saatte Melbourne

Avustralya’nın kültür başkenti Melbourne, Economist dergisince tam yedi yıl ‘Dünyanın en yaşanılası metropolü’ ilan edilmişti. Şimdi listedeki yerini Viyana’ya bıraksa da şehrin kahve ve kültür sevgisi devam ediyor. Melbourne, açık hava pazarları, iddialı restoranları ve Viktorya Çağı parklarıyla cazibesini koruyor.

Cuma

16.00

Sahilde hayat: Şehir, Port Phillip Körfezi’nin kıyısına kurulmuş. Denizi sakin olduğu için Sydney’deki gelişmiş sörf kültürü burada yok. Yine de St. Kilda palmiyeli kumsalları ve çılgın sörfçüleriyle Sydney’i çağrıştırıyor. Turunuza Acland Caddesi’ndeki geleneksel pastacılardan başlayın. 85 yıllık Monarch Cakes, çikolatalı kugelhopf’u hâlâ aynı tarifle hazırlıyor. Europa Cake Shop’un gelincik tohumlu cheesecake ve unsuz portakal keki müthiş. Sonra kumsala yürüyün ve kendinizi ılık sulara bırakın. Hava kötüyse kumsaldaki Pantoon’a oturun, bir bardak yerel Stomping Ground pale ale (60 TL) içerken çevredeki gençleri seyredin.

18.30

Etler ızgarada: Şehrin ünlü şeflerinden Scott Pickett’ın açtığı Matilda’ya girdiğinizde ilk dikkatinizi çekecekler şöminedeki odunun çıtırtısı ve ahşap kokusu. Çöl limonu, tuz çalısı ve limonla hazırlanmış sosla ikram edilen mini levrekten (175 TL) dinlendirilmiş bifteğe (200 TL) tüm malzemeler yerel üretim.

21.00

Körfezin ritmi: 1878’de rıhtımda inşa edilen Hotel Esplanade, uzun yıllar St. Kilda’daki sosyal yaşamın merkeziydi. Victoria Ulusal Galerisi’nin önemli bağışçılarından Alfred Felton, 1904’ten ölene dek burada yaşadı. Otel 20. yy’a kadar kasabanın başlıca konser mekânıydı. Bir buçuk yıllık restorasyonun ardından geçen kasımda müzik için yeniden açıldı.

Bir kültür başkenti: 36  saatte Melbourne

Cumartesi

8.30

Kahvenin köpüğü: Kahvesiyle övünen Melbourne’ün en iddialı kahvecilerinden biri Seven Seeds. Çekirdeklerini doğrudan Etiyopya, Guatemala ve Bolivya’daki üreticilerden alıyor. Leziz soğuk demlenmiş filtre kahvesi (20 TL) buzla ikram ediliyor. Kahvaltı mönüsünde biberli, karamelli sos gezdirilmiş yengeçli omlet, naneli salata gibi seçenekler var (100 TL). Cumartesi sabahı baristaların kahve demleme tekniği hakkında bilgi verdiği organizasyonlar yapılıyor.

11.00

Pazar zamanı: ‘Queen Vic’ ya da tam ismiyle Queen Victoria Market kentin en büyük açık hava pazarı. 140 yıllık geçmişiyle ülkenin Kültür Mirası listesinde. Balıkçı ve kasapların yanı sıra şarküteri ürünleri satan tezgâhlarda sosisler, baharat ve aromatik bitkiler, yerel peynirler bulabilirsiniz. The Mussel Pot’ta mola verin, buharda pişirilmiş midyeleri tadın (45 TL’den başlıyor). Hafta içinde kentte kalacaksanız çarşamba kurulan gece pazarına mutlaka uğrayın.

13.00

Tarih dersi: Melbourne Müzesi (60 TL) geniş, interaktif koleksiyonuyla kentin tarihini geçmişten alıp günümüze getiriyor. Yerlilerin asude yaşamı, 1835’te Avrupalıların gelmesiyle altüst oluyor. Topraklarını kaybediyor, salgın hastalıklara maruz kalıyorlar. Tabancalı altın arayıcılarının kurduğu Melbourne zaman içinde kimlik değiştiriyor. Vahşi yaşama ayrılan bölümde iklim değişiminden etkilenen 600 hayvan hakkında bilgi veriliyor, sera biçimindeki büyüleyici Orman Bölümü’nde ülkenin endemik ağaçları, kuşları, balıkları tanıtılıyor.

15.00

Modacıların mekânı: Geçmişte orta sınıf ailelerin yaşadığı Fitzroy semti şimdi modacıların mekânı. Kloke and Handsom’dan parlak porselenler üreten Mud Australia’ya, ülkenin en ünlü markalarının yanı sıra butik çalışan tasarımcıların da mağazalarına rastlanıyor. Uscha’da yerel sanatçıların işleri dikkat çekiyor. Third Drawer Down, bilinir isimlerin ve yıldızı yeni parlayan sanatçıların günlük kullanıma yönelik ürünlerini satıyor. Design a Space’te 80’in üstünde tasarımcı ürünlerini sergiliyor. Rose St. Artists’ Market da çok sayıda sanatçı, tasarımcı, fırıncı, organik tarımcıyı bir araya getiriyor.

18.00

Bakmak değil tatmak için: Kentte son yılların popüler şefi Andrew McConnell’ün işletmelerinin sayısı dokuzu buldu. 2015’te açtığı şarap barı Marion, özel mönüsü nedeniyle en popüleri. Fiyatlar uygun, yiyecekler leziz. Şefin seçimi (260 TL) mönüsündeki akya balığı portakal, anason turşusu, çiçeği, poleni ve Espelette biberiyle hazırlanıyor. Bazı masaların yanındaki pencereden görebildiği tuğla kaplı avlunun ismi Ölüm Hattı. 20. yy’ın başında, Fitzroy gangster çetesinin şehre egemen olduğu günlerde alkolden yolda sızanlar ve çatışmada öldürülenler buraya yığılırmış.

21.00

Avustralya ruhu: Ülkenin hızla gelişen butik biracılık sektörünü şef Seb Costello kadar iyi bilen az. Fitzroy kokteyliyle ünlü barı Bad Frankie, ismini eski Van Diemen Toprakları (güncel ismi Tasmanya) valisinden alıyor. Sir John Franklin, 19. yy’da adada küçük çaplı bira üretimini yasaklamıştı. Barın mönüsünde 500 civarında yerel viski, cin, votka, hatta nadir rastlanan Güney Avustralya rakısı ve Tasmanya içecekleri bulunuyor.

Â

Bir kültür başkenti: 36  saatte Melbourne

Pazar

9.00

Pedala kuvvet: Kıtanın makilik coğrafyasını görmek isterseniz huzurla akan Yarra Nehri boyunca 30 kilometre uzanan vadiye gidin. Freddy’s Bike Tours & Rentals yarım günlüğü 120 TL’ye bisiklet kiralıyor. Kent merkezinden başlayan parkur, tarihi mahalleleri geçip Güney Yarra’yı turluyor, Abbotsford Manastırı’nda sona eriyor. Bisiklet parkurunu sakız ağaçları gölgeliyor, nehir manzarası harika. Eğer şanslıysanız yeryüzünün en tuhaf yaratıklarından platypus’ları da görebilirsiniz.

11.00

Çiğne çiğneyebildiğince: Günün kalanını çiftlikte geçirin. Manastırın yanındaki Collingwood Çocuk Çiftliği (50 TL) 40 dekarlık alanda Berkshire domuzu, Nubia keçisi gibi hayvanlara ev sahipliği yapıyor. Günde iki kez hayvan besleme saatlerinde çocuklar hayvanları yakından görebiliyor. Yürüyüşten sonra çiçeklerle süslenmiş Farm Café’ye oturun. Güney Avustralya sardalyesi, zeytin, kurutulmuş domatesli, yerel peynirli sandviçleri (50 TL), yavaş pişirilmiş ve çeşitlendirilmiş kısırı (85 TL) tadın.

 

False