Binbir tepe ülkesinin goril ailesi Hirwa
Yağmur ormanlarının arasında, yağmurlara olan kızgınlığını püskürtmek isteyen volkanik bir kara parçası Ruanda. Kendi dilinde kelime anlamıysa ‘binbir tepe ülkesi’. Adı soykırımla özdeşleşen Ruanda, şimdi bambaşka bir görüntüye sahip. Güvenli ve tertemiz sokaklarıyla karşılıyor sizi. Volcanoes Ulusal Parkı ise ülkenin en önemli yeri. Ev sahibiyse tabii ki goriller...
Üç ülke arasında paylaşılan (Ruanda, Uganda, Demokratik Kongo Cumhuriyeti) Volcanoes Ulusal Parkı’na, Ruanda’nın başkenti Kigali’den üç saat süren bir araba yolculuğuyla ulaşıyoruz. Bu yolculuk sırasında ülkenin adının anlamının (‘Binbir tepe ülkesi’) tam olarak nereden geldiğini anlayabiliyoruz. Tepeler arasındaki tarlaları geride bırakarak yeşilin en canlı tonlarıyla tanışıyoruz. Ulusal Park sınırındayız ve henüz bizi bekleyen güzelliklerin sadece fragmanını gördük.
Goril safarisine başlamadan önce yaş ve fiziksel özelliklere göre oluşturulan sekiz kişilik gruplara bölünüyoruz. Safariye başlamadan önce rehber bölgeyi, gorilleri ve gorillerle karşı karşıya kalındığında nasıl davranılması gerektiğini anlatıyor.
NEFES KESEN BEKLEYİŞ
Ruanda Volcanoes Ulusal Parkı’nda dokuz goril ailesi yaşıyor. Her aile yaklaşık olarak 22 gorilden oluşuyor. Aile reisi gorillerde de var ve önemli bir kavram. Aileler, ‘alfa goril’ yani topluluğun reisi erkek gorilin adıyla anılıyor. Bizim göreceğimiz goril ailesinin adı Hirwa. Ruanda dilinde ‘şanslı’ demek. Ergenliğe yeni girmiş erkek goriller, ikiz goril bebekler ve yeni doğmuş minik goriller... Alfa goril Hirwa’nın ilginç ve vukuatlı bir geçmişi var. Onun dışındaki erkek gorillerin ailede dişi gorillerle birlikte olması yasak. Eğer bu yasağı delerseniz sizi topluluktan kovarak binbir tepe ülkesinin tepelerinde uzun gezintiye gönderiyorlar. Hirwa da bu şekilde topluluğundan dışlanmış. Farklı bir tepeye giderken, yolda karşılaştığı gorillerle kendi ailesini kurmuş.
Safari liderimiz, tanışacağımız aileyi ve onlarla karşılaştığımızda nasıl davranmamız gerektiğini anlatırken heyecanım giderek artıyor. Bir an önce gorilleri görmek istiyorum... Yürüyüş yolunun rotası bize iz sürücüler tarafından veriliyor. İz sürücüler, gorillerin bir önceki gün geçtikleri noktadan hareketle nerede olabileceklerini tahmin ediyor. Yürüyüş boyunca iz sürücüler ve safari liderleri sürekli iletişim halinde.
Ormanın derinliklerine doğru yürümeye başlıyoruz. Önümüzde sık çalıları temizleyerek yolumuzu açan grup var. Sık çalılar aralandıkça orman genişliyor. Bir yerden sonra sonsuza açılan bir kapıya dönüşüyor.
Yaklaşık 2.5 saatlik yürüyüşün ardından, iz sürücüler gorillerin bir yamaçtan aşağıya doğru indiklerini söylüyor. İnmek üzere oldukları bu yamaç bizim tırmanmamız için oldukça dik. Diğer tarafımızdaki yamaçtan aşağıya inerek nehir yatağında onlarla karşılaşmayı umuyoruz. Doğanın kalbinde uzun soluklu bir yürüyüş, tepelere çıkıp indiğimiz bir maceradan sonra; artık rehberimiz bir noktadan sonra çantalarımızı burada bırakabileceğimizi söylüyor. Fotoğraf makinelerimizle beklemeye koyuluyoruz. Bu bekleme süresi gerçekten çok heyecanlı ve nefes kesici. Bir yandan uzun süren yolculuğun yorgunluğu, bir yandan gorillerle karşılaşma anının merakı birleşince giderek daha da heyecanlanıyoruz. Bu sırada ilerde ağaçların sallandıklarını fark ediyoruz. Rehberimiz iz sürücülerle haberleşip gorillerin bizim olduğumuz alana yaklaştıklarını söylüyor. Ağaçların, çalıların hareketlenmeleri giderek artıyor. Fakat gorilleri bir türlü göremiyoruz. Rehberimiz sakinleştirici seslerle gorillere bizim olduğumuz alana gelmenin hiçbir sakıncası olmadığının mesajını gönderiyor. Rehberimizin çağrısından sonra, iz sürücüler gorillerin olduğu bölgeye yaklaşıp bize doğru yönlendiriyorlar.
GORİLLERLE KARŞI KARŞIYA
Uzun süredir beklediğimiz goriller bir anda hızlı hareketlerle önümüzden geçmeye başlıyor. Elimizde hazır beklediğimiz kameralarımızla, kırmızı halı üzerinde ünlüleri fotoğraflamak için pusuya yatmış gazeteciler gibi başlıyoruz sevimli gorillerin fotoğraflarını çekmeye. Onlar da sanki bu anı bekliyormuş gibi sakince poz veriyor. Hatta bir ara dişi goril neredeyse 2-3 metre uzağımda karşıma geçip oturuyor ve fotoğrafını çekmem için bekliyor. Aslında o kadar sakinler ki, sizin niyetinizi anladıkları ve sizden zarar görmeyeceklerini hissettikleri zaman size arkadaşça davranıyorlar...
İkiz goriller birbirlerinden hiç ayrılmıyor. Yeni doğmuş yavru bir gorilse annesinin omuzundan meraklı gözlerle etrafı seyrediyor. Bir saate yakın gorilleri fotoğraflıyoruz. Ağaçların üzerinde, arasında gezinirken komik ve sevimli halleriyle bizi güldürüyorlar. Simsiyah elleriyle tezat oluşturan canlılıktaki renkli otları dallarından koparıp yerken takındıkları o şımarık tavırlar, insanı bu vahşi yaşamın içine çekiyor. Alfa gorilimiz ‘Hirwa’ hızla önümüzden geçerek ailesini toplayıp yine bir tepeye doğru çıkmaya başlıyor. Üzülerek anlıyoruz ki, goriller öğle uykusu için uygun bir yer arıyorlar ve bizim de dönüş vaktimiz geliyor.
Çantalarımızı alıp, geri dönüş yolumuzda yine uzun bir yolculuğa çıkıyoruz. Daha dönüş yolunun başında hem yeşilin en canlı tonuna sahip ağaçlarıyla, size kendinizi ağaçtan bir evde hissettiren Volcanoes Ulusal Parkı hem de kısa sürede edindiğim ve bir o kadar da çabuk kaybettiğim arkadaşlarım gorilleri hiç unutmayacağımı biliyorum. Kendimce onlara bir kez daha görüşmek için çabalayacağımın sözünü vererek, ayrılıyorum yanlarından...
RUANDA İÇİN YARARLI BİLGİLER
* Vize internet üzerinden alınıyor ve son derece basit. Ancak ulusal parka girişte tekrar vize alınması gerekiyor. Ücreti 750 dolar. Pasaportunuz yanınızda olsun.
* Safari sırasında eşyalarınızı taşıması için küçük bir ücret karşılığı size yardım edecek kişiler bulmanız mümkün. Fazla eşyalarınızı safari sırasında dert etmenize gerek yok.
* Nisan ve mayıs arasında gitmemek gerekiyor. Bölge zaten yağışlı. Ancak bu tarihlerde aşırı yağmur oluyor.
* En uygun aylar temmuz ve ağustos. Şu sıralar hava sıcaklğı ortalama 26-27 derece. Dağlık bölge ise soğuk. Ayrıca dik ve sık çalılık var. Bileklikli bir bot ve pantolon gerekli.
* Bir tur şirketi ile gitmekte fayda var. Ben Gazella Turizm’le gittim. Kenya’da normal bir safari yapıp sonra Ruanda ile birleştirmek gerekir. Ruanda için birkaç gün yeterli.
DÜNYADA 880 DAĞ GORİLİ VAR
Dağ gorili, nesli tehlike altındaki türlerden. Kaçak avcılık nedeniyle neslin geleceği büyük bir tehdit altında. Dağ gorilleri yalnız Ruanda, Uganda ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde mevcut. 2700-4200 metre yüksekte, yağmur ormanlarında yaşıyor. Kalın derileri sayesinde zor iklim şartlarında yaşayabiliyorlar. Bu bölgedeki bitmeyen iç savaşlara rağmen, koruma altında tutulan dağ gorillerinin 1989’da 620 olan sayısı şu anda 880’e yükseldi. Yüzde 60’ı Ruanda’da. Türkiye’den goril safarisine gitmenin en kolay yolu Ruanda’ya gitmek. Hem nüfus popülasyonunun yüzde 60’ı burada, hem direkt uçuş sonrası yol 2.5 saat sürüyor, hem daha güvenli. Uganda’dan sekiz saatte gidiliyor. Kongo’daki gorillerin olduğu bölgeye isyancılar hakim. Gorilleri kontrol ederek kendilerine kaynak sağlıyorlar. Tehlike söz konusu. Kongo ve Uganda’da ücretler daha düşük ama Ruanda daha kurumsal ve goril ile bir saat geçirmeyi garanti ediyorlar. Hangi goril grubunu göreceğinize park koruyucusu karar veriyor.
Nasıl gidilir?
THY’nin Ruanda’nın başkenti Kigali’ye her gün seferi var. Aralıkta gidiş dönüş yaklaşık 2200 TL.