Bey Mahallesi
Melike Karakartal
Adını 1587 yılında civarda bulunan Bey Camii’nde alan Bey Mahallesi, dar sokaklarıyla, çıkmazları, kesme taştan yapılmış cumbalı evleriyle, tipik bir Osmanlı mahallesinin güzelliğini gözler önüne seriyor. Gaziantep’in merkezinde, kendinizi bambaşka bir dünya içinde bulacağınız, sokaklarında kaybolacağınız, hala asırlar önceki özelliklerini koruyan bir mahalle Bey Mahallesi. Mimar Erden Güven ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi önderliğinde 2009’da tamamlanan sokak sağlıklaştırma projesi ile eski kimliğini yeniden kazanmış, Gaziantep’in en önemli değerlerinden biri olarak karşımızda duruyor. Toplam 3328 metrelik alanda yol, altyapı çalışmaları ve 5500 metrelik çatı yapılmış; tüm bu çalışmalar, 2009 yılında Tarihi Kentler Birliği süreklilik Ödülü’ne layık bulunmuş.
Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde “Şehrin her sokak başında kale gibi kapılar vardır. Her gece sokaklarında kandiller yanar.” diye bahsettiği yerleşim bölgesi burası... Aynı zamanda Müslümanlara Ermenilerin 20. Yüzyıl başlarına kadar barış ve dostluk içinde yaşadığı, farklı din, dil ve kültüre sahip insanların komşuluk ilişkilerinin en güzel yaşandığı bir mahalle. Bugün sadece 150 kilometre ötede, Halep’te yaşanan acı düşünüldüğünde, dostluk ve barış içinde yaşanan bir zaman dilimine özlem duymamak mümkün mü? Bugün kensel sit alanı içinde bulunan Bey Mahallesi’nin sokakları; 400 yıl önce zamanın koşullarında, Gaziantep’in İpekyolu üzerinde bulunmasından dolayı, ancak yüklü bir devenin rahatlıkla geçebileceği boyutta yapılmış. Klasik bir Osmanlı mahallesini yansıtan yapısı ile Bey Mahallesi, kagir yığma tekniği ile yapılmış bir, iki ve üç katlı evlerden oluşuyor. İç mekanlarda kullanılan taşın ismi havara, yumuşak özelliklerinden dolayı iç mekanlarda; iklim koşullarına dayanıklı olan keymıh ise dış cephelerde kullanılmış. Dekoratif amaçla kullanılan, bir volkanik taş olan “Karataş” ise yapılarda göze çarpan bir diğer öğe.
Geleneksel Antep evi, “hayat” denilen bir bahçe avlunun etrafında şekilleniyor. Büyük ailenin bir arada yaşadığı bu evlerde, hayat”ta toplanılıyor, burada yemekler yeniliyor, evin çekirdeği, merkezi ödevi görüyor. Evlerin odaları “hayat”a, yani avluya bakıyor; aile bireylerinin bireysel alanları olmasına müsaade eden klasik Antep evi, aynı zamanda büyük aileyi bir arada barındırıyor. Bu evler, ortak ve yakın bağların her geçen gün güçlendiği bir hayat yaratarak Türk aile yapısının kısa bir özetini mimari ve kültürel açıdan da ortaya koyuyor. Gaziantep Belediyesi’nin “Osmanlı Döneminde Gaziantep Mahalleleri ve Bey Mahallesi” ansiklopedisinde yazanlara göre Cumhuriyet Dönemi’nde çayhaneleleri, tiyatroları, sazları ve sinemalarıyla gece hayatını çok yoğun yaşayan bir mahalle olmuş bu bölge. Bugün bu bölgede bulunan bazı kafeler, eski zamanların hayalini sembolik olsa da yaşatıyor. “Hayat” denilen avlunun aşağısında da bir “hayat” bulunuyor. Avludan birkaç basamak indiğinizde, kayaların içine oyulmuş mağaralar bulmak mümkün. Bu mağaralar, soğutma sistemlerinin bulunmadığı zamanlarda yiyecekleri saklamak için tasarlanmış. Bu mağaraların kimileri de, geçmişte İpekyolu üzerinden geçen kervanların develeri için kullanılmış, yeme, içme ve dinlenme mekanları sağlanmış.
Bey Mahallesi’nin esasında görünmeyen bir yüzü daha var. Yer altında bulunan yapılar sadece mağaralar ve kilerlerle sınırlanmıyor, aynı zamanda tüm sokakların altında tonuzlar, sarnıçlar, livaslar (eski tip kullanma ve içme suyu sistemi) ve su kuyuları bulunuyor. İki hafta önce, TÜRSAB, Hürriyet Gazetesi ve Gaziantep Belediye Başkanlığının ortak düzenlediği ‘Gaziantep’i Keşfet’ gezimizin ilk gününde uğruyoruz Bey Mahallesi’ne. Sokakları dolaşırken, bu dönemi eski bir kilise kapısında duruyoruz. Bey Mahallesi, Eski Sinema Sokak’ta yer alan Eski Sinema Binası burası, orijinal olarak bir kilise. 1923 yılında ilk sinema gösterimi buradaki kilise binasında gerçekleştirilmiş. 1930 yılındaki büyük bir yangında bina işlevsiz kalana dek 7 yıl boyunca Gazianteplileri sinemayla buluşturan bir merkez olmuş. Yol üzerinde görünen sokak sayısı kadar yer altı yolları bulunduğu söyleniyor. Bey Mahallesi, Gaziantep’in en müstesna müzelerini de içinde barındırıyor. Hasan Süzer Etnoğrafya Müzesi, Atatürk Anı Evi, Oyuncak Müzesi, Bey Mahallesi Bey Mahallesi keşfinin en güzel, en dolu dolu mola anlarının mekanları... Bu müzeler Türkiye ve bölge tarihine dair geniş perspektifli bir panorama imkanı sunuyor, bu kültür mekanları tüm Türkiye’den ziyaretçilerini heyecanla bekliyor...
1923 yılının Ramazan Bayramı arifesi... Yurt gezisine çıkan Gazi Mustafa Atatürk, Gaziantep Valisi Akif Bey’in başkanlığındaki bir heyet ve coşkulu halk tarafından Narlı istasyonunda karşılanır. Şehirde bayram havası vardır, sokaklar, caddeler süslenmiş, herkes Büyük Önder Atatürk’ü görmek için sokağa dökülmüştür. Atatürk, garda otomobiline biner ve Başkarakol’da inerek halkla birlikte yürür, ardından Öğretmenevi’ne geçer, buradan halka hitap eder. Bayram sabahı Valilikte yapılan bayramlaşma törenine katılır, ardından Belediyeye geçerek Gaziateplilerle şehrin sorunlarını görüşür. Bu ziyaret sonrası bir ortaokul lise haline getirilir, Belediye Başkanı Hamdi Kutlar’a fikir alışverişinde bulunur ve şehrin gelişmesi konusunda her yönden destek verir. Bu gezinin sonunda, Belediye Meclisi kararıyla Atatürk’e fahri hemşehrilik beratı verilir, aslen Selanik doğumlu olmasına rağmen Atatürk Gaziantep ili Bey Mahallesi nüfusuna kaydedilir...