Bayram firarları

Bu bayramda sizi oturduğunuz kentlerden tamamen uzaklaştırmak istediğimizi sanmayın. Zaten istesek de bu belki de mümkün değil. Büyük kentlerin hemen yamacında, sizi kentin karmaşasından alıp uzaklaştıracak ve hemen tatil havasına sokacak bir sürü belde, bu beldelerde de bir dizi kaliteli konaklama tesisi var. Değerlendirin!

İSTANBUL

Belgrad'da bir Alman Evi

Gasthaus Hilde'ye misafir olmak pek öyle kolay değil. Çocuklar, köpekler ve cep telefonunun giremediği bir otel burası. Kapının zilini çalıyorsunuz, otel sahibi Yılmaz Bey, sizi içeri almadan önce kapının deliğinden bakıyor. Olsun. Belgrad Ormanı'nın genzi yakan çam kokusu, ahşabın sıcaklığının sindiği özgün dekorasyon ve dünya mutfağının lezzetli örnekleri buraya gitmek için yeterli birkaç neden. Otel 1987'de açılmış. Her aksesuvar Almanya'dan getirtilmiş, hepsi orijinal. Üç katlı otelin tüm aksamı vidalı. Tek bir çivi bile çakılmadığı için otelde herşey her an yer değiştirmeye hazır. Otel özel beş yıldızlı oteller statüsünde ve ikisi suit olmak üzere toplam 10 odası var. Odaların tamamı Belgrad Ormanı'na bakıyor ve hiçbirinde televizyon, telefon yok. GASTHAUS HILDE: Bahçeköy'den Kilyos'a giderken Belgrad Ormanı içinde. Telefon: 0 212 226 12 02. İki kişi 22 milyon, yatak+kahvaltı. (Yazı Medishop Dergisi'nden derlenmiştir.)

Orta Avrupa yanıbaşımızda

Polonezköy, 1848 Devrimi'nden sonra Osmanlılara sığınan Polonyalı mülteciler tarafından kurulmuş bir köy. Köy diyoruz, çünkü burası çitlerle çevrili sağlam yapılı çiftlik evleri, küçük Katolik kilisesi, tek tük kalan evcil domuzlarıyla İstanbul'un yanıbaşında tipik bir Avrupa köyü. Köyde pansiyonlar ve kır lokantası var. Bunlardan biri Polka, 1997'de açıldı. Açıldı ve Polonezköy'e yeni bir uslup getirdi. Mimar aynı zamanda bankacı Murat Dağdelen, 1905 yapısı bu güzel çiftlik binasını özgünlüğünü bozmadan restore etmiş. 15 odalı bu evde, masif kestane kullanılması evi doğada adeta kamufle ediyor. Eskiden ahır olan mekan restorana çevrilmiş. Ağızda eriyen, kıvamında yemekler ve kestaneli tatlı ise mutlaka denenmeli. Bu tad ve keyifler, sizden 20 kilometre uzakta. POLKA COUNTRY HOTEL: Cumhuriyet Yolu 36, Polonezköy. Telefon: 0 216 432 32 20. İki kişi yatak+kahvaltı haftaiçi 100 dolar, haftasonu 125 dolar.

Ada'da Fransız kasabası

Büyükada, İstanbul'dan bunalıp da şöyle biraz uzaklaşmak isteyenlerin hep soluğu aldığı bir yer. Kalın ve serin belki de yağmurlu bayram sabahında adanın etrafını bisikletle ya da yürüyerek tavaf edin. Ada'da fiyatları makul pansiyon ve oteller de var. Biz size, vapur iskelesinin tam karşısında, son derece şık restore edilmiş üç katlı konağı Saydam Planet'i önerelim. Büyükada'ya yaraşır bir otel. Tenteli Kafesi ve panjurları bir Fransız tatil kasabasını anımsatıyor. Odaları ferah ve tavanı bile ahşap. Bazı odalar balkonlu. 8 oda, 4 suiti var. Sahibi ve eşinin üst katta oturuyor olmaları otelin ev havasında olmasını sağlıyor. SAYDAM PLANET: İskele Meydanı, Büyükada. Telefon: 0 216 382 26 70. Fiyat: İki kişi 100 dolar oda+kahvaltı.

Kıyıköy'de sakin yürüyüş

Eski adıyla Midye, yeni adıyla Kıyıköy, İstanbul'da kalıp da kentten günübirlik uzaklaşmak isteyenler için ideal bir seçim. Eğer arkeolojiden ve doğadan (üstelik deniz manzaralı) hoşlanıyorsanız Kıyıköy kesinlikle iyi bir seçim olacaktır. Kırklareli'ne bağlı olan Kıyıköy'e gitmek için İstanbul-Edirne otoyolunun Saray çıkışından sapın. Saray'a ve oradan da Kıyıköy'e dar ama asfalt bir yoldan ulaşabilirsiniz.

İZMİR

Tarih ile koyun koyuna

Selçuk'un tarihi Kale Mahallesi'ndeki yirmiyi aşkın mütevazı bahçeli pansiyon arasında hemen farkedilen küçük bir otel var. Ev sahipleri seçkin kariyerlerini İstanbul'da bırakmış ve bir rüyanın peşine buraya gelmiş bir çift. Turistik Efes'in çığırtkan ortamından uzak uygar bir sığınak oluşturmuşlar. Altı odalı minik bir pansiyon bu. Pansiyonun, eşsiz sevimlilikte bir avlusu, sade odaları var. Her yer yaşam boyu toplanmış objeler ve sanat eserleriyle dolu. Yemekler günlük pişiriliyor. Terastan Selçuk'a tepeden hakim olabilirsiniz. Güneşlenmeye de uygun. Pansiyonda kaldığınızda tarihe yakın bir yerde olduğunuzu hemen hissediyorsunuz. St. Jean bazilikası sokağın üst tarafında kalıyor. Selçuk'un ünlü müzesi iki sokak ötede. Efes ise yürüyerek sadece yarım saat. NAZ HAN: Saint Jean Caddesi, 1044 Sokak. No.2, Selçuk. Telefon: 0 232- 892 87 31. İki kişilik oda+kahvaltı 40 dolar.

Saatin yavaş çalıştığı yer

Kaz Dağları yakın çevre yürüyüşleri ve off-road yapma imkanları açısından zengin. Deniz üç kilometre, Assos ise sadece 25 kilometre uzaklıkta. Kazdağları'nın eteğinde geleneksel yapısını korumuş bir Türkmen köyünde, denize ve çam ormanlarına bakan harika bir haftasonu sığınağını öneriyoruz. Bu sığınak eski köy evleri tarzında ve yerel taştan yapılmış. Odalar ferah, bazısı şömineli ve kışın kaloriferler yanıyor. Ortam olağanüstü sakin. Adeta sessizliğin sesini dinliyorsunuz. Çetmi Han'ın sahibi Rıfat Fahir İskit, genç yaşta İstanbul'u terketmeyi tercih eden bir bankacı. 16 odalı, saatin yavaş çalıştığı bir otel burası. Yemekleri zeytinyağı, beyaz et ve salata ağırlıklı; hem damağa hem sağlığa hitap ediyor. ÇETMİ HAN: Yeşilyurt (Büyük Çetmi) Köyü Küçükkuyu-Çanakkale. Telefon: 0 286 752 61 69. İki kişilik oda+kahvaltı 90 dolar.

ANKARA

Taşın büyüsünü takip edin

Kapadokya on kere gidin on kere sizi çarpacak bir dünya. Bu jeolojik doğa harikası aynı zamanda bir arkeoloji cenneti Mağaralardan birinde bayram geçirmeye ne dersiniz. Ürgüp'teki en başarılı mağara restorasyonlarından birkaçına imzasını atan Faruk Maden, mağara evleri 1997'de pansiyon olarak işletmeye başlamış. Mağaralardan çoğu Rumlardan kalma. Taş işlemeler, nişler ve şarap presleri gibi orijinal ayrıntıların bir kısmı korunmuş. Dört müstakil duş-tuvaletli odadan oluşan İstanbullu Nurcan Gürler evinin güzel bir avlusu var. Mary Hall evinde ise bir oturma odası ile mutfak ve banyoyu paylaşan iki yatak odası var. Bir gün için gidip haftalarca kalınacak bir yer. ÜRGÜP EVİ: Esbelli Mahallesi-Ürgüp. Telefon: 0 384 341 60 90. İki kişi 80 dolar oda+kahvaltı.

Karda orman yürüyüşü

Şöyle birkaç gün kentten uzaklaşayım deme şansınız yok ama yine de Ankara'nın dışında biraz nefes almak istiyorsanız isabetli seçimlerin ilki Kızılcahamam olacaktır. Ankara'ya 75 kilometre uzaklıkta sık çam ormanlarıyla kaplı Kızılcahamam, tıpkı bunaltıcı yaz günlerinde olduğu gibi kışın da bölge için ciddi bir şans. Uzun bir kar yürüyüşünden sonra yorulanlar ya da üşüyenler için orman içindeki lokantalar ve konaklama tesisleri var. Kızılcahamam'ın bir başka özelliği ise kaplıcaları. Büyük ve Küçük Kaplıca Kızılcahamam'da Romalılar'dan bu yana kesintisiz olarak kullanılan şifalı su kaynakları. Bu şansı değerlendirmek isteyenler için Patalya Termal Tesisleri ve Ab-ı Hayat Termal Resort Otel sadece yatılı müşterilere değil günübirlik ziyaretçilere de açık. Düşünün uzun bir kar yürüyüşünden sonra bir kaplıca molası hoş olmaz mı!

Banyoya gardıroptan giriliyor

Şehir merkezinde, taş avlu içinde dünya güzeli eski bir Ermeni evi. İç dokusu iyi korunmuş. Yıkıp yeniden yapmadan, çağdaş kullanıma uyarlanmış. Çok konforlu değil ama keyifli. Altı odası var. En güzel odalar üç ve beş numara. Büyük, ferah. Biraz gıcırtılı gömme dolapları ahşap süslemeleri öylece duruyor. Banyoya dolabın içinden giriliyor. Bahçede özel avlusu olan sevimli, müstakil odayı da unutmamakta yarar var. Evsahibi kendini Amasya'nın güzelleştirilmesine adamış genç bir mimar. Seçkin ve sadık bir konuk kitlesi var; mağarabilimciler, meraklı Amerikalılar, Japon mimarlar. İLK PANSİYON: Gümüşlü Mahallesi No.1 Amasya. Telefon: 0 358 218 16 89. İki kişilik küçük oda 25 dolar, büyük oda 45 dolar sadece yatak. Kahvaltı kişi başı 3 dolar.