Balık peşinde devri alem

Balıkçılık hayatınıza nasıl girdi?
- Rahmetli babam balık avına meraklıydı. Çok küçükken öğrendiğim balıkçı düğümlerini atar, onunla balığa çıkardım. Yakaladığımız mercan, çipura ve sinaritler tüm komşuların ızgarasını doldurur, soframızdan da eksik olmazdı. Önceleri hobi olarak başlayan merakım sonraları ‘sportif balıkçılığa’ dönüştü. Beni farklı sulara yönlendirdi.

Ne kadar vaktinizi buna ayırıyorsunuz?
- Her fırsatı değerlendiriyorum. Balığın bol olduğu sezonlarda haftada en az üç gün denizdeyim.

Peki Türkiye’de hangi balıkları ne zaman avlıyorsunuz?
- Alaçatı ve Çeşme en ideali. Ege ve Akdeniz sularında ticari balıkçıların avlanmadığı tüm bölgeler olabilir. Açık deniz avında mavi kanat ve uzun kanat orkinos, kılıç, zargana azmanı, lampuka en çok yakaladıklarımız. Kıyı bankolarında 15-150 metre arası derinliklerde en çok sinarit, fangri, mercan, trança, akya, laos ve orfoz yakalıyoruz. Kullandığımız tekniklerse su üstü ve derin su sırtısı (kaşık) çekmek. Ayrıca son zamanlarda yaygınlaşan ‘jigging’. Yani demir bir balıktan suni yemi hızlı-yavaş çekerek avlanmak...

Balık uğruna yaptığınız seyahatler var mı?
- Yaşadığımız Alaçatı ile Çeşme açık deniz ve kıyı balıkçılığı için sularımızın en zengin yerleri. Gökova, Saroz ve Fethiye de hâlâ bazı özelliklerini muhafaza ediyor. Sarıkanat orkinosun bol miktarda ve özellikle büyük boylarda geçit yaptığı Cape Town, her yıl gidilen geleneksel bir rotaya dönüştü. 14-22 Nisan arasında uzunkanat ve sarıkanat orkinosların peşinde, Cape Town seferi yapacağım.

Madem denizlerimiz bu kadar iyi, neden yurtdışına açıldınız?
- Yurtdışında ilk balığımı 80’lerde Miami’de yakaladım. Aynı zamanda açık denizde yakaladığım ilk balıktı. Bununla balıkçılık benim için bambaşka bir boyut kazandı. O yıllarda Türkiye’de açık deniz balıkçılığıyla ilgili ne bilgi, ne tekne, ne de balık yakalayacak olta takımı vardı. 30 yıldır Kanada, ABD, Kosta Rika, Jamaika, Panama, Küba gibi Amerika kıtası ülkeleri, Afrika’da Kenya, Tanzanya, Fildişi sahili ve Güney Afrika’ya gidiyorum. Avustralya, Morişus Adası ve Hint Okyanusu sahillerinde avlandım.

Kaç balık oltanız var?
- Sayısını tam bilmiyorum ama onlarca. Gelişen teknikler nedeniyle her yıl birkaç yeni takım ediniyorum.

ALAÇATI VE CAPE TOWN’DA TURNUVALAR

Balık tutmanın dışında Vodafone Alaçatı Uluslararası Balıkçılık Turnuvası’nı düzenliyorsunuz. Üstüne Cape Town turnuvasını da eklediniz.
- Alaçatı turnuvası yılda bir kez yapılıyor ve sonraki turnuvayı iple çekiyoruz. Benzeri bir turnuvayı yurtdışında yaparak bu heyecanı yılda iki kez yaşamak istedik. Bu seçimde, Cape Town’da balık bolluğu ve kiralayabileceğimiz yüksek standartlara sahip teknelerin varlığı en önemli kriterlerdi. Ayrıca tam bir Akdeniz iklimine sahip. İnsanlar mükemmel, yemek kültürü ve şarapsa inanılmaz iyi. Türkler’den vize istemiyorlar ve doğrudan uçuş var.

Alaçatı turnuvasına ilgi nasıl?
- Alaçatı, artık Avrupa’da en büyük üç turnuvadan biri. Her yıl katılımcı sayısı artıyor ve bazen son kayıtlar yarışmaya katılamıyor. İlk yıl 17 tekne ve 50 katılımcıyla başlayan turnuva, geçen yıl 58 tekne takriben 250 yarışmacıyla gerçekleşti.

Katılmak için ne yapmak gerekiyor?
- Tüm turnuva ve organizasyonlar herkese açık, yeni katılımları destekliyoruz. www.alacatifishing.com’da her tür bilgi var.

ALTI AYDIR HAZIRLANIYORUZ

Tüm dünya denizlerini gezen ünlü araştırmacı Jacques Cousteau, Andaman Adaları’nı dünyada kalan son cennet olarak tanımlıyor. Oraya Vodafone Red’in katkılarıyla gidiyoruz. Yaklaşık 550 adadan oluşan bölgede doğa kendini koruyabilmiş. Adalar, Burma ve Tayland sahillerine daha yakın bir konumda olmasına rağmen Hindistan’a bağlı. Tüm adalar topluluğu ulusal park ilan edilmiş ve ticari balıkçılık kesinlikle yasak. Hatta Hindistan vizesini aldıktan sonra Andaman’a girebilmek için özel bir izin almanız gerekiyor ve en fazla bir ay kalabiliyorsunuz. Tüm bu önlemler bölgeyi bir amatör balık avı cennetine çevirmiş. Günlerce başka bir insana veya medeniyetin herhangi bir unsuruna rastlamadan açık denizde, teknede yaşayacağız. Bölgede aktif yanardağlar, oldukça vahşi yerli kabileler ve bol balık var. Gerisi kısmet derim...

TÜYLE 100 KİLOLUK BALIK YAKALADIM

90’ların sonunda Avustralya’nın Cairns şehrine Black Marlin avlamaya gittik. Yem olarak 10-15 kilogram ağırlığında orkinos yakalayıp canlı olarak kullanıyorduk. Takriben 100 kilogram ağırlığında bir Black Marlin hamle yaptı. Kısa bir mücadeleden sonra yemi aldı ve oltadan kurtuldu. Kaptan ucunda bir tür tüy olan takımla yeni bir canlı yem yakalamamı istedi. Takımı suya bırakdıktan çok kısa bir süre sonra oltaya balık vurdu, bir anda sular yarıldı ve biraz önce canlı yemi alan 100 kilogramlık Black Marlin, ağzındaki tüyle havada taklalar atmaya başladı. Yem balığı avlarken, planladığınız balığı oltanın ucunda bulmak, inanılmaz bir şanstı. Balığı yakalamayı başardık ve zarar vermeden geri saldık.

Artık her imkan var ama balık yok
ELVIO PENNETTI (64 - EMEKLİ MÜHENDİS)

Balıkçılıkta öğretmenim ve kılavuzum babamdı. O da dedemden miras olarak aktardı. Teknelerimizi ve takımlarımızı kendimiz bahçede yapardık. O gün balık çok, malzeme azdı, bugün tersi... Boş zamanımın çoğunu balıkçılık sporuna ayırıyorum. Andaman macerası için sağlık ekipmanlarını hazırlamak dışında idman yapmaya da başladım. Ne de olsa bakir bir yer.

Aşı ve ilaç depoladım
TOLGA AYDINOL (38 - TEKSTİLCİ)

Olta balıkçılığına çocuk yaşta Urla’da, açık denizdeyse 2003’te Alaçatı’da başladım. İş hayatı gereği çok vakit ayıramasam da balığın bol olduğu dönemde haftanın iki günü mutlaka çıkarım. En çok Alaçatı’da avlanmayı sevsem de Andaman, büyük bir macera. Hazırlık için leblebi gibi aşı ve ilaç aldık. Tabii bir de uydu telefonu.

İlk balığı heyecanla bekliyorum
TURAN MUTLU (33 - OTOMOTİV SEKTÖRÜ)

Balık tutmaya altı yıl önce tatlı su balıkçılığıyla Ankara çevresindeki baraj göllerinde başladım. Kışın ayda en az bir haftasonu, yaz aylarındaysa hemen hemen her haftasonunu ayırıyorum. Ankara güzel ama en çok keyif aldığım yer Alaçatı. Şimdi de Andaman’da ilk balığın oltamıza takılacağı anı hayal etmeden duramıyorum.