Baharın en güzel 10 rotası
İlkbahar geldi, doğa canlanmaya başladı. Türkiye ise çiçekleri, yeşilliği, gölleri ve üç tarafındaki deniziyle doğanın farklı tarzdaki birçok güzelliğini içinde barındırıyor. Bu güzellikleri bir an önce yaşamak, bu değişime şahit olmak, doğa içinde yürüyerek, otomobille ya da tekneyle vakit geçirmek isteyenler için gezgin, fotoğrafçı ve turizmcilerden oluşan jürimize, baharın en güzel 10 rotasını sorduk.
Haydi şapkalarınızı, yürüyüş ayakkabılarınızı ve güneş gözlüklerinizi hazırlayın, bahar yolculuğumuz başlıyor.
EN İYİ 10
1- Gelidonya/Antalya
2- Ihlara Vadisi/Kapadokya
3- Likya Yolu/Fethiye-Antalya
4- Birecik- Halfeti/Urfa
5- Ağva/İstanbul
6- Hıdır Bey Köyü-Vakıflı Köyü/ Antakya
7- Narman/Erzurum
8- İstanbul Boğazı
9- Murtiçi - Gembos - Behşehir/Antalya
10- Polonezkoy- Cumhuriyetköy - İshaklı/İstanbul
Çiçek, fener, adalar
Antalya Finike kıyısında yer alan ve üzerindeki fenerle daha bir güzel görünen Gelidonya Burnu, bir doğa harikası olduğu kadar, en hırçın dalgaların da mekanı. Derinliklerinde 13. yüzyıl sonlarına ait Gelidonya batığını barındırıyor. Ancak, bugün Taşlık Burnu olarak adlandırılan mevki, baharın tüm güzelliklerini görmeye başlamak için de iyi bir çıkış noktası. Eşsiz deniz manzarası, yemyeşil bir doğa, yürüyüş için çok güzel bir atmosfer sunuyor. Jüri üyelerimizden Kadir Kır, Kumluca’ya gelmeden varacağınız Karaöz Beldesi’nden orman yoluna girmenizi öneriyor. Böylece baharın farklı çiçeklerini görecek, hem de yolun sonunda Gelidonya Feneri ve adaların manzarasına hayran kalacaksınız.
Ihlara Vadisi
Hasan Dağı volkanından püsküren lavların soğumasıyla oluşan çatlaklar ve çökmelerle meydana gelen Ihlara Vadisi, 14 kilometre uzunluğunda ve yüksekliği yer yer 110 metreye ulaşan bir kanyon. Kayalara oyulmuş mezar ve kiliseleri seyrede seyrede dolaşırken Kapadokya’ya has büyüyü hissedeceksiniz. Önce Selime’ye, oradan da Kapadokya’ya ulaşabileceğiniz vadi, her ne kadar bu mevsim biraz serin olsa da, barındırdığı farklı bitki çeşitleri ve tarihi mekanlarıyla görülmeye değer. Kapadokya’dan balona binmek de ayrı bir deneyim. Ihlara Vadisi’ne Nevşehir’den Aksaray’a giderken, Aksaray’a 11 km. kala sola, Güzelyurt yoluna dönerek ulaşmanız mümkün.
Likya Yolu
Fethiye’den başlayıp önce Kaş, daha sonra da Antalya’ya kadar uzanan ve antik Likya kentlerini birbirine bağlayan patikalar zincirinden oluşan Likya Yolu, 1999 yılında İngiliz araştırmacı Kate Clow tarafından hizmete açıldı. Fethiye’den başlayıp Kayaköy, Ölü Deniz, Tlos, Saklıkent, Pınara, Leton, Kalkan, Kaş, Kekova, Demre, Finike, Olimpos ve Faselis’teki bahar güzelliklerini görüp Antalya’da sonlandırabileceğiniz rotanın en büyük özelliği denizin mavisi ve ormanın yeşilinin iç içe olması. Özellikle pembe tonlardaki orman güllerine dikkat. Rota, arzuya göre otomobille 4-5 günde ya da tekneyle bir haftada gezilebiliyor.
Birecik-Halfeti
Urfa’ya bağlı bir ilçe Halfeti. Birecik Barajı’nın suları altında artık ama hálá çok etkileyici. Fırat Vadisi’nde ilerlerken, görkemli Rumkale’yi geçince, Savaşan Köyü’nün suyun içinden yükselen minaresini gördüğünüzde, bunun ne anlama geldiğini anlayabilirsiniz. Urfa Birecik’ten başlanan bu rotada size Fırat Nehri eşlik edecek. Jüri üyelerimizden Özgür Koç yol boyunca özellikle yalı çapkınlarına dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor. Bu mevsimde İstanbul’a göre daha sıcak olan bölgede Fırat Nehri kenarındaki çay bahçelerinde mola vererek de doğanın keyfini çıkarmak mümkün. Birecik’ten dolmuşla ulaşabileceğiniz Halfeti’den Rumkale’ye tekneyle ulaşabilir, acıktığınızda teknede balık keyfi yapabilirsiniz.
Ağva
Bir yanında Yeşilçay, diğer yanında Göksu dereleri, yeşilin birçok tonunu içinde barındıran ormanları ve Karadeniz’e bakan üç kilometrelik kumsalıyla dikkat çeken Ağva, her ne kadar İstanbul’la iç içe olsa da doğallığından hálá bir şey kaybetmedi. Ağva’da bisiklet kiralayabilir, farklı bitki türlerini, Karadeniz’e akan çayları seyrederek koylara ulaşabilirsiniz. Jüri üyemiz Mehmet Kısmet’in "dantel" diye adlandırdığı koylarda değişik kıvrımlı birçok kaya çeşidi var. Ayrıca tekne turlarıyla Kilim Koyu ve Gelin Kayası mutlaka gezilmesi gereken yerler.
Hıdır Bey-Vakıflı köyleri
Antakya’dan Samandağı yönünde yola çıkan araçla Batayas Köyü ayrımından sağa dönün. Narenciye bahçeleri arasından geçerek Hıdırbey Köyü’ne ulaşın. Köy meydanındaki 650 yıllık çınar ağacının altında çay molası verin. Adı Hıdırbey Çınarı. Gövdesi öyle büyük ki, bir dönem içi kahvehane ve berber dükkanı olarak kullanılmış. Daha sonra, jüri üyemiz Haşim Ağca’nın önerisini dikkate alarak bir kılavuzla yola çıkın. Rotada Musa Dağı’nın eteklerine sığınmış, Türkiye’nin tek Ermeni köyü olan Vakıflı da var. Vakıflı’nın bir özelliği de organik narenciye ürünleriyle Türkiye’ye 1 milyon Euro ihracat geliri kazandırması. Her mevsim gezilebilen bölgede yediverenler gibi, hálá portakal veren ağaçlar görebilirsiniz.
Narman
Yıldırım Güngör’ün "gökyüzüne uzanan sihirli merdivenler dünyası" olarak nitelediği Narman, namı diğer Kızıl Kanyon, Erzurum-Artvin yolu üzerinde yer alıyor. Türkiye’nin bir başka Kapadokya’sı. Peribacalarına benzer oluşumları var. İnsan boyunu kat kat aşıyor ve gün batarken kanyona adının hakkını veren bir renk katıyorlar. Narman-Pasinler karayolunun 12. kilometresinde kendini göstermeye başlayan kırmızı peribacalarının en iyi gözlendiği yer ise Yoldere Köyü. Buradaki vadi içinde yapılacak iki saatlik yürüyüş, doğa severlere farklı bir görsel şölen sunuyor.
İstanbul Boğazı
Karadeniz ve Marmara Denizi’ni birbirine bağlarken Avrupa ve Anadolu yakalarını birbirinden ayıran İstanbul Boğazı, özellikle bahar mevsiminde açan erguvan ve mor salkımlarıyla daha güzel. 30 kilometrelik doğa harikası hem sahilde yürüyerek, hem tekneyle gezerek, hem de otomobille yedi tepesi dolaşılarak gezilebilir. Ve yapacak öyle çok şey var ki; Rumelihisarı’nda kahvaltı, Kanlıca’da yoğurt, Beylerbeyi’nde çay, Ortaköy’de akşam içkisi ve dilediğiniz herhangi bir durakta balık-rakı...
Murtiçi - Gembos - Behşehir
Manavgat Akseki yolundan ulaşılan Murtiçi Kanyonu’ndan başlayan rota 1800 metreye kadar ulaşıyor. Jüri üyemiz Faruk Akbaş, "Lokal endemik çiçeklerin bulunduğu yolda birbirinden ilginç orkideler yalnızca bu yolun yolcuları içindir" diyor. Gembos yaylasının kardelenleri ve düğün çiçekleri ise baharın geldiğini gösteriyor. Yolun sonunda varılan Konya ili sınırındaki Behşehir Gölü ve Leylekler Vadisi ise su kuşları ve nesli tükenmekte olan kara leyleklerini görmek için ideal.
Polonezkoy - Cumhuriyetköy - Saklıköy
Rotanın ilk durağı olan İstanbul’a bağlı Polonezköy temiz, ferah ve rahatlatıcı havası, doğal güzellikleri ve özellikle kirazıyla tanınır. İstanbul’un yanıbaşındaki Polonya’da çok güzel mekanlar ve yemekler de bulabilirsiniz. Cumhuriyet Köyü Polonezköy’den yaklaşık 10 km. ileride. Kır lokantaları, piknik alanlarıyla insana baharı müjdeliyor. Bu güzergahta ağaçlar içinde çok güzel oteller, "kendin pişir kendin ye" mekanları, yürüyüş yolları, at binmeyi sevenler için çiftlikler, ormanlar yer alıyor. Yolculuğunuz sırasında yeşilin her tonunu görebilir ve kestane, ıhlamur ağaçlarının ön planda olduğu Saklıköy’e doğru ilerleyebilirsiniz. Balık tutmayı sevenler için de uygun bir yer.