Bahar fotoğrafçılarına 10 adres

Çiçeklerden böceklere her canlı ekosistemdeki yerini korumak için bir yarış içindedir. Fotoğrafçılar, özellikle de doğa fotoğrafçıları bu aralar en iyi bahar fotoğraflarını çekebilme telaşı içindeler. Atlas dergisinden Doğa Fotoğrafçısı Yıldırım Güngör, bahar fotoğrafçıları için doğru adresleri önerdi

GÖL

Baharla birlikte göl kenarları şenlenir. Aslında göl kenarları bir çok doğa fotoğrafını da halihazırda içerir. Ancak bazı göller vardı ki bahar aylarında inanılmaz güzel görüntüler sunar, diğerlerinden ayrılır. İstanbul ve Ankara’da yaşayanlar için Bolu Yedigöller ilk adres olmalı. Sülüklü gölse başka bir seçenek. Her iki göl de inanılmaz görüntü veriyor. İzmir içinse tek önerim Yamanlar Dağı üzerindeki Karagöl. Özellikle sabah saatlerinde olağanüstü güzel kareler fotoğrafçıları bekliyor. Karadeniz bölgesinde Borçka ve Şavşat Karagöller ise farklı kompozisyonlar için adeta biçilmiş birer kaftan. Tortum - Yusufeli yolu üzerinde yer alan Tortum Gölü ise bence Türkiye’nin en fotojenik gölü. Sadece göl değil gölü çevreleyen tabakalı kayaçlar da bu fotojenikliğin büyük bir destekçisi. Birkaç saat yürümeyi veya araçla çok kötü yollardan gitmeyi göze alanlar için çıtayı yükselterek Kaçkar Dağları’ndaki buzul göllerini öneriyorum. Ulaşmak belki zor ama göller, etrafındaki dağlar ve kenarlarındaki çiçeklerle birlikte olağanüstü görsel malzeme veriyor ve çekilen zorluğu hak ediyor. Ancak buzul göllerinde bahar ne yazık ki temmuz başında başlıyor. Biraz sabredenler en güzel bahar fotoğraflarını bu göllerin etrafında çekebilirler. Göl fotoğrafı çekebilmek için geniş açı bir objektifin çok işe yarayacağını unutmamak gerekiyor. Mutlaka yanınızda bulunmalı.

ÇİÇEK

En güzel çiçek fotoğrafları çekmek için saatlerce yürümeye veya birkaç günlük seyahatler planlamaya gerek yok. Çiçekler her yerde karşınıza çıkar. Yaşadığınız kentin kırlarına kendinizi vurmanız bile yeterli olabilir. Eğer spesifik bir karenin peşinde değilseniz her çiçekten görsel değeri büyük görüntüler yaratabilirsiniz. Örneğin ben en güzel çiçek fotoğraflarımı çok uzaklarda değil İstanbul Üniversitesi Avcılar Yerleşkesi’nde veya Belgrad Ormanı’nda çekiyorum. İnanılmaz bir yabani yaşam var buralarda. Yerleşkede çiçekler açmaya başladı. Bu aralar anemonlar hakim birkaç güne kadar da orkideler açmaya başlarlar. “Daha çok farklı tür arıyorum” diyenler için bahar çiçeklerinin çeşitliliği açısından Van Gölü’nün kanarında yer alan Artos Dağı, Cilo Dağları, Kaçkar Dağları ve onun yanıbaşındaki Güngörmez Dağı büyük bir avantaja sahipler.

BAHAR DALI

Bahar dalları eğer iyi bir kompozisyon yakalanırsa çok güzel görsel öğeler haline dönüşebilir. Bahar dalları genellikle diğer ağaçlarla iç içe olduğu için iyi bir kare yakalamak için epey uğraşmak gerekiyor. Ancak eğer pes etmezsek olağanüstü görüntüler elde edebiliriz. Bu baharda ne yazık ki çok fazla bahar dalı göremedik. Çiçeklerin çabuk açması ve aniden bastıran soğuklar ne yazık ki bahar dalı fotoğraflarını çok kısır olmasına neden oldu. Yine de İstanbul Boğazı’nın her iki yakasındaki erguvanlar, bu alanın tek favorisi. Eskisi kadar çok kalmasalar bile bahar aylarında boğazın görüntüsüne başka bir tat ve görüntü katıyorlar. Anadolu’ya yönelecek olursak Malatya’da kayısı çiçekleri açtığı zaman tüm doğa renklenir, fotoğrafçılar arasındaysa en güzel kareyi yakalama yarışı başlar. İznik ise bahar dalları fotoğrafları için bir başka favorim. Bahar aylarında tüm bahçeler kiraz ve şeftali çiçeklerinin görüntüleriyle kaplanır ve ortaya muhteşem bir görüntü çıkar.

YAYLA

Yayla fotoğraflarını çekerken doğal güzellik ve yaylada yaşam önceliğiniz olmalı. Bazı yaylalar görsel açıdan çok etkileyici olmayabilir ama yayla içindeki yaşam inanılmaz görüntüler sunabilir. Yayla yaşamını fotoğraflamak için öncelikle oradaki insanlarla iyi iletişim kurmanız gerekiyor. Yaylaya girer girmez fotoğraf çekmeye başlarsanız belki güzel kareler yakalayabilirsiniz ama yaylanın ruhu fotoğraflara yansımaz. Önce onlardan biri olun. Sizi kabullensinler, yanınızda rahat hissetsinler. Ancak bu şekilde peşinde koştuğunuz güzel kareleri elde edebilirsiniz. Bu konuda son yıllardaki favorim Arapkir yaylaları olmaya başladı. Mayıs ayından itibaren çamurlarda debelenerek yaylaya çıkmaya başlayan yaylacıların göçünden, oradaki yaşama kadar inanılmaz güzel kareler sunuyor Arapkir. Görsel olaraksa en güzel yayla görüntüleri ne yazık ki yaylacılığın çok gerilerde kaldığı Karadeniz’de görülüyor. Rize sınırlarında yer alan Pokut Yaylası en güzel fotoğraf karelerinin çekildiği yaylaların başında yer alıyor. Artvin’deki Çatallar ise bana göre Türkiye’nin en güzel ve en fotoğrafik yaylası. Yayla, Yusufeli’nin Barhal köyü sınırları içinde, Altıparmak Dağları’nın eteklerinde. Ormanın içindeki boş bir alanda bulunan yayla tamamen geleneksel ahşap yapılardan oluşuyor.

DAĞ

Dağlar ulaşılması çok zor olan ama ulaşıldığında da inanılmaz fotoğraf kareleri sunan yerlerin başına gelir. Özellikle ilkbahar başında etekleri çiçeklerle, zirveleri karla kaplı bu doğa harikalarının başında Küçük ve Büyük Ağrı dağları geliyor. Van - Doğubayazıt yolunda Tendürek Dağı Geçiti’nden itibaren bu iki volkanik dağ sizi karşıla. Erciyes de bir o kadar fotoğrafik bir dağ. Bir zamanlar Tekir Yaylası olarak anılan bölge şimdilerde betonla kaplı oteller bölgesine dönüşmüş. Bu betonlaşmaya rağmen yine de iyi fotoğrafçıların güzel kareler çıkaracağı bir yer olma özelliğini henüz yitirmiş değil. Aladağlar özellikle Demirkazık bahar çiçekleriyle birlikte en kolay fotoğraflanan dağlardan biri. Dedegöl Dağları’nın Isparta’nın Aksu ilçesinin Eldere köyü sınırları içinde kalan bölümüyse yalnızlık hissi veren ürkütücü bir görünüme sahip. Kuzukulağı Yaylası’na kadar araçla giderek bu olağanüstü kaya duvarlarının bahar görüntülerini çekmek için sadece biraz gayret etmek yeterli. Kaçkar Dağları Milli Parkı içinde yer alan Verçenik Doruğu ise başka bir fotojenik dağdır. Ancak bu dağın en iyi fotoğrafları için birkaç saatlik bir yürüyüşü gözden çıkarmak gerekiyor.

BÖCEK

Bahar geldiği zaman böcekler de bu canlanmadan nasibini almaya çalışır. Bu da fotoğrafçılar için önemli bir şanstır. Başta kelebekler ve arılar olmak üzere tüm doğa neredeyse çiçeklere üşüşür. Ancak bu küçük canlılar çok hareketli oldukğundan fotoğraflamak biraz sabır, gayret ve iyi ekipman istiyor. Çiçek fotoğraflarında olduğu gibi böcek fotoğraflarında da çok fazla kentten uzaklaşmaya gerek yok. Örneğin İstanbul’da yaşayanlar kısa süre içinde Belgrad Ormanı’na ulaşarak fotoğraf çekmeye başlayabilirler. Ankara’da yaşayanlar içinse en uygun yer Soğuksu Milli Parkı. İzmirliler Yamanlar Dağı’nda aradıkları çiçek ve böcek fotoğraflarını bulabilirler. Doğa fotoğrafçıları genellikle kelebek peşinde koşarlar. Oysa arılar da en az onlar kadar güzel fotoğraf verir. Yine kelebeklerin gölgesinde kalıp ihmal edilen bir diğer tür de sümüklü böceklerdir. Oysa biraz sabırla inanılmaz güzel görüntüler verirler. Hem çiçek hem de böcek çekerken objektif eğer makro değilse aradığınızı bulamazsınız. Aynı şekilde bu tip detaylarda diyaframı iyice açarak arka planı yok ederek objeyi ön plana çıkarmak gerekir ki bu da en iyi diyafram açıklığı 2.8 olan 100 mm makro objektiflerle yapılabilir.

DERE

Dere kenarları da fotoğrafçılar için iyi fırsatlar sunar. Dere fotoğrafı denince ilk adres kesinlikle Kaçkar dereleri olmalı. Burası dere fotoğrafı çekmek isteyenler için bir parkur niteliğindedir. Karçal dereleri de Kaçkar derelerinden aşağı kalmaz. Özellikle Maçahel Vadisi’ne akan derelerin her biri başka bir güzelliğe sahiptir. Bu ikiliden sonra en beğendiğim dere Günpınar Şelalesi’ni oluşturan Günpınar Deresi. Malatya’nın Darende ilçesi sınırları içinde kalan bu dere inanılmaz bir coşkuyla ve beyaz bir köpük çıkararak akıyor. Tohma Çayı da baharda bitkilerle birlikte olağanüstü görüntüler sunuyor. Akdeniz yöresindeki bütün dereler ilkbaharda cennetlerine dönüşüyor zaten. Herhangi biri tercih edilebilir.

ŞELALE
Malum, Türkiye şelale açısından oldukça zengin. Bu nedenle doğa fotoğrafçılarının en büyük hedeflerinden biri de iyi bir şelale fotoğrafı yakalamaktır. Benim üç favorim şunlar: Tortum (Erzurum), Maral (Artvin) ve Kapuzbaşı (Kayseri). Tortum, ilkbaharda çok güçlü ve olağanüstü güzellikte akar. Üzerinden hiç gitmeyen gökkuşağı renkleriyse bir başka güzelliğidir. Maral ise ‘yalancı cennet’ olarak tanımlanan Maçahal Vadisi’nin en gizli köşelerinde kalmış harika bir şelaledir. İlkbahardan itibaren vadideki tüm bitki ve böcekleri şelale civarında bulmak mümkün. Kaynağını Aladağlar’ın eriyen karlarından alan Kapuzbaşı şelaleleriyse bir tepenin yamacından fışkırarak çıkar. Suları Zamantı Çayı aracılığıyla Çukurova’ya akar. Günpınar, Düşen 1 ve 2, Saimbeyli, Tomarza, Muradiye ve Girlevik şelaleleri de benim neznimde diğer fotoğrafik şelaleler. Özellikle sabahın erken ve akşamın geç saatlerinde düşük enstantaneyle olağanüstü tül etkisi fotoğrafları yakalanabilir.

SİS
Sis fotoğrafı denince aklıma ilk gelen nokta doğal olarak İstanbul Boğazı oluyor. Özellikle ilkbaharda gece soğuyan havanın sabahın erken saatlerinde ısınmaya başlamasıyla birlikte ortaya çıkan buhar kısa sürede sise dönüşerek kısa bir süre içinde tüm boğazı, trafiği aksatacak kadar sarıyor. İşe bu saatlerde erken kalkarak orada olan fotoğrafçılar olağanüstü kereler yakalayabilirler. Özellikle Sarıyer - Havantepe civarında konuşlanarak sisin boğazda ve yamaçlardaki farklı etkileri fotoğraflanabilir. Borçka - Karagöl ve İzmir - Karagöl de olağanüstü sis fotoğraflarının çekilebileceği yerler arasında. Bu kategoride unutulmaması gerekn bir diğer yer de elbette Kaçkar Dağları.

SÜRPRİZLER

Doğa fotoğrafçıların bahar aylarında bazen hiç olmadık sürprizle bekleyebilir. Bu nedenle doğa fotoğrafçısı doğada farklı türde birkaç objektifi yanından ayırmamalı. Yumurtadan yeni çıkan, yavrularını besleyen, bir ağacın kovuğunda annelerinin yiyecek getirmelerini bekleyen kuşlar ormanda en çok karşılaşabileceğimiz sürprizlerin başında geliyor. Eğer çok şanslıysanız bir yaylada ard arda doğum yapan ikiz annesi bir koyunun tüm doğum sahnesini kare kare fotoğraflayabilirsiniz.