Babylon artık dünya markası

Hikaye Tünel'de yıkık dökük bir garajın bulunmasıyla baÅŸlar. Ahmet UluÄŸ, Mehmet UluÄŸ ve Cem Yegül mekanı ofis olarak düşünürler ama ofis yapmaya kıyamazlar. Böylece yıllardır hayalini kurdukları kulüp olan Babylon doÄŸar. Babylon hem bulunduÄŸu coÄŸrafyayı deÄŸiÅŸtirir, hem de canlı müzik zihniyetini. Ondan sonra civarda en az on beÅŸ tane lokanta açılır, kiralar yükselir, o zamana kadar boÅŸ olan otopark bile kıymete biner. Babylon 23 Nisan'da dördüncü yaşına giriyor. Ä°lk doÄŸumgünü hediyesiyse dünyaca ünlü caz dergisi Downbeat'ten, dergi geçen sayısında mekanı dünyadaki ‘en iyi 100 caz kulübünden’ biri seçti. Ä°ÅŸte yaratıcılarının aÄŸzından Babylon.Babylon'un ünü nasıl yayıldı? Buraya gelen müzisyenler hakkımızda konuÅŸuyor. Akbank Caz Festivali'ni izlemeye bir grup gazeteci geldi. Birtakım eleÅŸtirmenler Ä°stanbul'a turist olarak geldiklerinde bir ÅŸekilde Babylon'a ulaşıyorlar. Gelenler programı ve ses düzenini beÄŸeniyorlar, büyüklüğü de hoÅŸlarına gidiyor, çünkü Babylon ne çok büyük ne çok küçük. ASLINDA CAZ KULÃœBÃœ DEĞİLNew York'ta sıralanmış kulüpleri yakından takip ediyoruz, orada son beÅŸ-altı yıldır büyük bir yaratıcılık eksikliÄŸi var. Mesela en ünlü kulüplerinden Blue Note'un korkunç bir programı var ve tamamen turistlere hitap ediyor ama artık bir marka olmuÅŸ. Programının yaratıcılığı gözönünde bulundurulursa bence Babylon ilk ona girer. Hem lokal yeteneklere yer veren hem dünyadaki belirli janrlardaki akımları doÄŸru ve dengeli bir ÅŸekilde programına alan çok fazla kulüp yok. Babylon bir caz kulübü deÄŸil aslında. Bizim tek bir çizgimiz yok ama genellikle cazın etrafında dolaÅŸan türlere yer vermeye çalışıyoruz. Programı oluÅŸtururken her ay bir festival yapıyoruz gözüyle bakıyoruz. Caza, elektroniÄŸe, dünya müziÄŸine ve rock'a yer veriyoruz ama birbiriyle çatıştırmadan.Sektörün içindeki yaratıcı tayfa da durumun farkında, Babylon'un o 100'lük listenin içinde nerede durduÄŸunu biliyorlar. Mesela on yıl önce New York'ta ‘‘Giant Steps’’ gibi bir akıma öncülük etmiÅŸ adamlar Babylon'un programına sürekli mail'ler atıyorlar. Amerika'dan çıkan New York usulü avangard caz ve geleneksel caz var. Avrupa'dansa nu-jazz tabir edilen akımdan bir sürü grup çıkıyor. Aslında Amerika Avrupa'yı geriden ve biraz da gönülsüzce takip ediyor, bazen duruma iki sene sonra uyanabiliyorlar. Babylon ise en popüler grupları getirmek yerine patlamak üzere olan isimleri getiriyor, bunun saÄŸladığı ciddi bir kredi de var. Gotan Project, Zuco 123, Nithin Shawney gibi. Bazen çizgimizin dışına çıkabiliyoruz çünkü böyle bir kulübü yaÅŸatmak için bir sürü parametre var. Kulübün yerel yeteneklerle beslenmesi lazım onu da bir türle sınırlandıramıyorsun, bir de hayatın gerçekleri var. Babylon müzik yutan bir makine olduÄŸu için programında bir süreklilik olması gerekiyor. Aslında programdaki yerli sanatçı sayısında bir artış yok ama son zamanlarda bilinen isimler çıkmaya baÅŸladığı için dikkat çektik. YERLÄ° Ä°SÄ°MLER ÖNE ÇIKTITürk popu camiasında yer alan ama bizce bu iÅŸin ticari yönüne çok bulaÅŸmayan, tutarlı isimleri de çıkarıyoruz Babylon'a artık. Teoman, Göksel, Nev, Cem Karaca gibi. Bunu çizgimizden sapma olarak görmüyoruz, tabii belli dengeler içinde yapılırsa. Eskiden çok inandığımız bir grubu da getirebiliyorduk, risk alabiliyorduk. Ama artık bunu yapamıyoruz çünkü hem ekonomik kriz var, hem de dinleyici bir nebze doyuma ulaÅŸtı. Biz trendy ve sosyetenin eÄŸlendiÄŸi bir yer olmaktansa istikrarlı bir yer olmayı yeÄŸledik. Ä°nsanların Babylon'a programı bilmeden gelmesini yadırgıyoruz mesela.Ä°stanbul ne olursa olsun caz coÄŸrafyasının dışında bir yer, bu yüzden turnelere Ä°stanbul'u katmakta zaman zaman zorlanıyoruz. Ãœstelik bir adamın Amerika'dan kalkıp sorunlu saydığı bir bölgeye gelmesi de bütçeleri kabartıyor. Bazen insanları buraya getirmeye ikna etmek için duygusal ve kiÅŸisel yazışmalar yapmak durumunda kalıyoruz. Onlara heyecanımızı ve buranın önemini aktarıyoruz. Geldikten sonra hepsi çok memnun ayrılıyor tabii o baÅŸka. Önceden 11 Eylül olayı vardı, ÅŸimdi de Ä°srail meselesi etkiliyor. Artık iÅŸler eskisinden daha zor. Babylon'ı daha ilk açtığımızda bile dünya çapında bir mekan olması iddiasıyla çıkmıştık. Bu iÅŸi yaparken hiçbir zaman 3. Dünya ülkesi kompleksine kapılmadık, çünkü burada yansıtılması gereken pek çok deÄŸer olduÄŸunu düşünüyoruz. Hem Batılı hem DoÄŸulu olmak bize çok özgün bir bakış açısı kazandırdı. Babylon'un zamanla mekanı sahiplenen ve fikirlerini beyan eden bir seyircisi de oluÅŸtu.Â