Mustafa İRİ
Son Güncelleme:
Ayvalık ve Cunda yaza hazır
Balıkesir’in Ayvalık İlçesi, önceki hafta ilkbaharı yöresel yemeklerin tadıldığı bir festivalle kapadı. Ünlü gurmeler, yazar ve program yapımcıları ilçenin konuklarıydı. Yemekler yendi, şarkılar söylendi, konuşmalar yapıldı. Belediye şimdi hummalı bir çalışma içinde yaza hazırlık yapıyor. İlçe konuklarını temmuzda caz, eylül başında Ayvalık festivaliyle karşılayacak.
Emir Kusturica’nın Yeraltı adlı filminde bir sahne vardır. Final sahnesi. Düğün şamata heryerde, şarkılar danslar. Derken üzerinde insanların olduğu kara parçası kopar ve anakaradan ayrılarak yüzmeye devam eden bir ada olur. Eğlence öylesine tavan yapmıştır ki ordakiler bunun farkına bile varmaz. Ya da varır ama umursamaz. Hayat öylesine güzeldir yani.
Ayvalık ve Cunda’yı böyle düşünmüşümdür hep. Doğayı ve insanı en güzel noktasında ayıran ama kopmadan bir arada tutan cennet masalında. Bütünden kopan parçayı eskisinden de güzel gösteren o ilahi sihire inandığım anda hissetiğim gibi. Şeytan Sofrası’ndan bu ayrılmışlığa uzaktan bakarken. Burası taşıdığı renkleri anlatmakta kelimelerin kifayetsiz kaldığı yörelerden biri. Ne Akdeniz kadar tuzlu ve sıcak ne de Marmara kadar serin deniziyle tam da İyonya’ya özgü. Eski evlerinde hâlâ tarihin, bozulmayan saf hayatların kokusu var. İnsanın sokaklarda, taş binaların arasında kendini unuttuğu yer. Hanımeli ve ıhlamur çiçeklerinin en zalim kokularını etrafa yaydığı, ıtır ve iğde rayihalarının akıl çeldiği günler bu günler. Başka bir yerde aynı kokuların bu denli hipnotize edenini görmüş değilim.
GİRİT, MİDİLLİ LEZZETLERİ
Ayvalık Belediyesi yemek kültürünü canlandırmak, unutulan lezzetleri yeniden sofralara taşımak amacıyla bir yemek şenliği hazırlamıştı gittiğimde. “En iyi tarif benimki” diyerek Ayvalık’ın geleneksel yemeklerini yapan 12 kadın, Midilli, Girit ve Boşnak tarifleriyle bir geleneğe yeniden hayat verirken, şenlik için Ayvalık’a gelen ünlü şef, gurme ve yemek yazarları bundan sonraki yol haritasını tartıştı. Tanıştıklarım tükenen besin kaynakları ve insanlığı bekleyen tehlikeler konusunda derin bilgi sahibi. Küçük ölçekli oluşumlarla başlayıp Türk ve dünya tarımını kurtarmak için insanüstü projeler başlatmışlar. İşittiğim şeyler geleceğimiz açısından kurtarıcı ipuçları veriyordu.
Bu yarışmanın temel bir amacı varmış: Ayvalık mutfağındaki yemeklerin yeniden sofralarda yer alması. Yarışmasız üç aşamadan oluşan şenlikte, öğle yemeği sunumu, Cunda Doğa Ali Bey Kulüp’te akşam yemeği sunumu ve gala gecesi yapıldı. Sunuma katılan Nevin Halıcı, Aylin Öney Tan, Ayfer Yavi, Vedat Başaran, Gökçen Adar, Hasan Açanal, Gülhan Kara Ayvalık yemekleri hakkında geliştirici, yönlendirici fikirler sunarak strateji oluşturulmasına yardım etti.
AYAZMA EFSANESİ
Biraz da adanın etrafından söz etmeli. Patriça Plajları’na giden toprak yol yapım aşamasında. Sabredip en sondaki çay bahçesine ulaşabilirseniz tüm yorgunluğunuz geçiveriyor. Burası iç bükey bir yarımadanın gizli sığınağı gibi. Deniz daha çok göl görünümünde. Kıpırtısız bir su ve dipte ilginç bir bitki örtüsü var. Güneşlenmek ve huzur içinde uyumak için tasarlanmış dev bir doğa oyuncağı gibi. Bu harika terapi acıktırıyor ve yeniden ilçe merkezine dönme isteği yaratıyor. Ayvalık’taki çarşı ve sokaklar, yitik eski bir sinema, taze kokularıyla karşıkonulmaz ekmek fırınları ve dükkanlar ikindi sonrası için en güzel mola yeri. Belediye pazarından dönenlerin ellerinde poşetler. Herşey taptaze görünüyor. Baharın en güzel meyveleri. Kocaman enginarlar, taze otlar, zeytin ve peynir çeşitleri.
Merkeze yakın bir yerde Ayazma Kilisesi var. Hikayesini şehrin en yetkin ağızından dinledim. Genç bir kız her gece sürekli aynı rüyayı görür. Bir yere gelir ve dokunduğu yerden sular çıkmaya başlar. Papaza gider ve rüyasını anlatır. Birlikte rüyasında gördüğü yere gelirler. Bu su bolluk, bereket ve sağlık kaynağı bir sudur. Burası orası. Yani adına Ayazma Kilisesi dedikleri yer. Belediye önümüzdeki yıl belli prosedürleri aştıktan sonra burayı ziyarete açmayı planlıyormuş. Tek katlı taş evlerin arasında oldukça gizemli bir ziyaret yeri olacağı çok aşikar.
KOMİTE ÇALIŞIYOR
Gurmelerle bir tatil yerinde karşılaşmak güzel sürprizleri de beraberinde getiriyor ve bugüne dek hiç bilmediğiniz yeni bilgilerle donanıyorsunuz. Giritli yaşlı bir ninenin ellerinden kabak çiçeği dolması yemek kaç kişiye nasip olur ki? Belediye ve festival komitesi temmuzun ortasında 3 gün sürecek caz günleri hazırlığında. 1-10 Eylül tarihlerinde ise yine bir çok etkinliğin düzenleneceği Ayvalık Kültür Festivali gerçekleşecek. Kısacası bu yaz Ayvalık ve Alibey Adası’na gitmek için birçok nedeniniz var.
Benim için Girit usulü enginarlı pilav bile yeterli bir neden olabilir.
Ayvalık ve Cunda’yı böyle düşünmüşümdür hep. Doğayı ve insanı en güzel noktasında ayıran ama kopmadan bir arada tutan cennet masalında. Bütünden kopan parçayı eskisinden de güzel gösteren o ilahi sihire inandığım anda hissetiğim gibi. Şeytan Sofrası’ndan bu ayrılmışlığa uzaktan bakarken. Burası taşıdığı renkleri anlatmakta kelimelerin kifayetsiz kaldığı yörelerden biri. Ne Akdeniz kadar tuzlu ve sıcak ne de Marmara kadar serin deniziyle tam da İyonya’ya özgü. Eski evlerinde hâlâ tarihin, bozulmayan saf hayatların kokusu var. İnsanın sokaklarda, taş binaların arasında kendini unuttuğu yer. Hanımeli ve ıhlamur çiçeklerinin en zalim kokularını etrafa yaydığı, ıtır ve iğde rayihalarının akıl çeldiği günler bu günler. Başka bir yerde aynı kokuların bu denli hipnotize edenini görmüş değilim.
GİRİT, MİDİLLİ LEZZETLERİ
Ayvalık Belediyesi yemek kültürünü canlandırmak, unutulan lezzetleri yeniden sofralara taşımak amacıyla bir yemek şenliği hazırlamıştı gittiğimde. “En iyi tarif benimki” diyerek Ayvalık’ın geleneksel yemeklerini yapan 12 kadın, Midilli, Girit ve Boşnak tarifleriyle bir geleneğe yeniden hayat verirken, şenlik için Ayvalık’a gelen ünlü şef, gurme ve yemek yazarları bundan sonraki yol haritasını tartıştı. Tanıştıklarım tükenen besin kaynakları ve insanlığı bekleyen tehlikeler konusunda derin bilgi sahibi. Küçük ölçekli oluşumlarla başlayıp Türk ve dünya tarımını kurtarmak için insanüstü projeler başlatmışlar. İşittiğim şeyler geleceğimiz açısından kurtarıcı ipuçları veriyordu.
Bu yarışmanın temel bir amacı varmış: Ayvalık mutfağındaki yemeklerin yeniden sofralarda yer alması. Yarışmasız üç aşamadan oluşan şenlikte, öğle yemeği sunumu, Cunda Doğa Ali Bey Kulüp’te akşam yemeği sunumu ve gala gecesi yapıldı. Sunuma katılan Nevin Halıcı, Aylin Öney Tan, Ayfer Yavi, Vedat Başaran, Gökçen Adar, Hasan Açanal, Gülhan Kara Ayvalık yemekleri hakkında geliştirici, yönlendirici fikirler sunarak strateji oluşturulmasına yardım etti.
AYAZMA EFSANESİ
Biraz da adanın etrafından söz etmeli. Patriça Plajları’na giden toprak yol yapım aşamasında. Sabredip en sondaki çay bahçesine ulaşabilirseniz tüm yorgunluğunuz geçiveriyor. Burası iç bükey bir yarımadanın gizli sığınağı gibi. Deniz daha çok göl görünümünde. Kıpırtısız bir su ve dipte ilginç bir bitki örtüsü var. Güneşlenmek ve huzur içinde uyumak için tasarlanmış dev bir doğa oyuncağı gibi. Bu harika terapi acıktırıyor ve yeniden ilçe merkezine dönme isteği yaratıyor. Ayvalık’taki çarşı ve sokaklar, yitik eski bir sinema, taze kokularıyla karşıkonulmaz ekmek fırınları ve dükkanlar ikindi sonrası için en güzel mola yeri. Belediye pazarından dönenlerin ellerinde poşetler. Herşey taptaze görünüyor. Baharın en güzel meyveleri. Kocaman enginarlar, taze otlar, zeytin ve peynir çeşitleri.
Merkeze yakın bir yerde Ayazma Kilisesi var. Hikayesini şehrin en yetkin ağızından dinledim. Genç bir kız her gece sürekli aynı rüyayı görür. Bir yere gelir ve dokunduğu yerden sular çıkmaya başlar. Papaza gider ve rüyasını anlatır. Birlikte rüyasında gördüğü yere gelirler. Bu su bolluk, bereket ve sağlık kaynağı bir sudur. Burası orası. Yani adına Ayazma Kilisesi dedikleri yer. Belediye önümüzdeki yıl belli prosedürleri aştıktan sonra burayı ziyarete açmayı planlıyormuş. Tek katlı taş evlerin arasında oldukça gizemli bir ziyaret yeri olacağı çok aşikar.
KOMİTE ÇALIŞIYOR
Gurmelerle bir tatil yerinde karşılaşmak güzel sürprizleri de beraberinde getiriyor ve bugüne dek hiç bilmediğiniz yeni bilgilerle donanıyorsunuz. Giritli yaşlı bir ninenin ellerinden kabak çiçeği dolması yemek kaç kişiye nasip olur ki? Belediye ve festival komitesi temmuzun ortasında 3 gün sürecek caz günleri hazırlığında. 1-10 Eylül tarihlerinde ise yine bir çok etkinliğin düzenleneceği Ayvalık Kültür Festivali gerçekleşecek. Kısacası bu yaz Ayvalık ve Alibey Adası’na gitmek için birçok nedeniniz var.
Benim için Girit usulü enginarlı pilav bile yeterli bir neden olabilir.