Ayse'nin gozlugu

Ayse ARMANDensiz yaziBiraz once sehrin EN iyi sinemasinda, son gunlerin EN fazla hasilat yapan filmini seyrettim.Fena degildi, begendim.Ilanlarini Turkiye’nin EN iyi gazetesinde gormustum, matinesine oradan baktim, oyle sokaga ciktim, ee temkinli olmak lazim. Gerci, EN cok izlenen televizyon kanali da fragmanlarini yayinlamisti, parcalarini da onlardan seyrettim, basima ne gelecek EN azindan biliyordum. EN sersem ben degilim ya, sevmeyecegim bir filme niye gideyim? Tabii ki EN cok satan haber dergisi de, bu EN fazla hasilat yapan filme EN fazla yeri ayirmisti. Sagolsunlar, filmi EN iyi onlar yazdilar, bizi EN cok onlar aydinlattilar.Filmi EN yakin arkadasimla seyrettim, girmeden once EN sevdigim ickiyi ictim, sans bu ya, antraktta EN eski arkadaslarimdan birine rastladim.Sinema salonunu EN son ben terkettim.Cagirdigim taksinin soforu, calistigi sirketin EN yaslisiymis biliyor musunuz. EN yavas o hareket ediyordu da...Tabii bu arada EN fena sey arabamin serviste olmasi.* * *Yine de icinde bulundugum sartlar itibariyle, EN guzeli...34 EN 062 plakali taksinin teybi calisiyordu. O en cok dinlenen radyo kanalinda, son gunlerin EN populer parcasi baslamasin mi birden? Hani o muzik listelerinin EN ust sirasinda yer alan. Ben EN aval halimle taksinin arkasinda EN sagda oturmus, sokaklardaki afislere, panolara bakiyordum ki, sarkinin EN dokunakli yerinde su jingle’i girdiler, EN iyi muzik, EN iyi haber, EN iyi yorum gibilerinden bir seyler, EN keyifle dinledigim anda muzigin icine ettiler.EN abuk sabuk seyler icin moralimi bozacak halim yoktu ya.Etiler’den Ayazpasa’ya gelinceye kadar EN azindan kendimi oyalayacak baska bir sey bulmaya karar verdim. Aa birden bir reklam panosuna takildi gozum, EN iyi banka en dusuk faizle borc veriyormus. Ne guzel! Eve ulasincaya kadar, EN guvenilir sigorta sirketinin, EN dayanikli cep telefonunun, EN uzun omurlu pillerin, EN rahat koltuklarin, EN saglam ayakkabilarin, EN cok konusulan televizyon kanalinin, kaseti EN cok satan sanatcilarimizin ilanlarini, reklamlarini gordum.Cok rahatladim.* * *Ama biraz once de kafayi yemek uzereydim.Cunku hayatimizdaki bu EN’lerin birdenbire farkina vardim. EN cok da o zaman sasirdim, daha once nasil farkina varamamisim. Tam olarak soyle oldu, televizyon acikti, EN cok reytingi aldiklarini soyleyen, o her cumlesinde EN kelimesi gecen adam, her zamanki gibi EN sevimli haliyle, EN iyi haber programini yaptiklarini anlatiyordu, normal sartlarda, demek istiyorum ki EN iyi ihtimalle televizyonu kapatirdim ama o sirada televizyona EN uzak olan noktadaydim:Tuvalette.Tuvalette otururken bir seyler okumayi seviyorum biliyor musunuz, elime agiz gargarasinin sisesini almistim, birden uzerindeki yaziyi farkettim: EN ferahlatici anti-plak agiz gargarasi. Saka zannettim. Baska bir sise cektim raftan: EN yogun el ve vucut losyonu. Tanrim her seyde bir EN vardi. EN kuvvetli tutuculuk veren sac kopugu. Calkalayin ve basasagi cevirip sikin.Ve iceriden televizyonun sesi geliyordu...- Turkiye’nin EN iyi haber kanali...- EN cok izlediginiz eglence programinda EN sevdiginiz sanatcilar...- EN cagdas ulke...- EN guzel goguslere sahip mankenimiz...- EN kalabalik sehir Istanbul...- Buyuk metropolun EN buyuk sorunlarindan biri...- Erken secim EN kisa zamanda...- EN alcak...- EN iyi ekip tarafindan hazirlanan...- EN ucuz turlar...- EN pahali tren...- EN zenginler...- EN onemli mesele...EN de EN!* * *EN buyuk aski yasamak, EN dayanilmaz erkekle beraber olmak, EN iyi haberleri yapmak, EN fazla kitabi okumak, EN acimasiz elestirilerde bulunmak, yazi adamlarinin EN iyisi olmak, EN fazla parayi kazanmak, EN buyuk transferi yakalamak, EN hassas olmak, EN saldirgan, lanet olsun EN yalanci ama EN hakli...Elbetteki EN sacma seyleri yazacagim...EN’lerin ulkesinde yasiyoruz cunku.Ve bunlar insanda ‘’inandiricilik hissi’’ birakmiyor.Yok, bitti bende.Hic kimseye, hicbir seye inancim kalmadi.EN’leriniz batsin.O zaman, ben de icimde bulundugum ruh halini bu EN dilinde... EN samimi ve EN direkt bicimde soyle ozetleyecegim:EN normalini istiyorum, EN!Hem de simdi, hemen.