Ay Gölü’nde yükselen medeniyetlerin izinde
Okyanusaşırı kültür gezimiz İstanbul-Paris-Mexico City çizgisinde uçakla 16 saatlik çeyrek dünya turuyla başladı. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki 31 değeriyle dünyanın en çok ziyaret edilen, Aztek ve Maya medeniyetlerinin mayalandığı Ay Gölü’nde yükselen yerde; Meksika’dayız.
Ülke, adını, Aztek uygarlığını kuran Méxica halkından, halk da kurutulup bugünkü başkentin kurulduğu Ay Gölü’nden alıyor. Pazarları trafiğe kapatılan, başkenti boydan boya kesen La Reforma Caddesi’ndeki yürüyen, koşan, bisiklet süren insan seline kapılıyoruz. Devrim kahramanı Emiliano Zapata’nın at üstündeki o meşhur fotoğrafındaki gibi; La Reforma’daki bağımsızlık simgesi, melekli anıt önünde ilk pozumuzu veriyoruz. Mevcut başkandan hazzetmeyen bir yerli “Meksika’nın Zapata’ya ihtiyacı var” diyor. Şehir meydanındaki Metropolitan Katedrali, İspanyolların işgal ettiği her şehirde ilk inşa ettiği, Katolik misyonun taşıyıcısı mabetlerin kıtadaki üçüncü büyüğü.
MEDENİYET YÜRÜYÜŞÜ
Aztek Medeniyetleri Ulusal Antropoloji Müzesi, batının en büyük şehir parkı olan Chapultepec parkında. Müze avlusunda Yağmur Tanrısı heykeli, kıta medeniyetlerinde gündüz ve gecenin savaşını simgeleyen Tüylü Yılan/Jaguar kavgasını anlatan duvar resmi etkileyici. Aztek ve Mayalara ait mask, heykel, kap-kacak, tablet, takı, sunak vb. buluntular nefes kesici. Fonda müzik, rehberin anlatımlarıyla bir büyük medeniyet yürüyüşüne çıkıyor insan ki ruhlara şifa!
Acıyı bal eyleyen, asi ruhlu Meksikalı kadın ressam Frida Kahlo’nun ders dolu hayatını sürdüğü evindeyiz. Bahçesi rengârenk çiçekler, tropik bitkiler, su sesine karışan kuş cıvıltılarıyla cennetten bir köşe. Kendi diktiği gardırobunu, sürreal sanatının izlerini takip ediyoruz ağır adımlarla. Hepsi tanıdık tablolar, sarayın devrimci ressamı olan eşiyle beraber Stalin’den kaçan Troçki’yi ağırladıkları günlerden kalan siyah-beyaz fotoğraflar farklı duygular yaşatıyor insana.
PİRAMİTLER MAHŞER YERİ GİBİ
İkinci gün; belgesellerden tanıdığım dünya harikası Teotihicuan piramitleri tam karşımda. Bitiminde tanrılara kurban edilen insanın kanının sunağa akıtıldığı Ölüler Yolu’nda ilerliyoruz. Piramidin zirvesine yılankavi tırmanan kalabalık, bin yıllık ayinin müritleri gibi. Piramitlerin eteklerinde çoktanrılı dinin takipçisi yerel halk gözler kapalı, göğe yükselen elleriyle ayin yapıyor; folklorik gösteri değil. Ay piramidinin bel hizası yüksekliğindeki taş basamaklarını tırmanıyoruz. Zirvede güneşlenenler, 3000’e yakın piramidin bulunduğu o bitimsiz uzama dalarak hayatı süzenler. Piramitler en fazla ziyaretçiyi Aztek takvimine göre yılda iki kez büyük ayin yapılan 21 Mart ve 21 Eylül’de çekiyor. Rehberimiz, “Burası mahşer yeri oluyor” diyor. Meryem Ana’nın göründüğü Guadalupe hacılık yeri katedrali dizlerinin üstünde yürüyüp dua eden, mum yakan insanlarla doluydu. Zengin bir İspanyola aitken şehrin en gözde restoranına dönüştürülen, süslemeleriyle göz kamaştıran ‘casa de los azulejos’ kültür gezimizin önemli bir ayağı. Meksika mutfağından Taco, Fajita, Burrito ve Tamale’yi tadıyoruz, Pulque, Tekila ve Corona içiyoruz.
İGUANA GECELERİ
Mayaların pek çok şehir kurduğu Yucatan’ın başkenti Merida’ya uçuşumuz 1.5 saat. Maya tapınakları, aynı dinden rehberimizin anlatımlarıyla büyüleyiciydi. Bulutların arasında yükselen kralın sarayına sabitleniyor bakışlarımız. Top alanı ilginç. Diz, omuz ve dirsekle duvara yapışık halkadan geçirilip sayı yapılıyor, galip takımın kaptanı, mağlup kaptanın başını kesip kanını toprağa akıtıyor, böylece verimin arttığına inanılıyormuş. Yaşanan rekabeti tasavvur imkânsız.
35 metre yüksekliğindeki Guesser piramidine tırmanıp gizemli sarayı müthiş. Mayaların en korktuğu şey kuraklık olduğundan, en önemli tanrıları da Yağmur Tanrısı Chaac. Kolları göğü gösterdiğinde yağmur yok, aşağı dönükse yağacak. Bölge bir iguana cenneti aynı zamanda. Alışkanlıktan olsa gerek; her turistin objektifine yakalanıyorlar. Antik şehrin tarihine tanıklık etmiş bilgelikle süzüyorlar çevreyi. ABD’li sinema yönetmeni John Huston, Tenesse Williams uyarlaması ‘İguana Geceleri’ni bu bölgede çekmiş.
İLAH YILANI GÖKYÜZÜNDE
Mayaların dini merkezi Chichen Itza, Kukul Kan piramidinin (tapınağı) yer aldığı antik şehir. Piramidin dört cephesinin her birinde 91 olmak üzere 364 basamak var. En tepedeki düzlükle beraber 1 yıldaki 365 günü buluyoruz. 21 Mart ve 21 Eylül’de güneş ışınları basamaklarda ve dipteki yılanbaşı yontularının ‘S’ çizen gövdesi oluşacak şekilde gölge oluşturuyor; ilah yılan gökyüzünden, yeryüzüne süzülüyor. Maya ayinlerinde yaşanan ruhaniliğin en cezbeli anı bu. Rehberimiz ilginç bir test yapıyor. Üç kez alkışlıyoruz; çınlayan ses Ku-Kul-Kan...