Avrupa’da göl kenarında 270 TL’nin altında konaklama

Caldaro Gölü, İtalya’nın kuzeyindeki Trentino-Alto Adige bölgesinde bulunan özerk yapıdaki Güney Tirol’de yer alıyor. Seehotel Ambach, gölün kuzeydoğu kıyısında, etrafı kaleler, su, üzüm bağları ve yemyeşil dağlarla çevrelenmiş, büyülü bir yerde. 40 yıl önce, keskin çizgilerin iç içe geçirilmesi yoluyla mimari anlayışa yeni bir boyut getirmek amacıyla inşa edilen otelin 223 odası var. Ahşap mobilyalar ve özel tasarım parçalarla döşenen odaların her biri göl manzaralı. Otelin terasta bulunan restoranıysa, konumu itibariyle, İtalyan mutfağının birbirinden lezzetli yemeklerine eşlik edecek harika bir manzaraya sahip.

Avrupa’nın en derin ve en berrak gölü olarak kabul edilen Ohrid Gölü’nün güneydoğu kıyılarında, nehrin gölle birleşme noktasında, adını bölgenin en saygın azizi Sveti Naum’dan alan otel, 9’uncu yüzyılda manastır olarak inşa edilmiş. Günümüzde sağlam kalan tek kısmı, Sveti Naum’un da mezarının bulunduğu ortadaki küçük tapınak. Bugünkü halini 16’ncı yüzyılda alan otel, manastırın yatakhanelerinin bir bölümünün otel odasına dönüştürülmesiyle oluşmuş. Toplam oda sayısı 28. Geleneksel yapıda döşenen odalar, göl veya orman manzaralı. Küçük bir terası da bulunan otel restoranı, leziz Makedon yemeklerini tatmak için ideal yer.

Güneydoğu Fransa’nın Rhône-Alpes bölgesindeki Annecy Gölü, Avrupa’nın en temiz gölü olarak biliniyor. Göl kenarındaki L’Abbeye de Talloires, 17’nci yüzyılda, Benedikt’in papazları tarafından önce tapınak, ardından manastır olarak kullanılan, günümüzdeyse otel olarak hizmet veren bir tarihi eser. Bu tarihsel mirasın, nefes kesici güzellikte göl veya orman manzaralı 33 odası var.

Orta Avrupa’nın ikinci büyük tatlısu gölü olan Cenevre Gölü’nün kıyısındaki otel, 1880’lerin modern mimari anlayışıyla inşa edilmiş, hatta aynı dönemlerde Montreaux’nün ilk asansörü de bu otelde kullanılmış. 75 odası bulunan otelin Fransız Alpleri, Cenevre Gölü ve dünyaca ünlü Chillon Şatosu başta olmak üzere mükemmel bir manzarası var. Otelin şehirdeki en meşhur şarap bölgesinde bulunması, misafirlere en iyi şarapları tatma imkânı sunuyor.

Burası, tarihten fırlayıp gelmiş yapısı ve kendine ait ruhuyla, Bled Gölü’nün batı kıyılarında, zarif bir otel. 1906 yılında açılan otel, aynı yıl Avusturya Arşidük’ü Franz Ferdinand’ı konuk etmenin onurunu yaşamış. Otel, misafir odalarından yemek salonuna her alandan, göl üzerindeki romantik ada ve ardında yemyeşil ormanlarla kaplı dağlardan oluşan büyüleyici bir manzaraya sahip. Otelin her köşesinde muhteşem antikaların varlığı, geçmişin fısıltılarını duymanızı sağlayacak.