Antoni Gaudi’nin Barselonası
Eğer Barselona’ya gitmeyi planlıyorsanız benim tavsiyem en az 5 gün orada geçirmeniz. Barselona’nın gezilecek yerleri çok ve ayrıca ünlü mimarı Antoni Gaudi’nin de memleketi. İster ilgi alanınız olsun ister olmasın Gaudi’nin eserlerine bayılacaksınız...
Bu yüzden en az bir günü Gaudi’nin eserlerini gezmek için ayırırsanız pişman olmazsınız. Gaudi’nin eserlerinin bir kısmı Barselona'nın L'Eixample ve Gracia bölgesinde yer aldığından ayıracağınız Gaudi gününe bu bölgelerden başlayabilirsiniz.
Barselona'da 19. yy'ın dönüm noktası olan Modernlik algısı (Modernista-Modernizm) Gaudi ile eşdeğer bir anlam taşımış ve Barselona'yı modern tarzda bir açık hava müzesi haline getirmiş. Şimdiye kadar hiçbir mimar Gaudi kadar iz bırakamamış bu şehirde. Gaudi'nin tasarımları herkesi kenara itmiş, şehre damgasını vurmuş, Barselona Gaudi ile birlikte anılır olmuş.
Gaudi, şehirde yenilikçiliği temsil ederken aynı zamanda doğallığı, renk, ışık ve tasarımını da simgelemiş. Gaudi eserlerini oluştururken doğadan etkilenmiş, bu da eserlerine apaçık yansımış.
Gezmeye başladığınızda siz de göreceksiniz ki; Gaudi'nin Barselona'sında özellikle Park Güell, Casa Mila -La Pedrera-, Casa Batllo, tabi ki Sagrada Familia (Bitmeyen Kilise), Casa Vicens eserleri bir başka güzel ve dikkat çekici.
Park Güell
Barselona'nın zengin Güell Ailesi, Antoni Gaudi'ye gerçekleştirmesi için birçok proje siparişi vermiş. Park Güell de bu projelerden biri olmuş. Parkın yapımına 1900 yılında başlanmış. Park Güell, başlangıçta büyük bir bahçe şehir olarak planlanmış, ancak parkın başarısız olduğu düşüncesiyle yalnızca iki ev inşa edilerek yarım bırakılmış.
Günümüzde yarım hali ile bile Park Güell tam bir görsel şölen. Parkın içinde Gaudi tarafından tasarlanmış, akıllıca birleştirilmiş, heykeller, basamaklar, köprüler, yollar, her bir yeri kırık seramiklerden oluşan oturma alanları, mozaikten semender çeşme, merdivenler bulunuyor.
Park Güell ziyaretçilerine geniş bir piknik alanı, keşfedilmeyi bekleyen sanat eserleri sunuyor. Biletinizi internetten aldığınızda parka giriş ücreti olarak 7 Euro veriyorsunuz.
Park Güell'e girdiğinde insan sanki hayali, masalsı bir şehre girmiş gibi hissediyor. Her yer o kadar canlı ve güzel görünüyor ki! Nereye bakacağınızı şaşırıyorsunuz… Hele Barselona kışa dönük güneşli bir sonbahar havası yaşıyorsa, güneşin sizi ufaktan ısıtmasından ama havanın da serinliğinden zevk alıyorsunuz. Sırtınızı Park Güell’in olağanüstü rahat ve ergonomik oturma alanına dayadıktan sonra derin nefes alıp parkın tadını çıkartabiliyorsunuz.
Sagrada Familia
Sagrada Familia'nın tam ismi Temple Expiatori de la Sagrada Familia (Kutsal Ailenin Kefaret Tapınağı). Sagrada Familia Barselona'nın simgesi, Gaudi'nin yine doğadan esinlenerek tasarladığı eserlerinden biri, burası bir tapınak aslında. Belki de dünyanın en ilginç tapınaklarından biri.
Sagrada Familia'nın ilk taşı 1882 yılında koyulmuş, Gaudi bu proje üzerinde 40 yıldan fazla çalışmış, hatta öyle ki hayatının son 15 yılını projenin şantiyesinin atölyesinde geçirmiş.
Gaudi'nin hayali Avrupa'nın en büyük mabedini buraya ince ince dokumakmış, kilisenin üç cephesini doğum, ölüm ve İsa'nın yeniden canlanışını temsil eden taştan bir İncil, 12 havari, 4 Evanjelik, Hz. Meryem ve İsa'yı temsil eden 18 mozaik kaplı kubbe ve kule olarak tasarlamış. Fakat ömrü Sagrada Familia’yı bitirmeye yetmemiş.
Gaudi 1926 yılında ölmeden evvel tasarladıklarının ancak çok küçük bir kısmını tamamlayabilmiş ve tasarımlarının yer aldığı taslaklar da yok edilmiş. Ölümünün ardından çalışmaya devam edip etmeme konusunda tereddüt edilmiş, ancak devam kararı alınarak tapınak bugünlere ulaştırılmış ve bugün henüz tamamlanamamış olmasına rağmen, turistler için tam bir odak noktası haline gelmiş. Sagrada Familia’nın içi de dışı kadar güzel ve ilgi çekici, internetten alacağınız bilet ile 15 euro giriş ücreti vererek içini de gezebiliyorsunuz.
Passeig de Gracia
Burası bir cadde, Barselona'nın Şanzelize'si olarak düşünebilirsiniz burayı, ama bana sorarsanız Şanzelize'den çok daha güzel ve ferah bir yer. Bi kere çok geniş bir cadde, insan hiç bunalmıyor, rahat rahat geziyorsunuz. Bu caddenin bir diğer özelliği de Manzana de la Discordia olarak geçen 3 Modernista yapısının da burada olması. Yine Gaudi'nin eseri Casa Mila -La Pedrera- da bu cadde üstünde yer alıyor.
Casa Mila
Passeig de Gracia caddesinde yer alan Gaudi'nin Pere Mila isimli bir politikacı için tasarladığı ve inşa ettiği döneminin radikal binalarından biri. İddiaya göre; tek bir düz çizgisi veya dik köşeli açısı olmayan tamamen kolonların ve kemerlerin üzerine inşa edilmiş dolambaçlı hatları ve dalgalı kireç taşlı ön cephesi kazanılmış bir estetik zafer olarak görülmüş. Ayrıca sanki üzerlerinde kızgın yüz ifadeleri varmış gibi duran bacaları da çok ilgi çekmiş. Binaya görüntüsünden ötürü Taş Ocağı -La Pedrera- adı verilmiş.
Manzana de la Discordia yapılarından biri de Gaudi’ye ait Casa Batllo
Antoni Gaudi'nin başyapıtı olarak anılıyor, kolonları kaval kemiğine, kambur pullu çatısı ise ejderha sırtına benzetiliyor.
Hem Casa Mila’nın hem de Casa Batllo’nun içine giriş ücretli, kapıdan biletinizi alarak girebilirsiniz.
Casa Vicens
Yine Antoni Gaudi’nin bir başka eseri Casa Vicens, ilk modernista binalarından biri olarak inşa edilmiş, Gracia bölgesine yakın fakat farklı bir yerde. Bu bina Gaudi'nin çalışmalarının karakterini göstermesi ve modern mimarisinin ilk yapı taşı olarak inşa edilmiş. Gaudi'nin eserlerini ilginç hale getiren özelliklerinde olan farklı materyalleri bir araya getirmesi bu binada vücut bulmuş, çünkü binada demir de cam da seramik de kullanmış. Casa Vicens'in yeni nesil Katalan mimarisi için çok iyi bir adım olduğu kabul edilmiş.
Başta da söylediğim gibi Antoni Gaudi Barselona’ya değer katmış ve belli ki Gaudi açısından da Barselona bir tutkuymuş ki şehri emek emek dokumuş.
Genel olarak Barselona muhteşem bir şehir, görülecek çok güzel yerleri, sadece bakarak dinlenebileceğiniz harika bir denizi var. Yazı ayrı kışı ayrı güzel. Bu şehrin sokaklarında kendinizi çok özgür hissedeceksiniz, şehir Gotik Bölgesinde zamanda seyahat etmenizi, La Rambla caddesinde kendinizi eğlencenin ortasında bulmanızı sağlayacak. İspanyolların meşhur dansı Flamenko size aşkı ve acıyı, Gaudi ise bir insanın ne denli olağan üstü bir hayal gücüne sahip olabileceğini tüm gerçekliği ile gözlerinizin önüne serecek. Tadını doya doya çıkartın…