Antik Kentlerde Dolanan O Çocuk Yeniden Oralardaydı
Onur Baştürk
İrili ufaklı o kadar çok antik kent var ki bölgede. Bunların hepsi bir araya getirilip bir rota çizilse, bu rotaya yeme-içme noktaları da dahil edilse (mesela Narlıkuyu’daki Kerim Balıkçı) ve bu paketin bir hikayesi oluşturulup cilalanıp yurtdışına satılsa? Sonuçta bu hızlı çağda insanlara paket sunmanız gerekiyor.
Mersin’ e, en azından batı tarafındaki kıyı ilçelerine yabancı değilim. Çocukluktan aşinalığım var. Susanoğlu ve Erdemli’de geçen birkaç kısa yaz tatilinden ötürü. O zamanlardan bile çocuk aklımda kalan şey deniz filan değil, gezdiğimiz antik kentlerdi. Bir çocuk için antik kent görmek/ gezmek aslında başka türlü bir anlam taşıyor.
İçinde bulunduğun güncel dünyanın geçmişine dair hikayeler kurabileceğin ilham verici alanlar olduğu için…
Sonradan hatırlıyorum, nerede bir kalıntı ya da lahit mezar var, ben oradaydım. Güncelin değil, geçmişin gizeminin peşindeydim. Nedense geçmişin gizemli olduğuna inanıyordum, yaşadığımız anın ise renksiz ve aynı. Çocuk aklı işte. Şimdi düşünüyorum da, doğru akılmış! Ve hayır, büyüyünce arkeolog olmadım. Gördüğünüz şey oldum işte. Mersin’i Keşfet programı sayesinde de yeniden o antik kentlerin kalıntıları arasında dolaşıyor olmak yine çok iyi geldi.
Pompeipolis’te, Elause Sebaste’de, Kanlı Divane’de, Korykos’ta, Cennet- Cehennem’de… Ama bu kez yıllar önceki o çocuk kafasıyla değil, dünyayı gezmiş dolaşmış başka bir kafayla gezdim buraları…
Ve bu kez biraz söylendim:
- Neden ören yerlerindeki tuvaletler sadece alaturka? Kanlı Divane’de mesela öyleydi. Bırakın bizi, bir yabancı turist buraya geldiğinde -özellikle de yaşlıysa- nasıl kullansın o tuvaleti? Zor, çok zor.
- Ören yerlerimizde neden su satan bir yer dahi yok? Yurtdışında böyle yerler olsa daha girişte bin tane hediyelik eşya satan şık dükkan olur.
- İrili ufaklı o kadar çok antik kent var ki bölgede. Bunların hepsi bir araya getirilip bir rota çizilse, bu rotaya yeme-içme noktaları da dahil edilse (mesela Narlıkuyu’daki Kerim Balıkçı) ve bu paketin bir hikayesi oluşturulup cilalanıp yurtdışına satılsa? Sonuçta bu hızlı çağda insanlara paket sunmanız gerekiyor. Onların tek tek bu antik kentleri keşfetmesini beklemek hata. Kimsenin böyle bir vakti kalmadı.
- Bu antik kentlerden birinde yılın belli zamanlarında bir-iki tane klasik müzik konseri yapılsa? Buna sponsor bulmak zor olmasa gerek. İtalya’nın Amalfi kıyılarında en tepede bir adet Ravello kasabası vardır. Ravello güzel yer ama asıl insanları oraya çeken ne biliyor musunuz? Aşağıdaki nefis manzaraya nazır düzenlenen klasik müzik/opera geceleri. Her yıl eylül ayında yapılıyor o konserler. Mesela Korykos ya da Kanlı Divane’de yapılabilir bu tür etkinlikler…
Mersin’i Keşfet programı sayesinde ben asıl Tarsus’u keşfettim. Hiç gitmemiştim oraya. Eski mahallelerine ve bir katlı otopark inşaatı sayesinde ortaya çıkan Roma Yolu’na bayıldım. Ama o Roma Yolu’na da bir şey yapmak gerekiyor. Yine bir sponsor ya da başka türlü bir ödenekle, artık bilmiyorum, o Roma Yolu bir cazibe merkezi haline gelebilir. Şu açıdan: Etrafında yeni binalar var. Hemen ortadaki bir çukurda ise iki bin yıl önceki bir yol! Bir yabancı için için über fantastik bir şey! Diyeceklerim bunlardan ibaret… Çok mu yazdım/söylendim? Ama Mersin ve bölgesi için değer. Hem de çok…