Ambargo eğitimle delindi!
Jale Özgentürk
İstanbul’un nefes kesen soğuğundan sonra ılık bir hava karşılıyor bizi Kuzey Kıbrıs’ta. Öğlen saatlerinde bir de güneş çıkınca keyfimize diyecek yok. Hürriyet Gazetesi’nin Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), Taşyapı ile birlikte sürdürdüğü “Keşfet” turlarından biri için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeyiz. Yıllardır defalarca gelip gittiğim adayı, ilk kez bir “turist” gibi geziyorum. Lefkoşa sokaklarında başlayan gezimiz, Girne, Gazi Mağusa, kapalı Maraş bölgesi ile devam ediyor. Tarih, doğa, yeme içme ve kültür turuna üç gün yetmiyor. KKTC turizmine yönelik yıllarca “güneş ve kumar” üzerine
oturan algım alt üst oluyor bu ziyaretle. Adanın 10 bin yıl öncesine uzanan tarihini, dünya sahnesindeki yerini öğrendikçe gecikmemden dolayı hem üzülüyorum hem de utanıyorum.
KKTC ziyaretimiz yine bir barış görüşmelerine denk geliyor. Ancak sohbet ettiğimiz Kıbrıslılar’da yine pek bir umut yok.
Uluslararası siyasette KKTC, Türkiye dışında tanınmayan bir ülke. Bu da ambargo demek, ekonomik gelişmenin önünde engel demek. Ancak üç gün boyunca dolaştığımız tarihi mekanlarda Alman, İskandinav turistleri görmek sevindirici. Zaten rakamlar da özellikle İskandinav ülkelerinden gelen turist sayınının arttığını gösteriyor.
KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün ve Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu’nun katıldığı programlarda ise çok önemli bir konu gündeme geliyor. KKTC’de bunca yıldır hükümetler değişse de ortak bir hedef vardır. “KKTC’yi bir eğitim adası haline getirmek...” Rakamları duyunca bu konuda çok önemli bir adım atıldığını öğreniyorum.
1988’de 2 bin öğrenci üniversitelerde eğitim görürken bugün 93 bin 292 olmuş. Yani sayı neredeyse 100 bine yaklaşmış. 1979’da Doğu Akdeniz Üniversitesi ile başlayan üniversitelerin sayısı bugün 15’e ulaşmış. 1985’te Girne Amerikan, Yakındoğu ve Lefke Avrupa Üniversiteleri’nin kurulması ivmeyi artırmış, üniversite sayısı hızla çoğalmaya başlamış. Ardından açılan Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, ODTÜ Kalkanlı, Akdeniz Karpaz Üniversitesi, Lefkoşa İngiliz Üniversitesi, İTÜ KKTC Üniversitesi ise önemli üniversitelerden bazıları.
Öğrencilerin 52 bini yani yarısı Türkiye’den. Ancak yabancı ülkelerin sayısı ise 100’ün üzerine çıkmış. Bu ülkelerden eğitim görenlerin sayısı 30 bine yakın. KKTC’nin eğitim turizminden elde ettiği gelirin yaklaşık 1 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. KKTC’nin nüfusunun 300 bin, milli gelirinin ise 4 milyar dolar civarında olduğunu hatırlatırsam, bu rakam ne kadar önemli, eğitim turizmi KKTC için ne anlama geliyor daha iyi anlamak mümkün. Rakamlardan daha da önemli bir gerçek ise tanınmayan bir ülkenin üniversitelerinin 100’ün üzerindeki ülkede denk kabul edilmesi. Bu ülkeler arasında ABD de, İngiltere de var. Mezun olanlar arasından ise bakanlar, siyasetçiler çıkmış. Dünyada adaların en önemli geçim kaynağı turizmdir, hizmettir. Kuzey Kıbrıs’ın da geleceğinde bu iki sektör var. Muazzam bir turizm potansiyelini barındıran KKTC’de eğitime bir umut olarak bakılması bu yüzden şaşırtıcı değil.
Ayrıca iyi bir eğitim, güzel bir öğrencilik yaşayan her mezun gencin KKTC’nin gönüllü elçisi olacağı da açık. Uluslararası dünyada izole KKTC’nin “defacto” olarak tanınmasını sağlayan üniversitelere Türkiye’nin YÖK gibi hastalıklarını bulaştırmadan destek olmak şart. Kuzey Kıbrıs’ın sokaklarını renklendiren her milletten genç umut veriyor. Ve bu genç yüzler ‘Akdeniz’in üniversite adası’nda mutlu görünüyor.