Alpler’in huzur veren muhteşem manzarası eşliğinde pedal çevirdim
Ozan Kanbertay’ın en büyük zevki kas gücünü kullanarak seyahat etmek. Geçen yıl Yunanistan, İtalya, İsviçre, Fransa, Almanya ve Avusturya’yı kapsayan bir bisiklet turuna çıktı. Günde sadece 5 Euro harcayarak 48 günde tamamladığı turda en çok Avusturya’da Tirol Bölgesi’nde geçirdiği 3 gün onu etkiledi. Kanbertay, Reutte şehrinden başlayıp, İtalya ile Avusturya’yı ayıran Resia Geçidi’nde sona eren 150 kilometrelik bisiklet rotasını anlattı.
Ozan Kanbertay (24) Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü’nde burslu lisans öğrencisi. Dağcılık, doğa yürüyüşü, kaya tırmanışı, bisiklet ve fotoğrafçılık ilgi alanları arasında. 2009 yılından beri Ağrı Dağı, Hasan Dağı, Erciyes, Aladağlar ve Bolkarlar da dahil olmak üzere Türkiye’nin çeşitli dağlarında yaz ve kış tırmanışları yaptı. 2010 yılında Gürcistan’ın 5047 metre yüksekliğindeki Kazbek Dağı’na tırmandı. Bilkent Üniversitesi Doğa Sporları Topluluğu’nda ve Bilkent Arama Kurtarma ve İlk Yardım Topluluğu’nda eğitmenlik görevinde bulundu. Yaptığı bu etkinliklerle ilgili anılarını lukkanu.org adresindeki günlüğünde paylaşıyor. Kanbertay en çok, yürüyüş, bisiklet, kano gibi tamamen kas gücüyle yapılan seyahatlerin ilgisini çektiğini söylüyor. Ayda en az bir kere seyahat ediyor. Kanbertay, geçen yıl bisikletiyle İzmir’de başlayıp yine İzmir’de biten 48 günlük bir bisiklet yolculuğu yaptı. Bisiklet üzerinde 3043 kilometre yol aldı. Altı Avrupa ülkesini gezdi ve günde sadece 5 Euro harcadı. Önce Karşıyaka’dan Çeşme’ye bisikletle, oradan da Yunanistan’a feribotla geçti. Yunanistan’da Mora Yarımadası’nda 300 kilometre pedal çevirdikten sonra Patras’tan yine feribota binerek Venedik’e ulaştı. Bundan sonra Kuzey İtalya, İsviçre, Fransa, Almanya ve Avusturya’yı kapsayan büyük bir çember çizdi bisikletiyle. Venedik’te bu çemberi tamamladıktan sonra, aynı yolla Yunanistan üzerinden İzmir’e dönerek turunu sonlandırdı. Türkiye-Yunanistan ve Yunanistan-İtalya arasında bindiği feribot dışında, tüm yolculuk boyunca tek ulaşım aracı bisikletti. Bu turu yapmaya nasıl karar verdiğini şöyle anlatıyor: “2011 yazında Karşıyaka (İzmir) ile Dilek Yarımadası Milli Parkı arasında küçük bir bisiklet turu yapmıştım. Bu turda karşılaştığım, Almanya’dan Türkiye’ye bisikletiyle gelen Simon ile sohbet ettiğimiz gece ‘ben de aynı şekilde neden Almanya’ya gitmiyorum’ diye düşünmeye başladım. Ardından Orta Avrupa ülkelerini, Alpler’i ve Yunanistan’ı kapsayan bir bisiklet turu yapmaya karar verdim. Avrupa turuna hazırlanmak için, geçen yıl kış mevsiminde İzmir’den Marmaris’e bisikletle seyahat ettim. Bu turda hem ekipmanlarımı, ruhsal dayanıklılığımı ve kondisyonumu test etme hem de İsviçre’den bisikletleriyle Türkiye’ye gelen bir çiftle sohbet etme olanağım oldu. Bu sohbetin de Avrupa’da bisiklet turu yapma düşüncesinin iyice yerleşmesinde önemli bir etkisi oldu.” Kanbertay gezisinde en çok Avusturya’nın Tirol bölgesinde, Alpler’in kalbinde geçirdiği üç günden etkilendiğini anlatıyor: “150 kilometrelik rota Avusturya’nın Reutte ve Lermoos şehirlerinden başlıyor, sonrasında Fern Geçidi’ne tırmanıyor. Daha sonra Inn Vadisi’ni takip ederek Nassereith, Imst, Landeck, Fliess, Pfunds ve Nauders üzerinden İtalya ile Avusturya’yı ayıran Resia Geçidi’nde sona eriyor. Tarihin, yerel kültürlerin ve doğal güzelliklerin harmanlandığı ve gezginlere her türlü kolaylığın sağlandığı, bölgedeki popüler seçeneklere alternatif bir güzergâh bence.”
TARİHİ BİSİKLET YOLU
Bu rotayı izlerken gördüğü ve beğendiği yerleri şöyle anlatıyor: “Avusturya’da pedal çevirdiğim bu üç günün dekorunda hep Alpler’in insana huzur veren muhteşem manzarası vardı. Nehirlerin kenarında, ormanın içinde, yüksek geçitlerde, tarlaların arasında, eski kalelerin içinde ve küçük şehirlerde seyreden bir rotaydı bu. İyi işaretlenmiş bisiklet yollarını kullanarak bu rotayı tamamlayabiliyorsunuz. Reutte Tabiat Parkı, Altfinstermünz, Ehrenberg Kalesi, Biberwier yakınlarındaki Weisenn Gölü ve Gurgltal Vadisi en çok beğendiğim yerler arasındaydı. Bu rotanın bir başka özelliği de 2000 yıllık geçmişi olan 700 kilometrelik Via Claudia Augusta tematik bisiklet yolunun bir parçası olması. Adriyatik Denizi’yle Tuna Nehri’ni birbirine bağlıyor. Konaklama, yeme içme imkânları, bilgilendirme tabelaları hep bisikletli gezginler düşünülerek hazırlanmış.”
Konaklamaya hiç para harcamadım yemeğimi kendim pişirdim
Gezi boyunca konaklamaya hiç para harcamadım. Sadece yağmurlu günlerde ve ormanlık alanlarda çadır kurdum. Bu günler dışında güvenli olduğunu düşündüğüm yerlere uyku tulumumu serip geceyi açık havada geçirdim; herhangi bir sorunla da karşılaşmadım. Yolda karşılaştığım üç kişi beni evine davet etti. Ayrıca, bisikletli gezginlerin bir araya geldiği Warmshowers adlı internet sitesi üzerinden yazıştığım beş farklı ailenin evine de misafir oldum. Birilerine misafir olduğum günler dışında her zaman kendi yemeğimi kendim pişirdim. Bunun için yanımda propan gazıyla çalışan bir kamp ocağı vardı. Suya da neredeyse hiç para vermedim, çeşmelerden akan su içilebilir ve lezzetliydi.
Bir gün içinde üç ayrı ülke toprağında bulunduğum oldu
İsviçre ile Avusturya’yı ayıran Inn Nehri kenarında Avusturya’da uyuyup, su ihtiyacım için nehrin karşısına, İsviçre’ye geçmiştim. İhtiyacımı karşıladıktan sonra tekrar Avusturya’ya geçip bisikletimle öğleden sonra İtalya topraklarındaydım. Dünya küçük dedirten bir gün olmuştu benim için.