Antalya'dan Datça'ya Türk rivierası... Akdeniz’in en güzel rotaları

İlk durağımız Antalya. Antalya denince akla ilk gelen ‘her şey dahil oteller’ olsa da bu şehir aslında bir tarih cenneti. Geçmişte kuzeyinde Pisidya, doğusunda Pamfilya, batısında da Likya varmış. Önemli yolların kavşağındaki şehir, inanılmaz bir tarihi mirasa sahip. Kaleiçi hâlâ şehrin en ilgi çeken yerlerinden biri. 80 burçlu at nalı şeklindeki surlar, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı devirlerini yaşamış. Surların içinde 3 bin kadar ev var ve sit alanı kabul ediliyor. Kaleiçi’nin en önemli eserlerinden biri Hadrianus Kapısı. Roma İmparatoru Hadrianus’un Antalya’yı ziyareti sırasında, ona ithafen yapılmış.

Club Med Palmiye

Kaleiçi’nde, 19’uncu yüzyıl havasını taşıyan 5 Osmanlı yapısından oluşan Ruin Adalia harika bir müze otel. Kemer’in etkileyici coğrafyasının sarmaladığı Club Med Palmiye, profesyonel, samimi ve güler yüzlü personeliyle hem minikler hem de yetişkinler için keyif veren bir tatil konseptiyle hizmet veriyor... Doğal kızılçam ormanı içindeki Nirvana Mediterranean Excellence ise doğa dostu çözümleriyle çevreyi koruyor ve muhteşem mutfağıyla lezzetli bir deneyim vaat ediyor. Büyüleyici koyların yemyeşil ormanla buluştuğu kusursuz bir doğanın ortasındaki NG Phaselis Bay, üç plajı ve ünlü isimlerin konserleri gibi etkinlikleriyle ailedeki herkesi ayrı ayrı mutlu edebiliyor.

Antalya Belek’in sıcağından biraz kaçınmak isteyenlere Gloria Serenity Resort‘un farklı konseptteki odaları, havuzlu, teraslı, jakuzili 99 villasından birini öneriyoruz.

Kaya Palazzo Belek geniş SPA merkezi, özel havuzlu süitleri, deniz manzaralı odaları, 45 bin metrekarelik alanıyla, çocuklara sınırsız eğlence vaat eden Mini Club’ı ile hem yetişkinlerin hem de çocukların birlikte ve birbirlerini yormadan tatil yapabilecekleri iyi bir seçenek.

Cullinan-Belek

Yeni restoranları, çok çeşitli spor aktiviteleri, ruhunuzu dinlendirecek SPA’sı ve çocuklar için yenilenmiş eğlenceleriyle Rixos Premium Belek de aile tatilleri için ideal. Titanic Mardan Palace ise Akdeniz Rivierası’nda saray konseptini yansıtıyor. Cullinan Belek’in gurmelerin kaçırmak istemeyeceği bir teklifi var: Her ay Michelin yıldızlı bir şef, otelin mutfağına konuk oluyor. Otel, zevkle tasarlanmış odaları, özel beyaz kum plajı ve restoranlarıyla rahatlığı, gastronomiyi ve eğlenceyi bir arada sunma iddiasında. Her detayıyla Rönesans zarafetini yansıtan ana restoranında usta şeflerin hazırladığı Türk ve dünya mutfaklarından özenle seçilmiş lezzetleri denemenizi öneriyoruz. Otel özel şovlarıyla hem yetişkinler hem de çocuklar için eğlenceli bir tatil yeri.

Rixos Premium Belek

GÜNEŞE SELAM: SİDE

Gün boyu denizin tadını çıkaracağınız güneşli bir durak Side. Tarihle günlük hayatın iç içe olduğu bu ilçeyi eskiden görmüş olsanız bile yeni yüzünü mutlaka keşfedin. Tarihi dokuya uygun düzenlenen çarşı, muhteşem antik tiyatro ve günbatımına bambaşka bir anlam katan tapınaklar burada geçireceğiniz zamanın en keyif aldığınız anıları olacak.

Azumare’de güneşi uğurlayıp hem yöresel hem uluslararası lezzetlerin harmanından sentez bir menüsü olan Karma’da akşam yemeğinizi yiyebilirsiniz. Denize nazır konumu ve Akdeniz mutfağından lezzetleriyle Carpe Diem, Aphrodite, Orfoz ve muhteşem manzarasıyla Zula restoranlar da güzel alternatifler. Side’nin klasikleşen adreslerinden biri olan Miramare Beach Hotel ise konaklama için en samimi tavsiyelerimizden. Hem 1.000 palmiyeli bahçesinde vakit geçirmek hem de denizin keyfini çıkarmak çok güzel. Ana restorana ek olarak dünya mutfağından örnekler tadabileceğiniz güzel restoranları var. Barut Hemera ve Paloma Finesse Side konaklamak için diğer alternatifler.

Azumare

TARİHİN İÇİNDE: OLİMPOS

Antik adı Olimpos olan Tahtalı Dağı’nı ziyaret listenize ekleyin. Burası dünyanın denize en yakın ve en yüksek dağlarından biri. Tahtalı Dağı’na etkileyici bir teleferik yolculuğuyla çıkıp Likya’nın verimli topraklarını ve büyüleyici Akdeniz manzarasını seyretmeyi ihmal etmeyin. Deniz kenarına doğru gidince, Türkiye’nin bize göre en romantik antik kenti Phaselis karşılar sizi. Likya yolu üzerindeki bu büyülü kentte birbirinden güzel üç antik limanı ziyaret ederken çam ormanlarının arasında geçmişin görkemli günlerini hayal ederek tarihe dokunmanın zevkine varın.

Olimpos

Tahtalı Dağı’nın eteklerinde kurulan bir diğer liman kentiyse Olimpos. Burada antik kentin içinden geçerek ağaçların ve tarihin gölgeleri eşliğinde varırsınız pırıl pırıl bir sahile. Yarım saatlik yürüme-tırmanma mesafesindeki Yanartaş ise günbatımlarının en gözde mekânlarından.

Çıralı sahili ile Olimpos Antik Şehri’nin kalıntıları arasında kurulmuş bir saklı cennet olan Olympos Lodge, 15 dönüme yayılmış 14 odasıyla hizmet veriyor. Tahtalı Dağı’nın eteklerinde; çam, ardıç ve sedir ormanlarının içindeki Beycik Köyü’ndeki Olympos Mountain Lodge ise dağ evi konseptinde düzenlenmiş zarif bir otel.

Olympos Lodge

DENİZİN BÜYÜSÜ: KAŞ

Kaş, Likya Birliği üyelerinden Antiphellos Antik Kenti üzerine kurulmuş. Kaş ve civarı, bir dönem Abessos adıyla anılmış. Anadolu Selçukluları hâkimiyetine geçtiği dönemden Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar Andifli adıyla anılmaya devam etmiş. Size Kaş’ta ilk önerimiz Antiphellos Antik Kenti’nin amfitiyatrosundan günbatımını izlemeniz. Sonra akşam serininde Uzunçarşı’da dükkânlara bakarak otantik evlerin arasında ufak bir yürüyüş yapın. Yolun sonundaki lahit size bu topraklarda tarihin her yerde olduğunu hatırlatacak.

Kaş uzun zamandır Türkiye’nin en iyi dalış noktalarından biri. Birçok dalış okulu var burada. Kaş merkezde denize girebileceğiniz yerler; iskeleden girmeyi sorun etmezseniz Küçükçakıl, taşlık plaj olarak Büyükçakıl veya ufak bir tekne yolculuğuyla ulaşacağınız Limanağzı olabilir.

Kaş’tan kalkan teknelerle çevre koyları keşfe çıkabileceğiniz gibi listenize Kaş ile Kekova arasında kalan Aperlae’yı da eklemenizi öneririz. Kekova’da dalma yasağı varken, burada şnorkelinizi ve paletlerinizi takıp denizin altındaki muhteşem tarihle bütünleşebiliyorsunuz. Aperlae yakınlarında ortaya çıkarılan Uluburun dünyanın en eski batığı olarak geçiyor.

Kaş’tan Kalkan’a giderken muhteşem manzaralara karşı, döne kıvrıla uzayan yollarda karşınıza çıkan Kaputaş Plajı Türkiye’nin en güzellerinden. Bir kanyonun denize açılan bölümündeki bu doğa harikasında denize girmenin 187 basamaklık bir sınavı var.

Bugünkü Kalkan’ın eskiden Kalamaki adında bir Rum balıkçı köyü olduğuna inanmak zor. Bu bakir sahil köyünün izlerini, bugün cami olarak kullanılan köyün eski kilisesinde ve sahildeki birkaç Rum evinde görebilirsiniz. Çarşı içinde dolaşırken yine eski cumbalı evler karşılayacak sizi. Her şeye rağmen bölgenin en güzel yerleşim yerlerinden biri olan Kalkan’da merkezden denize girebildiğiniz gibi, sadece yarım saat mesafedeki, Caretta caretta kaplumbağalarının yumurtlama alanı ve ülkemizin tek kumul plajı olma özelliğine sahip Patara Plajı’na da gidebilirsiniz.

Fidanka

The Times’ın 20 muhteşem otel listesine giren Fidanka’nın 16 odasında ferah bir konaklama deneyimi yaşıyorsunuz. 26 dönümlük kocaman bir arazi içinde birbirinden bağımsız 9 evle hizmet veren Prima Donna’dan, Patara Plajı ve Eşen Ovası üzerinden günbatımını izlemek çok zevkli.

Prima Donna

Kaputaş Vadisi’nin tepelerinden büyüleyici deniz manzarasına bakarken Akdeniz melteminde eşsiz coğrafyanın kokularını içinize çekebileceğiniz Ambar Evleri de konaklama önerilerimizden biri. Kaş merkezdeki Luff, Doğa-Erkan çiftinin işlettiği minimalist ruhun rengârenk bir Akdenizli olarak karşınıza çıkacağı zarif bir adres. Uzun Çarşı’nın bitişiğindeki tarihi sokakta Kuytu Terrace Kaş, panoramik Kaş ve Meis manzarasıyla her an maviye doyacağınız 10 odalı bir pansiyon. Çukurbağ Yarımadası’ndaki Deniz Feneri Lighthouse, Likya yapılarından esinlenilmiş taş evlerden oluşuyor. Yarımadadaki başka bir adres de sadece yetişkinlerin kabul edildiği Kaş Peninsula Gardens. Yine yarımadadaki Sunasun Hotel, lezzetli ve sağlıklı yemekleriyle bilinen Taşra Restaurant’a da ev sahipliği yapıyor.

Kaş Peninsula Gardens

KÜÇÜK DEV: GÖCEK

Göcek 1980’lerin başına kadar küçük, sessiz, yeni yeni keşfedilmeye başlamış bir kasabaydı. Adını yöre halkının göç zamanı ‘hadi göçek’ şeklinde haberleşmesinden aldığı rivayet ediliyor. Koyları dünyanın sayılı zenginlerinin yatlarıyla geldikleri gözde tatil mekânlarından olsa da ilçe hâlâ ortalama bir sayfiye görüntüsünü koruyor. Göcek’e gitmişken Ölüdeniz’e, Kayaköy’e, Dalyan’a, Caretta caretta’ların yaşam alanı İztuzu Plajı’na, 80’den fazla kelebek türünü barındıran Kelebekler Vadisi’ne, Saklıkent Kanyonu’na, Kaunos’a, Tlos Antik Kenti’ne, Xantos’a uğrayın.

Özellikle Türkiye’nin en popüler ve en pahalı marinalarından biri olan D-Marin’e yolunuzu düşürün. Marinanın ucundaki Breeze’in yemekleri de beyaz kumsal plajı da çok güzel. Plajın hemen paralelindeki tepede tüm Göcek Koyu’na nazır muhteşem manzaralı bir mekân olan Q Lounge’da günbatımları efsane. Çağdaş Japon ve Peru mutfağından lezzetler sunuyor.

Can denize yakın iyi bir balık restoranı ama karabiberli bifteğine de bir şans tanıyın. Özcan deniz ürünleri denince Göcek’te ilk akla gelen isim. Balık menüsüyle Blues Restaurant veya The Wicker by the Sea denize nazır konumlarıyla tercih edilebilir. Nigay’ın Mutfağı samimi bir ortamda ev yapımı lezzetlerle doymak isteyenler için ideal. Bamboo Bar’da canlı müzik dinleyebilirsiniz. Meze için, teknelere de servis yapan Asparagas ve Mezegi’yi öneririz. West Cafe ortamı ve yanındaki West Sushi Bar Uzakdoğu lezzetleriyle ön plana çıkıyor. 

Ve Baba Dondurma’nın dondurmalarını tatmadan da dönmeyin.

D-Marin’in devamındaki D-Resort Göcek mimarisiyle ön plana çıkan çok şık bir tesis. Dalaman Havalimanı’na sadece 20 dakika mesafedeki otel; özel plajı, mavi ve beyazın ferahlığıyla tasarlanmış odaları, kendinizi şımartabileceğiniz SPA’sı, her damağa hitap eden restoran seçenekleri ve geniş peyzaj alanıyla her yaştan misafirini ağırlıyor.

D-Resort Göcek

76 bin 500 metrekarelik bir alana yayılan ve çam ağaçlarıyla çevrili Rixos Premium Suites&Villas ise 192 süit ve villayla hizmet veriyor. Doğanın dinginliğini hissedeceğiniz Anjana SPA’da kendinize zaman ayırmayı ihmal etmeyin. Bir tarafı Dalaman Çayı, diğer tarafı Akdeniz olan Hilton Dalaman’nın en sevdiğimiz özelliklerden biri geniş alanları. 2011’den beri sürekli Trip Advisor’ın mükemmellik ödülünü alan otelde doğayla iç içe bir tatille resort konforu bir arada sunuluyor. 8 dönüm arazide yüzlerce ağacın arasında 18 odalı bir butik otel olan Layla Göcek ise adeta bir arınma, doğayla tazelenme durağı.

DÜNYA SEVİYOR: FETHİYE

Hem doğası, hem tarihi hem de kaliteli tesisleriyle tam bir çekim merkezi olan Fethiye eski bir Likya şehri olan Telmessos’un üzerine kurulmuş. Körfeze hâkim konumdaki Kadyanda, şehir yapısından dolayı ‘yuvarlak’ anlamına gelen Pınara, en geniş sınırlara sahip Likya kenti olan Tlos ile 1988’den beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Ksanthos ve Likya’nın kutsal alanı olan Letoon antik kentlerini gezi listenize ekleyin. Denizin tadını çıkarmak için Faralya, Ölüdeniz ve Kelebekler Vadisi aklınızda bulunsun. Kayaköy’deki Kaya Villas Exclusive ve Ada Dreams History’de konaklamak tam bir ayrıcalık. Çam ağaçlarıyla kaplı, sadece denizyoluyla ulaşılabilen Turunç Pınarı Koyu’ndaki Yazz Collective’de kendinizi çok özel hissedeceksiniz. Kabak Plajı’nın yanı başında değerli yönetmen Ertem Eğilmez’in oğlu Ferdi Eğilmez’in saklı cenneti La Boheme Kabak tatil anlayışınıza yeni bir anlam katıyor. Doğanın içinde özgün mimarisi ve glamping’in şık adreslerinden Kabak Dome da başka bir seçenek. Fethiye’nin çeyrek asırdır klasiklerinden Yacht Classic’te konaklayabilir, Mori Restaurant’ın lezzetlerini tadabilirsiniz. Merkezdeki Hilmi Restaurant, İncir Fethiye ve Sea Me Beach’in muhteşem menülerini mutlaka deneyin.

Fethiye

OLAĞANÜSTÜ ÜLKE: DATÇA

Yunan mitolojisinde ‘Olağanüstü nitelikler taşıyan ülke’ diye geçiyor Datça... Bademin anavatanı, hem denizinin hem de toprağının bereketiyle tarih boyu insanlığın gözde coğrafyalarından biri olmuş. Bunun en büyük kanıtı bu topraklardaki antik kentler. Ege ve Akdeniz’in birleştiği noktada, yarımadanın en ucundaki Tekir Burnu üzerindeki Knidos, Batı Anadolu’nun önemli kıyı kentlerinden biri. Tarihin en eski tıp okulları bu bölgede kurulmuş.

Datça’dan da esirgememiş Ege Denizi girintili çıkıntılı koylarını. Tam 52 tane koy süslüyor Datça kıyılarını. Hangisini tercih ederseniz edin denizin huzuru ve muhteşem manzaralar garanti. Akşamları merkezde ve Eski Datça’nın sokaklarında her zevke göre ister sakin ister eğlenceli bir köşe bulmak mümkün.

Merkezde yeni açılan Palaia Hotel, Türkiye’nin en iyi ve ayrıcalıklı adreslerinden biri olmuş. Datça’nın tarihinden, dokusundan ve mutfağından esinlenerek tasarlamışlar her şeyi. ‘Eski, köklü’ manasına gelen Palaia, aynı zamanda Datça Yarımadası’ndaki ilk yerleşim alanının da ismi. Otelin inşası sırasında ortaya çıkan ve Palaia Knidos Antik Kenti’ne ait kilise ve hamam kalıntılarını otelin önünde göreceksiniz. 9 dönüm arazide sadece 43 süit oda var

Palaia Hotel

Saklı Yaz, Datça’ya gönül vermiş, denizi evi bilmiş bir ailenin oluşturduğu yuva ortamı sunan bir tesis. Kargı Koyu’ndaki bu saklı cennet sanatın, sadeliğin, konforun muhteşem bir bileşimi gibi. Doğa içinde olmayı özleyenler için ideal bir adres.

Bizim Ev Datça

Eski Datça’yı her anıyla deneyimlemek isteyenlereyse 4 Oda ve Eski Datça Evleri’ni tavsiye ederiz. Merkeze yakın Kargı Koyu’ndaki Bizim Ev Datça konforlu bir tatili, muhteşem manzaralarla süslüyor.
Biraz soluklanmak ve molanızı güzel lezzetlerle taçlandırmak isterseniz size önerilerimiz Eski Datça’da Nil Hanım’ın elinden çıkan lezzetler için Nil Cafe, muhteşem yemekleriyle EDE Cafe, pizzanın adresi olan Trio Pizza ve kahvaltıların vazgeçilmezi Mehtap’ın Yeri; merkezde denize nazır Cafe Inn, muhteşem tatlılarıyla TONKA Patisserie ve Ekim Pastanesi olacak. Çınar Dondurma ise Datça’nın en lezzetli dondurmacısı.

Sea Me Beach

Günü kahvesiz geçiremeyenler için iki önerimiz olacak: Biri Eski Datça’daki Noema Coffe Company, diğeri İskele Mahallesi’nin sakinlerinden Egeli butik kahveci Ada Caffe. Merkezdeki Roll Coffee House akşam saatlerinde hoş bir mola yeri. Kairos Marina’daki Jale Winecellar ve Mayan’ı ise özellikle günbatımı saatlerinde tercih edebilirsiniz.

Hilton Dalaman