8 adımda Kaz Dağları’nın güzellikleri
Afrodit’in Paris’e âşık 8 adımda Kaz Dağları’nın güzellikleri olduğu, Homeros’un ‘İlyada Destanı’nda ‘Bol pınarlı vahşi hayvanların anası’ diye söz ettiği Kaz Dağları, Türkiye’nin en özel bölgelerinden biri. Kültür mozaiği köyleri, doğal güzellikleri, şelaleleri, özenli müzeleriyle her bir yanı keşfedilmeyi bekleyen sürprizlerle dolu. Özellikle de benzersiz doğasına sonbahar ışıkları düştüğünde...
Zeus’un meskeni
Adatepe Köyü
Osmanlı’dan kalma konaklarla Rum taş evlerinin birbirine geçtiği köyün sokaklarında yürümek çok zevkli. Köyde uğranması gereken ilk durak Taş Mektep. Bina restore edilerek felsefe, edebiyat, sanat ve tarihi barındıran bir düşünce merkezine dönüştürülmüş. Kahve molası için iki çınar ağacının gölgesindeki köy kahvesine uğrayın. Köyün girişinden yürüyerek Zeus Altarı’na ulaşabilirsiniz. Efsaneye göre tanrıların tanrısı Zeus, Troya Savaşı’nı buradan izlemiş ve yönetmiş. Köyün dondurmacılarında Adatepe’nin yöresel otlarından yapılan meşhur otlu dondurmayı deneyin.
Fatih’e uzanan tarih
Yeşilyurt Köyü
Bölgenin bir başka büyüleyici köyü. Bir zamanlar Türkler ve Rumların birlikte yaşadığı köyün eski adı Büyük Çetmi. Tarihi Fatih Sultan Mehmet’e kadar uzanıyor. Fatih, İstanbul’un fethine katkılarından dolayı Türkmenlere köyü hediye vermiş. Onlar da Rum taş ustalarını evlerini yapmaları için davet etmiş. Zamanla onlar da köyde yaşamaya başlamış. Mübadelede buradaki Rumlar, Yunanistan’a gitmek zorunda kalmış. Sadece sokaklarında yürümek için bile rotayı köye çevirmeye değer. Meydandaki çay bahçesinde soluklanıp yöresel lezzetlerin satıldığı dükkânları dolaşabilirsiniz.
Aristo’nun yurdu
Assos
Dünyanın en ünlü filozoflarından Aristoteles’in bir süre yaşadığı ve felsefe okulu kurduğu Assos, Kaz Dağları’nın en huzurlu kaçış noktalarından biri. Bohem bir havası var. Antik liman, Behramkale Köyü ve Assos Antik Kenti Assos’u oluşturan üç bölge. Antik liman şu an çalışmalar devam ettiği için kapalı. Assos bir liman kenti olsa da şehir kıyıdan 250 metre uzaklıktaki bir tepede kurulu. Behramkale Köyü, Assos surlarının girişinde. Antik kentin en önemli kalıntısı hayranlık uyandırıcı Athena Tapınağı. Tapınak akropolün en yüksek yerinde kurulu ve günbatımı için de harika bir nokta.
Öyküsü hüzünlü, manzarası şahane
Hasan Boğuldu ve Sütüven Şelalesi
Hasan Boğuldu Şelalesi, Kaz Dağları Milli Parkı içinde. Yörük kızı Emine ve ovalı Hasan’ın aşkı filmlere ve Sabahattin Ali’nin öyküsüne konu olmuş. Hikâyesi hüzünlü ancak manzarası şahane. Alana girdiğiniz zaman önce Sütüven Şelalesi çıkacak karşınıza. Buradan yürüyerek Hasan Boğuldu Şelalesi’ne ulaşabilirsiniz. Yazın sularında yüzülebiliyor ama kimse buz gibi suya kolay kolay dayanamıyor. Saffet Emre Tonguç, Kraliçe Sisi’yi canlandıran müze görevlisiyle...
Cam terastan dağ manzarası
Şahinderesi Kanyonu
Kanyon Kaz Dağları’nın bacası olarak anılıyor. Dağdan çektiği bol oksijeni ovaya dağıtıp denizin iyotlu havasını dağa çıkarıyor. 26 kilometre uzunluğunda. Gezerken dikkatli olmalısınız. Bilmeyenlerin kolaylıkla kaybolabildiği bir yer. Kanyonda çok sayıda şifalı ot var ancak toplamak yasak. Bu yıl hizmete giren cam terasta mola verip Kaz Dağları’nın güzelliğini bir kez de buradan izleyebilirsiniz. 600 metre yükseklikteki şeffaf zemin benim için biraz korkutucu olsa da seyir zevki yüksek bir yer.
Kuzey Ege tarihi burada canlanıyor
Kaz Dağları Müzesi
Murat ve Uğur Bostancıoğlu kardeşlerin eski yağhaneyi restore ettirerek merhum babaları Ali Bostancıoğlu’nun anısına kurdukları müze bölgeye özgü taş bir binada hizmet veriyor. Arkeolojik ve etnografik olmak üzere iki bölümü var. Kuzey Ege tarihine ait antik eserler, önemli belgeler, sikkeler ve yöresel kıyafetler sergileniyor. Atatürk’ün yanı sıra yolu Kaz Dağları’ndan geçmiş Sabahattin Ali ve Tuncel Kurtiz’in balmumu heykelleri var.
Baştan sona bir lezzet hikâyesi
Zeytinyağı Müzesi
Müze, Adatepe’nin sahil tarafı olan Küçükkuyu’da. Bina uzun yıllar sabun üretimi için kullanılmış. 2001’den beri de Zeytinyağı Müzesi olarak hizmet veriyor. Müzede zeytinyağının filtre edilmesinden sofraya gelene kadarki öyküsü anlatılıyor. Zeytinyağı üretimi için gereken zeytinyağı presleri, zeytin toplama aletleri ve muhafaza etmek için kullanılan kaplar sergileniyor. Müzede taze köy ekmeği banarak zeytinyağı tadımı da yapabilirsiniz. Çıkışındaki dükkânda sabun, zeytinyağı gibi ürünler satılıyor.
Müzesi olan Şaman köyü
Tahtakuşlar ve Etnografya Müzesi
Tahtakuşlar, bir Alevi-Türkmen köyü. Ancak köylülerin bir kısmı kendilerini Şaman olarak tanımlıyor. Yaşayanlar kendine özgü gelenekleri hâlâ sürdürüyor. Buranın en çok ziyaretçi çekme sebebiyse Etnografya Müzesi. Köyde doğan Alibey Kudar adlı bir öğretmen tarafından kurulmuş. Dünya çapında çok sayıda ödül almış. Ülkemizin ilk özel etnografya müzesi. Müzede, Şamanizm sembolleri, geleneksel Türkmen giysileri, heybeler gibi çeşitli eşyalar sergileniyor.