Ayten SERİN
Son Güncelleme:
5 fotoğraf rotası
Fotoğraf meraklılarını doğaya çıkmaya, daha fazla fotoğraf çekmeye kışkırtan günler geldi. Ormanlar sarı, kahverengi, kırmızının binbir tonuyla renklenirken, sonbahar çiçekleri yüzünü gösterdi. Türkiye’nin farklı bölgelerinden doğadan, kültüre, tarihten mimariye foto safariye çıkabileceğiniz beş rota seçtik.
KAPADOKYA / NEVŞEHİR
Masal mekanı
Kapadokya, sıradışı yer şekilleriyle tam bir fotoğraf cenneti. Ürgüp, Göreme Açık Hava Müzesi, Uçhisar, Karanlık Kilise, Kızılvadi, Avanos çanak atölyeleri, Sinasos, Dervent Vadisi, Zelve Açık Hava Müzesi, Paşabağ, Hacıbektaş Veli Dergahı, Sarıhan Kervansarayı, Çavuşin, Ihlara Vadisi, Derinkuyu Yeraltı Şehri, Narlıkuyu Krater Gölü, Tuz Gölü, Zelve Manastırı bu bölgede görebileceğiniz ilginç yerler. 60 milyon yıl önce bölgedeki yanardağlar faaliyete geçince Göllüdağ, çevresine lav püskürtmüş. Küllerin oluşturduğu tüf, onu örten bazalt, yağmur ve rüzgarın etkisiyle zaman içinde koniler oluşturmuş. Peri bacaları bugün Kapadokya’da en dikkat çekici oluşum. Tarihte, Güzel Atlar Ülkesi olarak da adlandırılan bölge ilk Hıristiyanlardan kalma yeraltı kiliseleri, vadiler, göller, şarap mahzenleri, açık hava müzeleriyle şaşırtıcı güzelliklere sahip.
YEDİGÖLLER / BOLU
Göllerin aynasında sonbaharı yakalayın
Yedigöller’de sonbaharın tüm renklerini bir arada göreceksiniz. Kuzeyden güneye sıralanan göller, toprak kaymalarının vadileri kapamasıyla oluşmuş. Birbirine yüzeyden ya da yeraltından su akışıyla bağlı. İsimleri: Sazlıgöl, İncegöl, Küçükgöl, Deringöl, Büyükgöl, Kurugöl ve Seringöl. 1965’te milli park ilan edilen Yedigöller, bitki zenginliği, engebeli arazisi, şelaleleriyle fotoğrafçılar kadar yürüyüşçüler için de cazip. 238 bitki türünü barındırıyor. Ormanda sarıçam, karaçam, göknar, meşe, kayın, kızılağaç, karaağaç, akçaağaç, ıhlamur, dişbudak ve fındık gibi ağaç türleri; koruma altına bulunan geyik, karaca, ayı, domuz, tilki, kurt, sincap gibi hayvanlar ve 100 kuş türü yaşıyor. Yedigöller Milli Parkı’na İstanbul’dan karayoluyla yaklaşık 3,5 saatte ulaşılıyor. İki günlük bir tatilde buradan Abant Gölü, Mudurnu ve Göynük’e de uğrayabilirsiniz. Yedi gölün çevresindeki yürüyüş yaklaşık bir saat sürüyor. Gülen Kayalar, Dilek Çeşmesi ve şelale de yol üstünde. Panoramik manzara istiyorsanız Kapankaya’ya çıkmanız gerekiyor.
MARDİN
Her köşesi farklı fotoğraf konusu
Büyülü bir kenttir Mardin. Binaların süslemeleri taşa oyulmuş danteli andırır. Daracık taş sokakları, geçitleriyle ortaçağı hatırlatır. Tepeye kurulduğu için altında Suriye’ye kadar uzanan ova geceleri deniz illüzyonu yaratır. Yukarı Mezopotamya’nın en eski şehirlerindendir. Su-bari, Sümer, Akad, Babil, Mitanni, Asur, Pers, Roma, Bizans, Arap, Selçuklu, Artuklu ve Osmanlı’dan izler taşır. Cami, kilise, medrese, manastır iç içedir. Bakırcılar Çarşısı’nın ustaları, ıssızlığın ortasında yükselen Deyrulzafaran Manastırı, Kasimiye Medresesi’nin insan ömrünü simgeleyen havuzları, Midyat’in telkari işleyen kuyumcuları, topraktan peynir gibi yumuşak çıkan Mardin Taşı’nı katılaşmadan işleyen taşçıları, minareleri, kubbeleri başlıbaşına birer fotoğraf konusudur.
BEYPAZARI / ANKARA
Türkiye’nin en fotojenik evleri, mahalleleri
İstanbul - Ankara karayolu üzerinde Ankara’ya 100 kilometre uzaklıkta. İlçe, Hitit, Frig, Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı egemenliğini yaşamış. Selçuklu döneminde göç eden Türkmen boylarına ev sahipliği yapmış. Osmanlı’da askeri sistemin bel kemiğini oluşturan tımarlı sipahi merkezlerinden biriymiş. Hareketli ticari hayatı ve Sipahi Beyi nedeniyle Beg Bazarı adını almış. Farklı kültürlerin harmanlandığı ilçede geçmişin izleri çok iyi korunmuş. Gelenekler ve geçmişin yaşam biçimi hâlâ yaşatılıyor. Ahşap Beypazarı evleri müthiş bir görselliğe sahip. Sokak aralarında uzun uzun yürüyün. Tarihi çarşılara uğrayın. Köy pazarı, Gümüşçüler Çarşısı, Suluhan, Hacı Bostan Konağı, Hacı Üstün Konağı, Taş Mektep cazip fotoğraf noktaları. Bakırcılık, telkari ve el işlemeleri de ilginizi çekecek. Panoramik manzara için Hıdırlık Tepesi’ne çıkmalısınız. İnözü Vadisi, Çayırhan Kuş Gölü ve Kara Göl doğa fotoğrafı için uğrayabileceğiniz alternatifler.
VAN GÖLÜ / BİTLİS-VAN
Süphan ve Nemrut’u çekmeden dönmeyin
Van Gölü, doğal güzellikler, tarihi mekanlar açısından çok zengin. Marmara Denizi’nin dörtte biri büyüklüğündeki göl mavi, yeşil sularıyla denizi çağrıştırıyor. Ünlü Akdamar Kilisesi, gölün güney kıyısına yakın bir adada. Buradan Süphan Dağı’nı fotoğraflamak için sonbahar ve kış en uygun dönem. Gölün sodalı sularında yaşayabilen tek balık türü İnci kefali. Turunuza gölün batı kıyılarındaki Tatvan veya Erciş’ten başlayabilirsiniz. Tatvan’ın kuzeyindeki Ahlat’ta ünlü Selçuk mezarları bulunuyor. Köprüsü ve kümbetiyle de fotoğrafçılara sıradışı mekanlar sunuyor. Ahlat taşını yapılarda ayırt etmeye çalışın ve mutlaka bir baston atölyesini görün. Erciş’ten geçerek gölün kuzey ucundaki Muradiye Şelalesi’ne ulaşabilirsiniz. Buradan Van’ın merkezine yönelin. Van Kalesi’ne çıkın, Kedi Evi’nde meşhur Van kedilerini fotoğraflayın. Sonrasında Edremit, Gevaş, Bahçesaray, Çatak, ve Gürpınar’a ve ihtişamlı kalesiyle sizi bekleyen Hoşap’a gidebilirsiniz. Süphan Dağı’nı ve Nemrut krater gölünü fotoğraflamadan dönmeyin.
Masal mekanı
Kapadokya, sıradışı yer şekilleriyle tam bir fotoğraf cenneti. Ürgüp, Göreme Açık Hava Müzesi, Uçhisar, Karanlık Kilise, Kızılvadi, Avanos çanak atölyeleri, Sinasos, Dervent Vadisi, Zelve Açık Hava Müzesi, Paşabağ, Hacıbektaş Veli Dergahı, Sarıhan Kervansarayı, Çavuşin, Ihlara Vadisi, Derinkuyu Yeraltı Şehri, Narlıkuyu Krater Gölü, Tuz Gölü, Zelve Manastırı bu bölgede görebileceğiniz ilginç yerler. 60 milyon yıl önce bölgedeki yanardağlar faaliyete geçince Göllüdağ, çevresine lav püskürtmüş. Küllerin oluşturduğu tüf, onu örten bazalt, yağmur ve rüzgarın etkisiyle zaman içinde koniler oluşturmuş. Peri bacaları bugün Kapadokya’da en dikkat çekici oluşum. Tarihte, Güzel Atlar Ülkesi olarak da adlandırılan bölge ilk Hıristiyanlardan kalma yeraltı kiliseleri, vadiler, göller, şarap mahzenleri, açık hava müzeleriyle şaşırtıcı güzelliklere sahip.
YEDİGÖLLER / BOLU
Göllerin aynasında sonbaharı yakalayın
Yedigöller’de sonbaharın tüm renklerini bir arada göreceksiniz. Kuzeyden güneye sıralanan göller, toprak kaymalarının vadileri kapamasıyla oluşmuş. Birbirine yüzeyden ya da yeraltından su akışıyla bağlı. İsimleri: Sazlıgöl, İncegöl, Küçükgöl, Deringöl, Büyükgöl, Kurugöl ve Seringöl. 1965’te milli park ilan edilen Yedigöller, bitki zenginliği, engebeli arazisi, şelaleleriyle fotoğrafçılar kadar yürüyüşçüler için de cazip. 238 bitki türünü barındırıyor. Ormanda sarıçam, karaçam, göknar, meşe, kayın, kızılağaç, karaağaç, akçaağaç, ıhlamur, dişbudak ve fındık gibi ağaç türleri; koruma altına bulunan geyik, karaca, ayı, domuz, tilki, kurt, sincap gibi hayvanlar ve 100 kuş türü yaşıyor. Yedigöller Milli Parkı’na İstanbul’dan karayoluyla yaklaşık 3,5 saatte ulaşılıyor. İki günlük bir tatilde buradan Abant Gölü, Mudurnu ve Göynük’e de uğrayabilirsiniz. Yedi gölün çevresindeki yürüyüş yaklaşık bir saat sürüyor. Gülen Kayalar, Dilek Çeşmesi ve şelale de yol üstünde. Panoramik manzara istiyorsanız Kapankaya’ya çıkmanız gerekiyor.
MARDİN
Her köşesi farklı fotoğraf konusu
Büyülü bir kenttir Mardin. Binaların süslemeleri taşa oyulmuş danteli andırır. Daracık taş sokakları, geçitleriyle ortaçağı hatırlatır. Tepeye kurulduğu için altında Suriye’ye kadar uzanan ova geceleri deniz illüzyonu yaratır. Yukarı Mezopotamya’nın en eski şehirlerindendir. Su-bari, Sümer, Akad, Babil, Mitanni, Asur, Pers, Roma, Bizans, Arap, Selçuklu, Artuklu ve Osmanlı’dan izler taşır. Cami, kilise, medrese, manastır iç içedir. Bakırcılar Çarşısı’nın ustaları, ıssızlığın ortasında yükselen Deyrulzafaran Manastırı, Kasimiye Medresesi’nin insan ömrünü simgeleyen havuzları, Midyat’in telkari işleyen kuyumcuları, topraktan peynir gibi yumuşak çıkan Mardin Taşı’nı katılaşmadan işleyen taşçıları, minareleri, kubbeleri başlıbaşına birer fotoğraf konusudur.
BEYPAZARI / ANKARA
Türkiye’nin en fotojenik evleri, mahalleleri
İstanbul - Ankara karayolu üzerinde Ankara’ya 100 kilometre uzaklıkta. İlçe, Hitit, Frig, Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı egemenliğini yaşamış. Selçuklu döneminde göç eden Türkmen boylarına ev sahipliği yapmış. Osmanlı’da askeri sistemin bel kemiğini oluşturan tımarlı sipahi merkezlerinden biriymiş. Hareketli ticari hayatı ve Sipahi Beyi nedeniyle Beg Bazarı adını almış. Farklı kültürlerin harmanlandığı ilçede geçmişin izleri çok iyi korunmuş. Gelenekler ve geçmişin yaşam biçimi hâlâ yaşatılıyor. Ahşap Beypazarı evleri müthiş bir görselliğe sahip. Sokak aralarında uzun uzun yürüyün. Tarihi çarşılara uğrayın. Köy pazarı, Gümüşçüler Çarşısı, Suluhan, Hacı Bostan Konağı, Hacı Üstün Konağı, Taş Mektep cazip fotoğraf noktaları. Bakırcılık, telkari ve el işlemeleri de ilginizi çekecek. Panoramik manzara için Hıdırlık Tepesi’ne çıkmalısınız. İnözü Vadisi, Çayırhan Kuş Gölü ve Kara Göl doğa fotoğrafı için uğrayabileceğiniz alternatifler.
VAN GÖLÜ / BİTLİS-VAN
Süphan ve Nemrut’u çekmeden dönmeyin
Van Gölü, doğal güzellikler, tarihi mekanlar açısından çok zengin. Marmara Denizi’nin dörtte biri büyüklüğündeki göl mavi, yeşil sularıyla denizi çağrıştırıyor. Ünlü Akdamar Kilisesi, gölün güney kıyısına yakın bir adada. Buradan Süphan Dağı’nı fotoğraflamak için sonbahar ve kış en uygun dönem. Gölün sodalı sularında yaşayabilen tek balık türü İnci kefali. Turunuza gölün batı kıyılarındaki Tatvan veya Erciş’ten başlayabilirsiniz. Tatvan’ın kuzeyindeki Ahlat’ta ünlü Selçuk mezarları bulunuyor. Köprüsü ve kümbetiyle de fotoğrafçılara sıradışı mekanlar sunuyor. Ahlat taşını yapılarda ayırt etmeye çalışın ve mutlaka bir baston atölyesini görün. Erciş’ten geçerek gölün kuzey ucundaki Muradiye Şelalesi’ne ulaşabilirsiniz. Buradan Van’ın merkezine yönelin. Van Kalesi’ne çıkın, Kedi Evi’nde meşhur Van kedilerini fotoğraflayın. Sonrasında Edremit, Gevaş, Bahçesaray, Çatak, ve Gürpınar’a ve ihtişamlı kalesiyle sizi bekleyen Hoşap’a gidebilirsiniz. Süphan Dağı’nı ve Nemrut krater gölünü fotoğraflamadan dönmeyin.