36 saatte Valensiya'da gezilecek yerler
Valensiya'da Fütüristik akvaryum, opera ve bilim müzesinden oluşan, ‘Sanat - Bilim Şehri’ açılalı birkaç yıl oldu. Ve Valensiya'nın simgelerinden birine dönüştü. Üçüncü büyük İspanyol şehri Valensiya o tarihten bu yana boş durduğunu sanmayın. Yaratıcı yaklaşımla her köşesi dönüşüm geçiriyor. İşte Valensiya'da gezilecek yerler
Cuma 16.00
Yenilebilir enerji
El Carmen semti hareketli caddeleriyle tanınsa da, restorasyonlardan sonra merkezdeki tarihi bölge kentin en canlı atmosferine sahip oldu. Üç yıl önce açılan Mercado de Tapineria, iki plazadaki üç pazar yeriyle mutlaka uğranılması gereken adreslerden. Geçmişin “Efemera Dükkânı” geleneğini sürdüren küçük mağazalarda Valensiya’lı modaevlerinden Uke’nin balıkçı yaka elbiselerine, antikalara, mücevherata kadar pek çok sürpriz sizi bekliyor. Pazardaki enerjik atmosfer iki restoran, plazalardaki konserler, sergiler, sanatsal enstalasyonlar ve açık pikniklerle sürekli besleniyor.
19.00 Gece aperitifi
Akşam yemeğine saatler var. Biraz aperitife ne dersiniz? Yerel biraları tatmak isterseniz Tyris on Tap’a uğrayın. Geçen yıl açılan sempatik bar yaratıcı bir yaklaşımla kendi birahanesinde ürettiği Valensiya usulü IPA, VIPA gibi çeşitleri sunuyor. Çıkışta, yakınlardaki Café de las Horas’a da göz atın. Kırmızı kadife perdeler, optik illüzyon yaratan duvar süslemeleri, ayaklı şamdanları, avizeleriyle Viktorya çağını çağrıştıran barda safranla tatlandırılmış cini, Nordic Mist tonik ve bir dilim portakalla yudumlayın (33 TL).
21.00 Sweet Carolina
İspanyol şef Quique Dacosta’nın çağdaş Valensiya mutfağını yeniden tanımladığı zarif tapas restoranına göz atmak için Vuelve Carolina’ya rezervasyon yaptırın. Bu restoran uzun ahşap barı, çam panellerle kaplı duvarları, yüksek tavanı, ahşap masalarıyla harika bir dekorasyona sahip. Şefin kokteylden ilham aldığı romlu, kolalı sosuyla pişirdiği ciğer ‘cubalibre,’ ve narenciye sosu, ponzu, yuzu’yla pişirdiği patates sufleli balık sashimi’si yaratıcı bakışın güzel örnekleri. İki kişilik yemek yaklaşık 250 TL.
23.30 Caz buluşması
Valensiya’nın enerjik müzik atmosferi, Carmen semtinin kıvrımlı sokaklarında yankılanır. Sahnedeki grupların müziği sizi çekmiyorsa, daha klasik bir mekân arıyorsanız Jimmy Glass Jazz Bar’ı tavsiye ederiz. Girişindeki sıradan görünüm içerideki müziğin kalitesi konusunda pek fikir vermiyor. Küçük salonun sahnesinde konservatuvar öğrencileri, caz piyanistleri, şehre uğrayan üçlüler geç saatlere kadar marifetlerini sergiliyor.
Cumartesi 10.30
Ateşi hisset
Her yıl martta Valensiya’lılar kartondan dev heykeller yapıyor, mizah, siyasi eleştiri de içeren bu dev figürlerden en güzeline ödül veriyor, sonra hepsini Fallas Festivali’nin kapanışında görkemli bir şenlikle yakıyor. Şöleni kaçırsanız da Museo Fallero’da (6 TL) bu gelenek hakkında bilgi alabilirsiniz. 1934’ten bu yana her yılın en güzel heykeli seçilen figürü, posterleri burada görebilirsiniz.
13.00 İspanyol alışverişi
Simple’ın neden “Hecho en España” sloganını seçtiğini daha butiğin kapısından girerken anlayacaksınız. Labirente benzeyen mağaza İspanya’nın dört bir yanından gelen elişi ürünlerle tepeleme dolu. Gardırobunuzu renklendirmek mi istiyorsunuz? Yazın ayaklarınızı rahatlatacak espadriller, yumuşak merinostan şallar, Grazalema bölgesinden. Canınız tatlı mı istedi? Sardalye şeklindeki çikolatalara ne dersiniz? Eviniz için bir şeyler mi baktınız? Lavanta buketleri ya da duvara asılacak hasırdan boğa başları (PETA’yı kızdırmayacak türden) dahil pek çok seçenek var raflarda.
14.00 Dev yemek tezgâhı
Avrupa’nın en eski, en büyük gıda pazarı Mercado Central’da yürürken birden iştahınız açılıyor. Hemen Central Bar’da kuyruğa girin. Sırsız seramiklerle kaplı küçük barda star şef Ricard Camarena, pazardan seçtiği malzemelerle harikalar yaratıyor. Lezzet skalası mevsimine göre enginar kızartmadan, çarkıfelek yatağında sardalyeye uzanıyor. Mönünün demirbaşı tortilla bocadillo: çıtır francalanın içinde soğanlı, patatesli omlet. İki kişi öğle yemeği 75 TL.
YOLCULUĞUNUZA EŞLİK EDECEK İSPANYOL MÜZİKLERİ
17.00 Duvar büyücüleri
Kentteki en etkileyici sanat ürünleri Carmen caddesinin duvarlarında. Bu açıkhava galerisini keşfe Plaza del Tossal’dan başlayın. Yılan sakallı Musa figürünün biraz ilerisinde, bir küheylanı dev salyangozlar çekiyor. Sonra rotanızı Calle de los Jardines’e çevirin, çiçeklerle çizilen sevimli figürleri, örneğin arı kuşunun yanı başında sazanın sırtında yol alan maskeli Meksika güreşçisini görün. Calle del Museo’da yürürken rastlayacağınız 9 numaradaki minyatür kedi evinde perdeler bile ihmal edilmemiş. Buradan güneydeki Calle del Pintor Fillol’e doğru yürüyün. Julieta XLF, David de Limón’un Ninja kaplumbağaları kadar paella tavası üstünde kavga eden tavşan ve tavukları da sizi gülümsetecek.
21.00 Denizi korumak
Süpermarketten alacağınız ton balığı konservesiyle İspanya’daki deniz ürünleri konservesinin hiçbir benzerliği olmadığını hemen fark edeceksiniz. Harika tapas barların bulunduğu Ruzafa semtindeki La Conservera’nın mönüsü, isminden anlaşılacağı üzere, konservelerden oluşuyor. Uzun mermer tezgâh, asılı baskül, fosforlu “Pescadería” tabelasını görünce yanlışlıkla balıkçıya girdiğinizi düşüneceksiniz. Raflara sıralı konserveler sadece dekor değil, mönüdeki mezeler: Midye lakerda, tütsülenmiş alabalık, günkurusu dometesli uskumru. Sepet dolusu çıtır ekmek, soğuk bira eşliğinde iki kişilik akşam yemeği yaklaşık 60 TL.
23.30 Ruzafa sokaklarında
Düşük gelirlilerin, göçmenlerin yaşadığı kuzey semtlerinden Ruzafa birkaç yıl içinde kentin önde gelen eğlence merkezine dönüştü. Calle del Literato Azorín’deki kitapçı bar Ubik Cafe, konuşkan entelektüellerin buluşma mekânı. Vermut yudumlayarak sohbet ediyor, raflardan seçtikleri romanları okuyorlar. Yakınlardaki butik biracı Olhöps ham ağaçtan bankları, kanarya sarısı bar raflarıyla İskandinavya’yı çağrıştırıyor. Tadabileceğiniz nadir İspanyol butik fıçı biraları arasında çilekle tatlandırılmış olanı Navarra’dan, Naparbier birahanesinden geliyor.
Pazar
11.00 Yer bademli serinlik
Yerel dilde horchata ya da orxata olarak bilinen içecek yer bademi, su ve şekerle yapılıyor. Tadı, badem sütünü andırıyor. Tatmak için Mercado Colón’a gidin. Geçmişin görkemli kapalı pazarı, modern İspanyol usulü cephesi, metal ve camdan çatısı, Gaudi’yi anımsatan duvar karolarıyla dikkat çekiyor. Restore edilen yapıda üç kafe bulunuyor. Bunlardan Casa de l’Orxata’da içeceğin şekersizi de yapılıyor. İsterseniz bunu kentin kuzeyindeki yer bademi üretilen Alboraia semtindeki Horchatería Daniel’in butik işi geleneksel formüllü orxata’sıyla karşılaştırın.
14.30 Palmar paella’sı
Valensiya paella’sıyla meşhur. Kentin en ünlü restoranını bulmak istiyorsanız 25 numaralı otobüse atlayın. Merkezin 23 kilometre güneyindeki El Palmar kasabasına gidin. Huzurlu sokaklarına alçak çatılı evlerin sıralandığı bu kasabada çok sayıda restoran buluyor. Dev tavalarda pişirilmiş paella’larla uzun masalarda pazar keyfi yaşayan İspanyol ailelere katılın. Tavuk, tavşan, örnek, salyangozdan yapılan pilavla iki kişilik öğle yemeğinin maliyeti 130 TL. Sonrasında Albufera National Parkı’nda tekne turuna çıkın (17 TL), sazlıkların arasında öten kuşları dinleyin.