GeriSeyahat 36 saatte Münih
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
36 saatte Münih

36 saatte Münih

Finans, otomotiv endüstrisinin Avrupa’daki önemli merkezlerinden Münih, bürokratik bir şehir olarak tanınıyordu.

Bavyera’nın merkezi şimdilerde muhafazakar kabuğunu kırıp Almanya’nın kültür başkenti olmaya aday. Şehrin dört bir yanına “Beni çal, seninim” yazılı piyanolar yerleştirildi, müzelerdeki özel sergiler birbirini izliyor, geniş kapsamlı yaratıcı sosyal sanat projesi “A Space Called Public”, eylüle kadar sürecek. Dünyanın en büyük bira festivali ise 21 Eylül’de başlayacak.

Cuma

16.00
Mavi Süvari döndü

Şehirde pek çok sanat müzesi var. Fakat şimdilerde hiçbiri Lenbachhaus kadar popüler değil. Dört yıllık restorasyondan sonra mayısta açılan müzede Olafur Eliasson’un rengarenk cam ve çelik heykelleri sergileniyor. Norman Foster’in tasarladığı üç katlı yeni bölüm ise 100 yıl öncesinin ünlü resim topluluğu Mavi Süvari üyelerine ayrılmış: Wassily Kandinsky, Franz Marc, Paul Klee... Giriş 25 TL. (www.lenbachhaus.de).

19.00
Glockenbach lezzetleri

Ağır yemekleriyle tanınan Bavyera mutfağında yepyeni bir soluk Kochspielhaus. Popüler semtlerden Glockenbach’ta geçen yıl açılan restoran düzinelerce dev mumla aydınlatılıyor. Mevsimlik lezzetleri ön plana çıkaran mönüsünde “crème fraîche” ile zenginleşirilmiş zencefilli havuç çorbası, avokado, çamfıstığı, dere otu ve soya sosuyla lezzetlendirilmiş somon tartarı dikkat çekiyor. İki kişi ortalama 100 TL (www.kochspielhaus.de).

21.00
Alternatif müzik mekânı

Yemek sonrası kent sahnelerindeki popüler müzikle tanışmak için Gockenbachwerkstatt’a uğrayın. Yerel kültür merkezinin yanındaki mekân aslında bir bira bahçesi. Konserlerin yanı sıra marangozluk kurslarından, bit pazarına hatta çizgi roman festivaline kadar pek çok etkinlik düzenleniyor. Hip-hop, soul, elektronik, punk, Afrika funk konserlerinin yanı sıra küçük kafedeki caz dinletileri de kayda değer (Blumenstrasse No: 7).

23.30
Alman cini

İspanya’yı cin konusunda iddialı tek Avrupa ülkesi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Zephyr Bar (Baaderstrasse No: 68), en kaliteli Alman cinlerini tattırmak için sizi bekliyor. Münih kökenli The Duke, Schwarzwald’dan kızılcığı andıran Monkey 47 gibi cinler barın hemen ardındaki saksıdan koparılan aromatik bitkilerle leziz kokteyllere dönüşüyor. En popüleri yarım çarkıfelek meyvesi içinde sunulan taze nane, tütsülenmiş beze içereni. Zephyr kalabalıklaşınca Hey Luigi’ye geçin (Holzstrasse No: 29). Mumlu masalarda sizi daha da cazip cinler bekliyor. Gecenin sonunda acıkan kalabalığı izleyin, Bergwolf’ta (Fraunhoferstrasse No: 17) meşhur sosis ve patates kızartmasını tadın (13 TL).

Cumartesi
10.00
Tarihi merkez

Kent merkezini tarihi mekânların yanı sıra Avrupa’nın en hoş açık pazarı Viktualienmarkt’ı keşfetmek için de adımlamaya değer. Önceki yıl tahıl pazarındaki Schrannenhalle’nin yeniden hizmete girmesiyle bölge biraz daha canlandı. Buradaki Confiserie Amai el yapımı çikolatalar, Käfer Delikatessen Markt krema kıvamındaki yerel biralar, Zum Goldenen Kalb ise dinlendirilmiş etin adresi. Alışverişi bitirince Viktualienmarkt’taki tepeüstü duran Buda heykeline gözatın. Heykel “A Space Called Public” kapsamında buraya yerleştirildi (www.schrannenhalle.de)

12.30
Çift kişilik masa

Kentin en popüler restoranı Les Deux geçen ekimde açıldı. Lüks butiklerin arasındaki dar bir binadaki restoranın ikinci katında genç şef Johann Rapperglück’ün havyarlı kelle gibi sürprizler içeren mönüsü sunuluyor. Hızlı bir öğle yemeği için giriş katındaki bölümü seçin. Pırasalı, salamlı çıtır Alsace usulü tart, feta peynirli fırın kuşkonmaz cazip seçenekler. İki kişi yaklaşık 75 TL (lesdeux-muc.de).

15.00
Butik alışverişi

Alışverişte yerel renkleri, özgün tasarımları görmek için kent merkezindeki AVM’leri bir kenara bırakıp Maxvorstadt semtine gidin. Ara sokaklardaki butikleri keşfedin. Schraudolphstrasse’deki No:10 tasarımcıların seramik ve mücevher ürettiği bir atölye. Zarif altın bilezikler, gümüş yüzükler, turkuvaz sırlı el yapımı vazolar sizi bekliyor. Sonra köşe başındaki A Kind of Guise’in yeni tasarımlarını görün. Geçen ekimde açılan mağazada kadın ceketleri, süet şortlar, çift taraflı pilot ceketleri, yün battaniyeler bulabileceğiniz ürünlerden bazıları (Adalbertstrasse No: 41b).

17.00
Dört yanım sanat

Münih’te çağdaş sanat mekânları hızla artıyor. Pinakothek der Moderne, restorasyon için eylüle kadar kapandığında yerini konserden seminere her türlü etkinliğe açık Schaustelle aldı. Çağdaş sanat müzesindeki bu geçici bölüm kadar bahçedeki geometrik ahşap heykeller de ilgi çekici (schaustelle-pdm.de). Yakınlardaki MaximiliansForum, aslında Maximilianstrasse ile Altstadtring arasında bir altgeçit. Merdivenlerden inince karşınıza sanatın sınırlarını genişleten Frank Balve heykelleri, Julian Rosefeldt filmi gibi sürpriz eserler çıkıyor.

36 saatte Münih

19.30
Konfor, konfor

Geçen yıl Ledererstrasse’de açılan Spezlwirtschaft, Alman mutfağına yeni bir bakış getiriyor. Çıtır bölümü kıvamında bir schnitzel, brüksel lahanalı salata, kızılcıklı tart (43 TL) ilginizi çekmiyorsa, bal kabaklı mantı ve pazılı balık (33 TL) ya da peynir ve kızarmış çıtır soğanlı taze makarna (20 TL) ilginizi çekebilir. Yanında da Hofbräu’dan köpüklü Sommerbier tavsiye ederiz (10 TL). (www.spezlwirtschaft.me)

22.00
Bira enerjisi

Yaz akşamları kent sakinleri piknik sepetleri, pusetleriyle kentin bira bahçelerine akın eder. Bu atmosferi yaşamak için Augustiner Schwalbe’e (Schwanthalerstrasse No: 149) uğrayın. Kestane ağaçları altındaki bahçede Augustiner birahanesinin restoranı ve bir bowling salonu bulunuyor. Augustiner-Keller, tam 5 bin kişilik bir mekan. Gece yerel giysili Münihliler’le sohbet edebilir, kadeh tokuşturabilirsiniz (www.augustinerkeller.de).

Pazar

11.00
Globalleşme
The Haus der Kunst, Nazi döneminin acı anılarıyla dolu, fakat Nijerya asıllı Okwui Enwezor’un elinde bambaşka bir çehreye bürünmüş. Hava saldırısına karşı yapılan sığınaklar şimdi video enstalasyonları için birer sahne. Bir zamanlar faşistlerin propaganda nutukları attığı sahnede geçen kasımdan bu yana Güney Koreli sanatçı Haegue Yang’ın rengârenk panjur enstalasyonu yer alıyor. Süren sergilerden biri de Hırvat heykeltıraş Ivan Kozaric’in (www.hausderkunst.de).

14.00
Bahçe turu

Tüm değişime karşın Münih’te bir pazar sabahı yapılacak en güzel şey hâlâ Englischer Garten’da yürüyüşe çıkmak. New York’taki Central Park’tan bile geniş olan bu yeşil alan çekiciliğini hiç yitirmiyor. Güney kıyısından başlayın keşfe. Haus der Kunst’un yanı başında özel giysili sörfçüler Eisbach’ın dalgaları arasında sörf yapıyor. Sonra kuzeye doğru yürüyün. Yüksek ağaçların gölgesinden, frisbee oynanan açık alanlardan geçin. Tablolardaki gölleri andıran Kleinhesseloher See’ye vardığınızda Seehaus’a uğrayın. Kentin en güzel manzaralı bira bahçesinde, göle yakın masalardan birine oturursanız kuğular önünüzden geçit yapacaktır. Gevrek simit (pretzels) ve bir bardak buz gibi weissbier bu günün size ilk armağanı olsun...

Nasıl gidilir

Temmuzun son haftasında İstanbul’dan Münih’e direkt, gidiş-dönüş uçuşlar THY’de 747, Lufthansa’da 947, Pegasus’da 1143 TL’den başlıyor.

False