GeriSeyahat 36 saatte Colombo
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
36 saatte Colombo

36 saatte Colombo

Sri Lanka doğaseverlere balina ya da leopar gözleminden, güney sahillerindeki dalış turlarına kadar o kadar cazip seçenekler sunuyor ki, Colombo’ya uğrayanlar başkentte en fazla bir ya da iki gün kalıyor.

Oysa 555 bin nüfuslu canlı, rengarenk şehir 2009’da iç savaşın bitmesinden bu yana önemli bir gelişim yaşadı. Modern kafeler, barlar, restoranlar, oteller açıldı. Bugün Hint Okyanusu kıyısındaki bu güzel şehir palmiyeli caddeleri, huzurlu ada atmosferi, modern yapılarıyla ülkenin beş yılda geçirdiği gelişimin göstergesi. Ülkeyi keşfetmek için en uygun zaman yılın ilk üç ayı, sonrası muson mevsimi.

Cuma
13.00
Pirinç ve köri

Kurt gibi acıktınız mı? Ferah Pagoda Çayevi’ne uğrayın. 1884’te kurulan, kendin en eski restoranı iddiasını taşıyan mekanda Duran Duran’ın Grammy kazanan klibi çekilmişti. Sakin bir köşede masa bulup, tüm Sri Lanka’lıların favorisi pirinç ve köri siparişi verin. Bu Batılıların bildiği türden köriye benzemiyor. Pilav üstüne baharatlı Hindistancevizi, biber, çeşitli sebzeler yerleştiriliyor. Vejetaryan türünün porsiyonu 3, etlisi 4,5 TL.

14.30
Pazara

Tamil, Sinhal ve Müslüman kültürü arasındaki etkileşimi gözlemleyeceğiniz en güzel yerlerden biri Pettah semtinin dar sokakları. Omuzladıkları arabalarla sebze, elektronik eşya kolilerini dükkanlara dağıtan hamallar, Hindu tapınaklarıyla görkem yarışındaki camiler... Yaygın olarak kullanılan ayurvedik ilaçlar için Fifth Cross Street’teki satıcılara, safir gibi değerli taşları ucuza almak isterseniz Sea Street’teki mağazalara bakın.

17.00
Günbatımı yürüyüşü

Yılın bu döneminde 30 dereceyi bulan nemli sıcaktan bunaldıysanız Galle Face Green’de oturup biraz ferahlayın. Geniş çim bahçenin önü okyanus, arkası finans merkezleri. Akşam ve hafta sonlarında her yaştan Colombo’lu burada flört ediyor, uçurma uçuruyor, kriket oynuyor. Tezgahlardan birkaç isso wade (karidesli börek, 80 kuruş) alıp tadın. Sonra Galle Face Hotel’in manzaralı verandanızda cin tonikle (10 TL) tazelenin. Oteli 1864’te İngilizler yapmış. Viktorya üslubundaki odalarında Richard Nixon, Indira Gandhi, Yuri Gagarin’i ağırlamış. Arthur C. Clarke “3001: The Final Odyssey” adlı kitabını burada tamamlamış. Günbatımındaki okyanusu, gökyüzündeki renkleri uzun süre unutamayacaksınız (gallefacehotel.com).

20.00
Yengeçler ve kokteyller

The Ministry of Crab (ministryofcrab.com) ülkedeki iki önemli geleneği bir araya getiriyor: Kriket ve yengeç. Ünlü kriket oyuncusu ve restoran sahibi Dharshan Munidasa, bu zarif mekanda leziz taze yengeçleri sarmısak, biber, tereyağı karışımıyla sunuyor (iki kişi yemek fiyatı 170 TL civarında). Restoranın bulunduğu kırmızı kiremitli, kalın duvarlı bina 17’nci yüzyılda Hollanda Hastanesi’ydi. Yemek sonrası kokteyller için Colombo Fort Café ya da Heladiv Tea Club’a gidebilirsiniz. (10 TL).

Cumartesi

9.00
Erişteli kahvaltı

Geleneksel kahvaltıyla güne başlayın. Pirinç unundan eriştelerinizi, sos eşliğinde tadın. Popüler restoranlardan Amirthaa’da öğütülmüş Hindistan cevizinden hazırlanan sarılı, yeşilli soslar metal kovalarla servis ediliyor. Yanına bir bardak çay da eklerseniz bu leziz kahvaltının toplam maliyeti 3,5 TL.

10.00
Tropik modernizm

Kent merkezinde, zümrüt yeşili yosunlarla kaplı Beira Gölü’nde yürüyüşe çıkın. Geçmişte şehir içi taşımacılıkta kullanılan gölde şimdi kuğu şeklindeki botlarda genç aşıklar pedal çeviriyor. Sonra Seema Malaka tapınağını ziyaret edin. Tropikal modernist üslubuyla tanınan ülkenin en ünlü mimarı Geoffrey Bawa tasarladı bu yapıyı. 1,5 TL ödeyerek gireceğiniz tapınak, buda heykellerinin sıralandığı kıyıdan gölün içine doğru köprüyle uzanan ahşap ve granitten zarif bir yapı. Sokaklardaki tuk-tuk ve otobüslerin kornalarından, yüksek sesli Hint pop müziğinden sonra huzur veren bu ortamda pelikanları, leylekleri, boyu neredeyse bir metreyi bulan renkli kertenkeleleri seyredin.

13.00
Burgerli öğlen yemeği

Hollanda sömürgesi döneminden kalan, çoğu melez Burgher’ler bir zamanlar toplumsal yaşamda önemli rol üstlenmişken, şimdilerde sayıları hızla azalıyor. Fakat asırlık Dutch Burgher Union adlı kulüp nostalji arayanlar için yerli yerinde duruyor. Girişteki kafede şehrin en leziz lamprai’leri sunuluyor (8.5 TL). Flaman esinli Sri Lanka spesyalitesi lamprai, muz yaprağına sarılmış pirinç, baharatlı et, patlıcan, köşte ve karidesten oluşuyor. Otelinizden yardım isteyin, restorana gitmeden yemek siparişini verin.

14.00
Kahve molası

Seylan çayı çok meşhur olabilir, fakat 1860’larda Sri Lanka (1948’de bağımsızlığını kazanana kadar ismi Seylan’ıdı) dünyanın en büyük kahve üreticisiydi. İngilizler bahçelerde çay tarımını yaygınlaştırdı. Kahvenin kalitelisini bulmak hâlâ zor. Farklı türler arasından tadım, seçim yapmak için Hansa Coffee’ye gidin. Renkli yastıklarla süslü, 10 kişilik kafede misafirperver personelle, sizin gibi tadıma gelenlerle tanışıp sohbet edebilirsiniz. Seattle doğumlu sahibi Laurence Goldberg 1996’dan bu yana burada Sri Lanka kahve kültürünü tanıtıyor. En mükemmel kahveler gölgede yetişen, yaylalarda kavrulanlar. 200 gramlık paketler 9.5 TL (srilankacoffee.com).

17.30
Tren vakti

Colombo’nun antik, romantik, tahta sıralara oturulan, kapısından yolcu sarkan trenleri kıyı boyunca uzanan bir hatta sefer yapıyor. Sömürge döneminden kalma istasyonların herhangi birinden 1,5 kuruşa bilet alın, ilk trene atlayın. 15 dakika sonra sayfiye yeri Mount Lavinia’ya varacaksınız. Altın sarısı kumsalları, tertemiz deniziyle meşhur kasabanın sahilinde pek çok restoran var. Bir bardak buz gibi Lion birası (3,5-7 TL) eşliğinde, günbatımını, sahilde dalgalarla oynayan çiftleri, aileleri seyredin. Bazıları tesettürlü, fakat bu hayatın tadını çıkarmalarına engel değil.

20.00
Akşam yemeği şıklığı

Merkeze dönmek için bir tuk-tuk’a atlayın (7 TL), Galle Road boyunca sıralanan tapınak, cami, kilise, AVM, ilginç görünümlü vejetaryen restoranlarını seyredin, okyanus rüzgarına karışan baharat kokularını içinize çekin. Gallery Café’de inip, şık Colombo’lular arasına karışın. Bu bina geçmişte mimar Geoffrey Bawa’ın ofisiydi. Restoran füzyon mutfağının seçkin ürünlerini sunuyor. Körili siyah domuzun (20 TL) yanına en yakışan içki tamar acılı martini (16 TL). Yemeğinizi ham palmiye şekerinden yapılmış crème brûlée (13 TL) ile noktalayın. Kafede metal heykellerini göreceğiniz Prageeth Manohansa, ülkenin hızla parlayan heykeltraşlarından (paradiseroad.lk/gallery_cafe).

23.00
Biraz da janti takılalım

Gençlerin çok sevdiği QBaa, şehirde grupların sahneye çıktığı müzik mekanları arasında en iyisi (Giriş 17 TL). Egzotik güzeller, yakışıklı delikanlılar, Batılılar, melezler... Aralarına karışıp dans etmek istemezseniz sangria (16 TL) ya da şampanya kokteylinizi (14 TL) yudumlayın. Bir yandan da sahnedeki Glory gibi grupların çaldığı Stevie Wonder’dan Jason Mraz’a şarkılara kulak verin.

Pazar

11.00
Çıplak ayakla

Barefoot, pazar sabahı sosyalleşmek isteyenler için güzel bir mekan. Yasemin kokuları arasında sanat galerileri, elyapımı tekstil ürünleri ya da oyuncak satan mağazalardan, kitapçıdan hediyelik alışverişi yapabilirsiniz. Palmiyelerin altındaki açıkhava restoranında pazarları caz günü. Mönüsünde ıspanaklı tart (17 TL), pilavla servis yapılan tarçınlı, sarmısaklı, acılı karides (19 TL) gibi seçenekler var (barefootceylon.com).

Nasıl gidilir

Martın üçüncü haftasında İstanbul’dan Colombo’ya bir aktarmalı uçuşların gidiş-dönüş fiyatı Air Arabia’da 1318, Katar Havayolları’nda 1730, Emirates’te 1920, THY’de 2005 TL’den başlıyor.

False