200 yıllık tarihi konaktan ortaya bir müze otel çıktı

Datça’da 200 yıllık tarih, bir müze otelde günümüzün konforuyla buluÅŸtu. Ä°talya, Ä°spanya ve Fransa’da eski ÅŸato, av köşkü ve konakların aslına sadık kalınarak turizm amacıyla kullanılması, bu projeye rehberlik yaptı. ReÅŸadiye Köyü’nde 19. yüzyıl başında yapılmış Mehmet Ali AÄŸa Konağı, orijinal malzemeler kullanılarak restore edildi, baÅŸodası, aile hamamı, bahçesi, duvar ve tavanlarını süsleyen kalem iÅŸleri, eski ahÅŸap işçiliÄŸinin bütün zarafetini ortaya koyan yüklükleri ve tüm detaylarıyla eski zamanları andıran bir otele dönüştü. Konağı harabe halindeyken alıp restore eden ve turizme açan Pir ailesinden ve otelin iÅŸletmeciliÄŸini üstlenen Sena Pir, ‘Bu proje, öncelikle Türk sivil mimarisinin hayatının sonuna gelmiÅŸ önemli bir deÄŸerini Türk mimarisine ve gelecek kuÅŸaklara yeniden kazandırmak ve tarihi bir konakta ağırlama sanatını bir müze otel konseptiyle birleÅŸtirerek farklı bir tatil anlayışını günümüze taşımak adına yapılmıştır’ diyor.Antik Yunan tarihçisi ve coÄŸrafyacısı Strabon’un ‘Tanrı’nın uzun ve saÄŸlıklı yaÅŸamasını istediÄŸi kullarını gönderdiÄŸi yer’ diye tanımlanan Knidos’ta yani Datça’da, iki yüz yıllık bir kültür mirası, müze otel olarak yeniden yaÅŸamaya baÅŸladı. Yöre halkının Goca Ev adını taktığı Mehmet Ali AÄŸa Konağı’nın öyküsü, Knidos’un çoktan tarihe malolduÄŸu bir dönemde baÅŸlıyor. Datça Yarımadası’nı, Osmanlı donanmasındaki yararlılıklarından ötürü dirlik olarak alan Giritli Ali AÄŸa’nın ardından Tuhfezade ailesinin ikametgahı olmuÅŸ. Konağı 1800’lerin başında Mehmet Ali AÄŸa’nın babası Mehmet Halil AÄŸa yaptırmış. Tuhfezade ailesinin yaklaşık 200 yıl boyunca Datça’nın sosyo-ekonomik hatta siyasi tarihinde belirleyici rol oynadıkları, ailenin son erkek fertleri Fehmi ve Halil beylerin Datça’da Kuvai Milliye teÅŸkilatının kurulmasında yer aldıkları biliniyor. Konağın Mehmet Ali AÄŸa’nın adıyla anılmasının nedeni Tuhfezade ailesinin en güçlü dönemini Mehmet Ali AÄŸa zamanında yaÅŸamış olması.Konak, Tereke HakimliÄŸince satışa çıkarıldıktan sonra birkaç kez el deÄŸiÅŸtirdi, tütün deposu, sinema, okul, düğün salonu oldu. DeÄŸiÅŸikliklere uÄŸradı, yıprandı kısmen yıkıldı. 1965-70 yıllarında başına daha kötüsü geldi, çürümeye baÅŸladı. 2002’de Pir Turistik Tesisleri A.Åž adına Mehmet Pir tarafından alındığında neredeyse harabeydi.YÖRENÄ°N CAMLI PENCERE KULLANILAN Ä°LK BÄ°NASIBulgular ve tanıklıklara göre konağın yapımında Rum ustalar çalışmıştı. Yapıldığı tarihlerde yörede camlı pencere kullanılan ilk binaydı. Anadolu’nun günümüze kalabilen eski sivil mimari örneklerinden biri M. Ali AÄŸa Konağı. Kırım hanları Giraylara ait saraylarla olan benzerlikleri, Kırım hanedanının sürülmesinden sonra Rodos’a yerleÅŸen kolu aracılığıyla bu yöreye ulaÅŸan farklı inÅŸaat tarzını da yansıtıyor. Åžimdi bu bina, Mehmet Ali PaÅŸa Konağı adıyla bir müze otel olarak kapılarını yeniden açtı. Yeni sahipleri, ‘En az müdahale, en iyi restorasyondur’ ilkesine uygun olarak bu iÅŸe baÅŸladılar. Ä°ki yıl süren restorasyona restoratör mimar Süreyya Saruhan, restoratör mimar ErtuÄŸrul AladaÄŸ ve mimar Ferhat YaÅŸyerli imza attı. YUMURTA AKI SIVALI DÖVME ÇİVÄ°LÄ° RESTORASYONRestorasyonda, konağın orijinal yapımında kullanılan malzemelerle çalışılmaya özen gösterildi. Eski çürümüş malzemeler bile atılmayıp deÄŸerlendirildi. ÖrneÄŸin aile hamamının yanında bulunan ‘ılıklık’ bölümünün tavanında toprak dam tekniÄŸi uygulandı. Ä°zolasyon, kargı, zakkum yaprağı, safranla (denizotu) saÄŸlandı. Hamamın duvarlarında ve konağın dış duvarlarında yumurta akı, kireç karışımı Horasan sıva kullanıldı. Horasan sıva, orijinal sıvalar analiz edilerek hazırlandı. Konağın yapımında 50 binin üzerinde eski tipte dövme çivi kullanıldı. Müze otelin bir hedefi de kendinden bir kültür merkezi olarak söz ettirmek. Konakta tarih, kültür ve sanat kitaplarından oluÅŸan zengin bir kütüphane var. Odalarında ya da kütüphanede çalışmak isteyen konuklara her türlü teknik donanımla destek verecek olan bu kütüphane araÅŸtırmacılara da kaynak oluÅŸturacak nitelikte. Konakta sanat, kültür, tarih ve felsefe konulu toplantılar, ÅŸiir ve müzik dinletileri yapılacak. Ayrıca uluslararası platformda paneller, kültür köprüleri oluÅŸturmaya yönelik atölye çalışmaları planlanıyor.MODERN BANYOLAR YÃœKLÃœKLERÄ°N İÇİNDEBeÅŸ buçuk dönümlük bir bahçenin güney ucunda yer alan konak, ‘BaÅŸoda’yı da içeren bir süit ve dört odadan oluÅŸuyor. Modern banyo ve tuvaletler, zarif bir ahÅŸap işçiliÄŸinin örneÄŸi olan yüklük kapılarının gerisinde saklı. Konakta, restore edilen küçük bir aile hamamı da bulunuyor. Konağın eski hizmet binalarının olduÄŸu yerde yapılan 3 taÅŸ binada biri süit toplam 12 oda var. Hepsi farklı renkler taşıyan bu odalar kavuklu komodinleri, mekik yatak baÅŸları, yeniçeri baÅŸlıklı lambalarıyla konaktaki atmosferi yansıtıyor. Binalardan ikisini baÄŸlayan ahÅŸap galeri ve diÄŸer binanın önündeki büyük eski ferforje balkon da tarihi konak havasını tamamlıyor.BAÅžODA KALEM Ä°ÅžLERÄ°YLE TEK BAÅžINA MÃœZEBaÅŸoda, bir konakta özel misafirlerin ağırlandığı en önemli oda. Mehmet Ali PaÅŸa Konağı’nın baÅŸodasındaki kalem iÅŸleri literatüre girmiÅŸ, orijinal çalışmalar. 1831’de yapıldıkları biliniyor. Bunlar, 19. yüzyıl baÅŸlarında, Avrupa’dan gelen Barok süslemecilik akımını, Türk minyatür sanatının ayrıntılarda yoÄŸunlaÅŸan gerçekçiliÄŸiyle harikulade bir ÅŸekilde buluÅŸturan yerel sanatçıların elinden çıkmış. O dönemin taÅŸra aÄŸası konaklarında görüldüğü üzere, bu resimlerde sanatkarlar, belki gördükleri belki sadece duydukları Ä°stanbul manzaralarını duvarlara yansıtmışlar. Yelkenli kayıklar, surlarla çevrili sıra sıra evler, kuÅŸlar, leylekler, çiçek sepetleri, Ä°stanbul manzaraları. Her biri tek tek baÅŸka baÅŸka bir öykü anlatıyor. BaÅŸoda samanla doldurulmuÅŸ yer sedirleri, antik ÅŸamdanları ve içeride sergilenen özel koleksiyon parçalarıyla bir müze. Bir süit olarak kullanılan bu oda pirinç yatak baÅŸlarından antika telefona kadar özel olarak toplanmış eÅŸyalarla döşeli. Â