10 bin kişilik gece hattı
İstanbul'un Nispetiye Caddesi, nam-ı diğer Flamingo Yolu, şehrin geri kalan bütün caddelerini solladı. Yirmi yıl önce in ve cinin top oynadığı bu cadde, şimdi eğlence, yeme içme ve piyasa yeri oldu. İnanmıyorsanız bir cuma günü otomobilinizle geçmeye kalkın ordan, bakalım kaç saate varıyorsunuz bir ucundan diğer ucuna!
Nispetiye Caddesi, parası olan her kesimden insana açık bir yer. Sadece sosyetiklerin gittiği ağırbaşlı süper şık yerler, tamamen dağıtılan türkçe poplu meyhaneler, İngiliz barları, 24 saat açık kokoreç ve işkembeciler, kitapçılar, pastaneler... Seç beğen al!
Kulüp havası
Akmerkez'in altında açılan Paper Moon, muhitin en prestijli yerlerinden biri. Talep o kadar fazla ki gecede iki servis yapıyorlar. 20.00 - 22.00 servisi ve 22.00 - 01.00 servisi. Fettuçini ve risottosu ünlü. Lokanta bir yerde kulüp gibi. Giren en az yirmi kişiye selam verip yerine geçiyor. Magazin müdürleri, futbolcular, özel televizyon vj'leri buraya bayılıyorlar.
Sofa geçtiğimiz sezon açılan yerlerden. Şamdan ekolünde. Yani, yemekten sonra ortamın hareketlendiği yerlerden. Cem Özer'in de ortak olduğu söylentisi ne doğrulandı, ne de yalanlandı. Özelliği ev koltukları, şömine ve şal servisi vermeleri. Çok hoş, çok sevimli bir yer ama cadde üstü olması nedeniyle trafiği en çok aksatan yerlerden. Papparaziler içerde yoklar ama dışarıdan bol miktarda varlar. Çatısında bir yeni VW kaplumbağa duruyor, kim niye oraya parketmiş bilinmiyor.
Getti, yeni açılan yine havalı bir İtalyan lokantası. Öğleden geceyarısına kadar hizmette.
Paul, gündüz kafe, gece şık lokanta. Kendi fırınlarında pişirdikleri herşey çok lezzetli.
Tekno kızlar
High End, caddenin en gürültülü yeri. Gece yarısı vampirlerinin yeri. 24.00'den sonra sadece içki içmek ve tekno müzik eşliğinde dans etmek için geliniyor. Şehrin bütün güzel kızları ve erkekleri burada. Genelde tek başlarına geliyor, sabaha kadar dansediyor ve tek başlarına mekanı terk ediyorlar. Misal Yasemin Kozanoğlu.
Hoplayan meyhaneler
Pahalı ve ağırbaşlı yerlerin tam tersi de yerler bulunuyor Nispetiye’de. Genelde isimleri bilmemneli meyhane oluyor. Dedikodulu Meyhane, Cilveli Meyhane vs... Buralar meyhaneden çok taverna aslında. Girerken fiks bir fiyat veriyorsunuz sonra tıkanana kadar yiyor, zil zurna oluncaya kadar da içiyor, sandalyelere, masalara çıkıp göbek atıyor, sahnedeki şarkıcının kafasından balya balya peçete atıyor (bu çok önemli, sakın ihmal etmeyin!), meyvenizi, kahvenizi içiyor ve yorgunluktan bitap bir şekilde evinize gidiyorsunuz.
Hepsi ama hepsi fiyata dahil. Bu, fiks fiyat ödeyip istediğin kadar yiyip içme adeti o kadar tutuyor ki; bazı barlar aynı uygulamaya geçmiş. Girerken yine belli bir fiyat ödüyorsunuz ve istediğiniz kadar alkol tüketiyorsunuz. Yabancı içki içmek isteyenler bir nebze daha yüksek bir giriş fiyatı ödüyorlar. Tek kelimeyle şahane bir yöntem. ‘‘Sarhoştum, kazıkladılar’’ yok. Herşey baştan belli. Bu işten dükkan sahipleri de son derece memnun.
Dedikodulu Meyhane, oynamalı hoplamalı yerlerin en ünlüsü. Türkiye'nin her yerinden müşterisi var. Bursa gibi komşu illerden otobüs kaldırılıp günübirliğine bile geliniyor. 20 milyona cennetin kapısını açıyorsunuz. Sahnede Cihan Doğan, masada 14 çeşit meze, iki çeşit ana yemek ve dilediğiniz kadar yerli içki var. Sarmaş dolaş ve eller havada fotoğraflarının büyük çoğunluğu burada çekiliyor.
Cilveli Meyhane, Dedikodulu türevi yerlerden biri. Fiyat aynı, ambiyans aynı, fakat burada Alex çıkıyor sahneye.
Dalmaz, caddenin demirbaşlarından. Sevgili Japonumuz, canımız ciğerimiz Serdar Ortaç'ımız burada! Bir ünlüyle karşılaşmak garanti. En kötü ihtimalle bu ünlü Perihan Mağden bile olabilir.
Kallavi, biraz daha ağır takılıyor. Burası fasılcı. İlerleyen saatlerde burada da peçete faslına geçiliyor. 15 milyon fiks menüye kuzu tandırla soya soslu piliç bile dahil. Ayrıntılı bilgi için www.kallavi.com'u tıklayabilirsiniz.
Arena, peçetenin su gibi aktığı yerlerden. Farklı programları var, yemekli ve yemeksiz, haftaiçi ve haftasonu olmak üzere. Biraz karışık, telefon edip sormak lazım. Sahneye önce fasıl heyeti ve ardından Aydın çıkıyor.
Nispet, son zamanların en favori yeri. Arto'yla sarmaş dolaş resim vermek en yaygın davranış biçimi. Burada yemek yok. Girişte 25 milyon ödüyor, yerli yabancı dilediğiniz kadar içki tüketiyorsunuz. Yok ben ayakta kalacağım diyorsanız 17 buçuk milyon.
Keops, her ne kadar gece yarısından sonra uyananların yeri olarak kabul edilse de gece hayatının moda mekanlarından Günay'ın Nispetiye girişindeki rakibi. 25 milyon ödeyip içeri giriyor ve Nükhet Duru, Meriç ve Nilgün Belgin tarafından sahneye konan www.aşk.com.tr isimli kabareyi izliyorsunuz. Ayriyetten bir kaç meze eşliğinde dilediğiniz kadar içiyorsunuz.
Sizi gidi kültürcüler
Yok kardeşim, benim fasıl, türkçe pop ve teknoyla işim olmaz, ben kıraat etmek istiyorum diyorsanız anlı şanlı D & R saat 24.00'e kadar hizmetinizde. Yerli yabancı kitap, dergi, gazetenin yanı sıra müzik ihtiyacınızı da giderebilir, hatta kırtasiye malzemesi bile tedarik edebilirsiniz. Ve tabii bol bol DVD, VCD. Cadde her yönüyle yaşıyor kardeşim!
Etiler'in pekin ördekleri
Uzak doğu lokantaları da Nispetiye'yi unutmuş değil. China City ve Sai Thai zaten Nispetiye'nin kapısı tutuyor adeta deta deta... Biraz daha ileriye gidince Dynasty Merit Antique, Levent derinliklerine ise Dragon sizi ördekleri ve acılı ekşili, tatlılı tuzlulu soslarıyla bekliyor.
Gece açları
24 saat açık üç tane yer var. İşkembe çorbası ve yoğurtlu kebabı ile ünlü Şayan, beş yıldır ‘‘gece açlarını’’ doyuruyor. Sahipleri Şamdan'ın eski şef garsonu ve aşçıbaşısı. ‘‘Gece yarısından sonra gidilecek doğru dürüst bir yer yok azizim’’ diyen Şamdan müşterilerinden almışlar tiyoyu. Sabah üçten sonra, her masada programını bitirmiş bir şarkıcı ile karşılaşıyorsunuz. Mercan, kokoreç ve midye tavacıların yeri. 24 saat boyunca hiç durmuyor müşteri trafiği. Casita ise gündüz mantı, geceyarısından sonra çorba servisi veriyor. Caddenin sonuna kadar, yani Hisarüstü'ne kadar gidecek takatınız kaldıysa dürüm arası şiş de mideye indirebilirsiniz.
Şamdan: Ünlü olmanın ilk koşulu
Şamdan, Nispetiye Caddesi'nin en eski mekanlarından biri. Metin Fadıllıoğlu ruhsat almak için dönemin Turizm Bakanı'na başvurduğunda ‘‘Size ruhsat veririm vermesine ama burada iş yapamazsınız’’ demiş. Ancak umulanın aksine Şamdan açıldığı günden itibaren dolup taşmış. Hatta personel: ‘‘Buradan hiç araba geçmiyor, geç saatte evimize dönemiyoruz’’ deyince Metin Bey: ‘‘Hiç önemli değil, çok iyi iş yapıyoruz, anlaşın bir taksi durağı ile 15 günde bir gelsinler paralarını alsınlar’’ demiş. Personelini taksiyle evine gönderen ilk müessese de herhalde Şamdan olmuştur. Şamdan'ın şimdiki sahibi Mehmet Tuna. Şamdan, hálá o kadar ünlü bir yer ki ne tabelası var ne de oranının bir restoran olduğuna dair başka bir işaret. Panjurları sürekli kapalı, daha çok terkedilmiş bir villa izleniminde bir yer. Tek canlılık, kapıda duran on tane görevli. Geçerken gördüm, uğradım, yok! Oraya gitmek bir prestij meselesi. Şamdan'a basın katiyen alınmıyor. Dolayısıyla içerde neler dönüyor, kimsenin haberi olmuyor. Ancak paradoksal bir şekilde ünlü olmak için yine Şamdan'a gitmek gerekiyor. Çünkü papparaziler kapının önünde pusu kurmuş bir şekilde gece gündüz bekliyor. Arabaya kim kiminle bindi haberlerinin büyük çoğunluğu Şamdan önünde yapılıyor.
Bir Nispetiye gecesi dökümü
Hizmet veren mekan sayısı: 92
Yemeğe ve eğlenmeye gelen kişi sayısı: 9500-10000
Hizmet veren kişi sayısı: 2700 (850 aşçı, 1200 garson, 650 kapı ve park görevlisi)
Gelen otomobil sayısı: 2000
Harcanan para miktarı: (Kişi başı 20 milyondan) En az 180 milyar lira
Tüketilen yemek: 7 ton
Tüketilen içki: 4.500 litre
Kabaca saydığımızda 15'i bar, 13'ü kafe-restoran, 6'sı meyhane, 1'i balık lokantası, 4'ü hamburgerci, 3'ü pizzacı, 6'sı uzakdoğu, 9'u kebapçı, gerisi de İtalyan, Fransız, Amerikan olmak üzere irili ufaklı 100'e yakın yer mevcut.