Seyahat koşunca güzel...
Serhat Yıldırım (43) yaklaşık 20 ülkeye gitti. Seyahat ettiği ülkeleri koşarak geziyor. Koşmayı bir yaşam biçimi haline dönüştürmüş. Artık tüm özel gezilerini de maratonlara göre ayarlıyor. 42 kilometrelik bir maraton koşusunun bir ülkeyi ve o ülke insanlarını tanımak için en güzel yöntem olduğunu söylüyor. Üstelik seyahatlerine yalnız da çıkmıyor. Kurucusu olduğu ‘Team İstrunbul’ ile onlarca koşucuyla birlikte geziyor.
Maratonlara katılmak sizin için bir seyahat biçimine mi dönüştü?
Koşmaya başladıktan sonra hayatımdaki en büyük değişiklik bavulumun bir köşesine mutlaka koşu malzemelerimi koymak oldu. Her yurtdışı seyahatimde koştukça bir şeyi fark ettim; bir ülke ve insanları en güzel koşarak tanınıyor. Ülkenin gelişmişliği ve insanlarının duyarlılığı koşulacak alanları, parkları, ormanları ve buraları kullanan insanların yoğunluğu ile büyük paralellik gösteriyor.
Nereye gideceğinize nasıl karar veriyorsunuz?
Artık iş seyahati dışındaki özel seyahatleri tamamen maraton programlarıma göre belirliyorum. Parkur, mevsim, şehrin yapısı, halkının koşucuları destekleme çoşkusu da bu yeri belirlerken ana kriterlerim oluyor. Ve 42 km boyunca bütün şehri boydan boya harika bir atmosferde müzikler eşliğinde arşınlıyorum.
Koşmak, seyahat etmek sizin için ne demek?
Kendi kendime kalmak ve gerçeklerden uzaklaşmak anlamına geliyor, meditasyon da diyebilirim. Şehirlerin maratona bakışı, insanların hayata bakışına tamamen paralellik arz eder. Maratonlar aslında ülkemizdekilerin aksine Avrupa ve Amerika’da birer karnaval havasında geçiyor. İnsanlar, çoluk çocuk yollara diziliyor. Yol boyunca canlı dans ve müzik performansları, DJ performansları eşliğinde sehrin trafiğe kapanmış sokaklarda, şehri boydan boya keşfetmenin nasıl bir duygu olduğunu sanırım anlatmama gerek yok. Berlin Maratonu’nda hiç unutmadığım ve yol boyu tanık olduğum bir manzara insanların evlerinde yaptıkları buzlu limonataları, çayları evlerinin önünden geçen koşuculara ikram etmeleriydi. Gerisini hayal gücünüze bırakıyorum...
Şu ana kadar hangi maratonlara katıldınız, hangi ülkeleri ziyaret ettiniz?
Amerika Chicago; İngiltere Londra; Almanya Berlin, Münih; İspanya Barcelona; Fransa Paris... Bazılarını birden fazla ziyaret ettim. 20’nin üzerinde ülkeye gittim. Türkiye’nin de neredeyse tamamını görme şansım oldu.
Grubunuzdan bahsedebilir misiniz?
Team İstrunbul’u resmi olarak Ekim 2012’de kurduk ama koşu mevzuunun başlaması ve grubun temellerinin atılması 2009 yılıdır. Önce iki üç kişi ile başladığımız çekirdek grup bugün artık klasikleşen salı, perşembe sabah saat 6.00 - Bebek, cumartesi Belgrad Ormanı ve/veya Caddebostan ile her antrenmanda 50-60 kişiyi aşan dev bir organizasyon halini aldı. Facebook grubumuz 1.800 kişiyi aştı ama bizimle koşan kişilerin sayısı yaklaşık 200. Ağırlık 35 yaş üstü beyaz yakalılardan (banka, teknoloji, ilaç sektörü) oluşuyor. Ancak mimar, doktor, danışman, girişimci birçok farklı profilden kişiler de var.
Böyle bir grupla belli bir amaç için seyahat etmek nasıl bir duygu?
Sevdiğim bir benzetmem var grubu anlatırken: “Bu gruba herkes sabahları yatağından kalkıp, egolarını, zırhlarını, kalkanlarını geride bırakıp çıplak en doğal hali ile geliyor.” Herkesin enerjisinin birbirine yakın olduğu pozitif bir ortamda koşuyor, sohbet ediyoruz. Çok keyifli. Maraton dört, bilemedin beş altı saat sürüyor. Ancak 16-18 haftalık antrenmanlar boyunca haftada en az yedi sekiz saat beraber zaman geçiriyorsunuz. Biri birinize motivasyon oluyor ve çok da iyi arkadaş oluyorsunuz. Keyif almasanız beraber geçirilecek süreler değil bunlar. Seyahatlerimiz havaalanında buluşma anından itibaren tadından yenmeyecek derecede lezzetli, keyifli ve eğlenceli oluyor...
Koşulara kaç kişi gidiyorsunuz?
Barcelona’da 40, Münih’te 50 kişi koştuk. Nisan 2015 Paris’te 100 kişi olacağız...
En son nereye gittiniz?
New York. Tabii ki koştum. Ama en son maratonlu seyahatim Münih’ti.
Bu koşularda en çok hangi şehir aklınızda kaldı?
Barcelona çok özeldi. Lezzetli tapazlar, koşu öncesi ve sonrası için harika biralar, maraton boyunca bizi destekleyen coşkulu kalabalık, kulaklarımızdan eksik olmayan güzel müzikler... Ama Barcelona’yı benim için en unutulmaz kılan çoğu ilk defa maraton koşan arkadaşlarımızın mutluluktan göz yaşları içinde bitiş çizgisine gelmeleriydi.
Sıradaki hedefleriniz neler?
2015 için yurtiçinde martta Antalya’da yarı maraton, nisanda Paris Maratonu ve mayısta Bozcaada yarı maraton koştuktan sonra, haziranda Almanya’da ilk Half Ironman denememi yapacağım. Ardından New York Maratonu
koşmayı hedefliyorum.
En sevdiği beş şehir
Londra, Barcelona, Floransa, Berlin, Chicago
Seyahatten ne alır?
O şehre ait koşu tişörtü
Seyahatte ne yer ne içer?
Yöresel her şey, bira ve kırmızı şarap
Kiminle seyahat eder?
Ailesi ve arkadaşlarıyla
Nerede kalır?
Şehir merkezinde butik otel
Seyahatte ne okur?
Tarih kitapları ve tabletten spor ve teknoloji dergileri
Seyahat çantasının vezgeçilmezleri neler?
Koşu ayakkabısı, şortu ve forması