Ruslar Emine Erdoğan’ın peşinde niye kuyruğa girdi

Dün yazmıştım, MITT 2011 Moskova Turizm ve Seyahat Fuarı için Tempo Travel Rusça Özel sayısı hazırlamıştık.

Sayfalarında Antalya, Muğla, İzmir, Erzurum gibi ülkemizin turistik bölgelerini anlatan haberlere yer vermiştik. Moskova fuarı Türk turizmi açısından çok önemli... Turizm gelirinden pay almak isteyen dünyadaki tüm ülkeler orada yerini alıyor ama bizim başarı grafiğimizi asla yakalayamıyor. Yinede Rusya’dan bu sezon gelecek turistlerin sayısını artırmak için ülke olarak mutlaka orada olmak zorundaydık ki biz de öyle yaptık. Tıpkı Berlin, Londra turizm fuarları gibi.
İşte bu önemden dolayı Kültür ve Turizm Bakanlığımız bu fuara çok iyi hazırlanıyor ve Ruslara en üst düzeyde sunumlar yapıyor. Bu sunumlardan biri de Tempo Travel Rusça Özel Sayısı oldu. İnanın stantlardan bedava dağıtılan binlerce dergi kısa sürede bitti. Hatta üç günlük fuarın ikinci ve üçüncü günü dergiyi duyup da bulamayan Ruslar tarafından tekrar talep edildi. Bu projeyi ekip arkadaşlarımla birlikte yaratan kişi olarak da gösterilen ilgiden büyük onur duydum.
Ayrıca Tempo Travel ülkemizdeki dergi pazarının büyük çoğunluğunu elinde tutan 34 yayınlı Doğan Burda Dergi Grubu’nun yabancı dile çevrilen ilk ürünü oldu. Derginin yılda dört kez çıkan Türkçe sayıları zaten çok satılıyordu ama Rusçası da aynı ilgiyi görünce gururumuz bir kat daha okşandı. Nasıl okşanmasın ki, hem ülke tanıtımına katkı da bulunduk, hem de yayınımızı dünyaya açtık. Şimdiden söyleyeyim sırada İngilizce ve Almanca baskıları var.

HAZIRLAYIP DA İÇERİĞİNİ ANLAMADIĞIM TEK YAYIN

Peki, bu ve benzeri dergiler sadece fuarlarda mı dağıtılacak? Elbette “Hayır”. Rusça sayısı Mayıs 2011 tarihinden itibaren Rus turistlerin yoğun olduğu Antalya, Muğla, Aydın gibi turizm merkezlerimizdeki tüm bayilerdeki raflarda yerini alacak. Bu şekilde Ruslar, hem kendi dillerinde okuyabileceği bir yayın bulacak, hem de Türkiye’yi daha iyi tanıyacak. Aynı şekilde 2012 yılında İngilizler, Almanlar da kendi dillerindeki Tempo Travel’ı bayilerde bulacak.
Bu Rusça travel, haberinden fotoğrafına, reklamından basımına tüm hazırlığına katkı sağladığım ama basılınca tek bir satırını anlamadığım tek yayın. Zira Kiril alfabesini hiç bilmediğim gibi bu saatten sonra öğrenmemde zor. Bizim Türkçe hazırlığımızı iki Rus editör kendi dillerine çevirdi. Bu fikir ise tatil yörelerine akın akın gelen Ruslara ülkemizi daha iyi tanıtma gayretimizden doğdu. Tabii bir de sırf Antalya’da 26 bin sayısını bulan Rus gelinlerimize ulaşabilme çabamızdan. Ancak deminde belirttim ya, dil büyük sorun. “Şurada hata yaptınız” deseler, eleştiride bulunanlara Rus editörler olmadan cevap bile veremiyoruz. Yapabildiğimiz tek şey, Rus editörlerin son şeklini verdiği metinleri bir de yeminli tercümana okutmak.

ZİKZAKLAR ÇİZSE DE EN İYİSİ O OLDU

Gelelim üç günlük Moskova Turizm Fuarı’nda yaşadıklarıma. Tüm ülkeler arasında en büyük stant alanı Türkiye’nindi. Ülkemizde bilinen neredeyse bütün dev turizm markalarımız stant kurmuştu. Tabii Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın himayesinde... Fuarın açılış törenine katılan Bakan Ertuğrul Günay ise ülkemizi en üst düzeyde temsil eden yetkiliydi. Tek tek stantları dolaştı, ebru sanatçısıyla şov yaptı, Ruslarla sıcak sohbete girdi.
Daha öncede yazmıştım; Günay, siyasi hayatında zikzaklar çizse de bu makam için en ideal kişilerden biri. Düzgün Türkçesiyle yaptığı konuşmalar, sempatik tavırları, kültür ve turizme alanındaki çağdaş fikirleri beğeni topluyor. Onun döneminde dış dünyaya sesimizi daha iyi duyurduğumuz yadsınamaz bir gerçek. Bakanlığın dar bütçesini popülist değil, akılcı bir yönetim anlayışıyla kullanması, yeni dünya düzenine göre stratejiler geliştirmesi dikkatlerden kaçmıyor. Bir yandan kültürel mirasımıza sahip çıkmasını biliyor, diğer yandan da özlenen turizm politikalarını hayata geçiriyor.
Şöyle bir düşünün turizm deyince aklına karpuz, kavun festivali gelip yerel ölçekteki organizasyonlara yönelen bakanımız olsa daha mı iyi? Çok değil, Günay’dan önceki dönemlerde bunlara çok şahit olduk. İnşallah Ak Parti onu seçilebileceği bir yerden listeye alır. Tabii birinci parti çıkarsa da aynı makamda tutar. Bu şekilde de Türk turizmi çıkışını sürdürür, kültür politikamız daha da darbe yemez. Günay bir yerde hem ülkemiz, hem de Ak Parti için emniyet sipobı.

ONUN BU CESARETİNİ HER BABAYİGİT GÖSTEREMEZ

Bu arada birçok sektör temsilcisi gibi Türk turizmine hizmet açısından Mecliste görmek istediğim isimlerden biri de Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği(AKTOB) başkanı Sururi Çorabatır. Moskova’da karşılaşınca öğrendim ki CHP saflarından Antalya’da aday adayı olmuş. Temennim o ki hem listeye girsin, hem de seçilebileceği bir sıraya konsun. Çünkü biliyorum ki bugüne kadar siyasi partiler hep turizm sektörünün neferlerini göz ardı ettiler, onlarda politikadan uzak durdular. Ancak neredeyse tüm Antalya turizmden geçiniyor, Türk ekonomisi bu sektörden nemalanıyor ama Mecliste doğru dürüst temsilcileri yok.
Listeleri belirleyen CHP işin bu yönünü göz ardı etmemeli ve özellikle Antalya’da daha kuvvetli olmak için seçimini doğru yapmalı. Altı adet oteli, 800’e yakın çalışanı yöneten Sururi Çorabatır’ı siyasete girme çabasından dolayı kutlamak lazım. Mevcut iktidara rağmen muhalefet kanadından adaylığını koymak, seçilememe durumunda baskılara gögüs gerecek iradeye sahip olmak her babayiğidin harcı değil. Çağdaş vizyonu, diplomatik üslubu ve dik duruşuyla Meclis’e girecek bir Sururi Çorabatır, turizm başkentinin beklentilerini ülkemiz başkenti Ankara’da daha iyi savunacaktır.

HAYAT KADINLARI BİLE KARABORSAYA DÜŞTÜ

Birazda bu fuarın arka yüzüne bakalım. Ruslar, daha doğrusu Moskova’daki şehir otelleri organizasyonun sürdüğü üç gün boyunca büyük paralar kazandılar. Gecelik konaklamaya 150, bilemediğiniz 200 dolar oda parası alanlar bu süreçte 700- 800 dolar oda parasını fatura etti. Üstelik bu fiyat politikalarını milim değiştirmeden. Fuarın başladığı gün ise boş kalan birkaç odaları için en az bin dolar istediler ki, amaçlarına da ulaştılar. Aynı şekilde fuar alanındaki restoranların mönü fiyatları, stant hosteslerinin günlük ücretleri iki üç katına yükseldi. Dahası otel lobilerinde ve gece kulüplerinde bloklaşan hayat kadınları bile karaborsaya düştü. Tabii arz talep meselesi...

ELİNDE BAVUL DOLAŞAN RUSLARIN MERAKI

Fuarın ikinci günü yaşadığımız bir sürprizle konuyu bağlayayım. Ekonomik işbirliği için aynı tarihlerde Moskova’da bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ülkemiz için çok önemli olan turizm fuarına gelemedi ama eşi Emine Hanım, program dışı bir kararla fuar alanına sürpriz ziyarette bulundu. Tek tek stantları gezdi, notlar tuttu ve sektör temsilcileriyle sohbet etti.
En komik görüntü de peşindeki kuyruğa Rusların da katılmasıyla oluştu. Sakın yanlış anlamayın Ruslar Emine Hanım’ı merak ettiği için değil, promosyon peşinde olduğu için kuyruğa girmişti. Bazı stantlarda ara ara hediyelik eşya dağıtıldığını iyi bilen Ruslar gördükleri her kuyruğa giriyorlardı. Emine Hanım’ın peşine sıralanmaları da ondandı. Hatta birçok Rus bu işi profesyonelliğe götürüp fuar alanını ellerindeki tekerlekli davulla dolaşıyordu. Son olarak Belek Turizm Yatırımcıları Birliği (BETÜYAB) Başkanı Cemil Uğurlu’dan bahsedeyim. Cemil Bey, renkli kişiliği ve turizm bilgisiyle oldukça keyifli bir kişiliktir. Bence Rusya fuarının en renkli kişisi oydu. Zaten Ruslarda bunu farketmiş olacak ki sürekli etrafında halka oluşturdu.
Yazarın Tüm Yazıları