Rumlar yeni toprak istiyor

LEFKOŞA
GÜZELYURT’ta oturanlar ölülerini Lefkoşa’ya gömüyor. Günün birinde bu toprakların Rumlara bırakılması kaygısıyla.

Haberin Devamı

Bu kaygının ciddi bir kaynağı var. İkili görüşmelerde Rumlar KKTC’den yeni toprak talebinde bulunuyor. Yeni toprak istiyor, ama karşılığında KKTC’ye bir şey vermiyor.
Kıbrıs’taki toprak bölüşümünde oransal olarak şu anda Rumlar ağır basıyor. Kıbrıs’ta toprakların yüzde 60’ı Rumlarda, yüzde 37’si KKTC’de, yüzde 3’ü de ara bölgede.
Ancak, verimli topraklar daha çok Türk tarafında. Yeterli su geldiği takdirde, KKTC’den hayat fışkırması işten değil.
Rumlar toprak verimliliğini öne sürerek, KKTC’nin elindeki yüzde 37’lik toprak oranının yüzde 29’a indirilmesini istiyor.
Son görüşmelerde Kıbrıs Rum Lideri Hristofyas toprak talebini sürekli masaya getiriyor.
44 YILDIR
Hafta sonunu Kıbrıs’ta geçiriyorum. KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu bir grup gazeteciyi Kıbrıs’a davet ediyor. Aralarında benim de yer aldığım gazetecilere Rumlarla yapılan görüşmeler hakkında bilgi veriyor.
Rumlarla Kıbrıs görüşmeleri tam 44 yıldır devam ediyor.
Dünyada bir siyasal sorunun çözümü için bu bir rekor süre. Eroğlu’nu dinlerken, diğer gazeteci arkadaşlarla aynı düşünceyi paylaşıyoruz. Böyle giderse, bir 44 yıl daha devam ederse, kimse şaşmaz.
Görüşmelerle ilgili pek çok ayrıntı var elbette. Ancak, bu ayrıntıların toplamı çözüm için kısa dönemde olumlu bir tablo sergilemiyor.
Gerek KKTC gerekse Rum kesimi herhangi bir öneri getirdiğinde karşı tarafın ilk tepkisi, başka bir ayrıntı öne sürerek o öneriyi geri çevirmekten geçiyor. Bu durumda ilerleme sağlamanın güçlüğü ortada.
Ayrıca her iki taraf da, birbirinin kendi içindeki çelişkilerini ve siyasal takvimi milimi milimine izliyor, o çelişkiden yararlanmaya çalışıyor.
Yönetimde güç paylaşımı, mülkiyet, toprak, vatandaşlık gibi görüşmelerin ana başlıkları hep bu bilek güreşleriyle yürütülüyor.
O siyasal takvim önümüzdeki temmuzdan itibaren Rumlar için önemli. Temmuzda Rum kesimi AB’de dönem başkanı olacak, altı ay süreyle gelecek şubatta ise, Rumlarda Cumhurbaşkanı seçimi var. Hristofyas bu takvimi dikkate alarak son New York görüşmelerinde “her şeye hayır” diyor.
SON OYUN
Kıbrıs görüşmelerini izleyen ve çözüm için çaba gösteren B.M. Genel Sekreteri Banki Moon umudunu kesmiş olacak ki, durumu “son oyun” olarak niteliyor.
Görüşmeleri tıkayan en önemli Rum isteği, KKTC’de yer alan Güzelyurt ve Maraş’ın kendilerine bırakılması.
Maraş KKTC’de, ilginç bir ayrıntı Maraş’a gitmek istersek bizde gidemiyoruz, Kıbrıs’taki Türk askerinden izin almak gerek, garip bir durum.
Şimdi gözler temmuz ayına çevrilmiş bulunuyor. Temmuzda Rum kesimi AB dönem başkanı olduğunda, Kıbrıs bir yana, asıl Türkiye’yi hedef alacak. Türkiye-AB ilişkilerini torpilleyecek, bu da Kıbrıs’la ilgili her gelişmeyi donduracak ve geleceği etkileyecek. Tam bu sırada Merkel ve Sarkozy’nin Rum kesimine ziyaretleri Türkiye’nin ve KKTC’nin nasıl zorlu bir dönemece girdiğini gösteriyor.
Buna İsrail’in Kıbrıs’ta üs kurmak istemesi, Kıbrıs’ın hem Türk, hem Rum kesiminde doğalgaz araması eklendiğinde oyunun karmaşası daha netleşiyor.
Aslında bu karmaşayı iyice kilitleyen AB ve güvenlik konseyi. Bu da Rumların işine geliyor.
Günümüzde Yunanistan kendi ekonomik krizi nedeniyle oyundan düşüyor. Ankara-KKTC ilişkileri ise, ılımlı dönemlerinden birini yaşıyor. 

Haberin Devamı

CHP’de muhaliflere veda

Haberin Devamı

HUYSUZLUK, hırs ve boş laflar diz boyu. Her şey parti içi kavgaya dönük. Halkı zerre kadar ilgilendirmeyen, kendi partilerine zarar veren girişimler.
CHP’deki muhalefetin özeti bu olsa gerek. O özetin amacı Genel Başkanlık çekişmesi.
Ancak, önceki gün toplanan CHP Tüzük Kurultayı CHP içindeki muhalefeti tasfiye etmiş görünüyor. Kurultayda kavga çıkarmak girişimi, bir büroda toplanıp kendi partilerini aşağılama çabalarını halk ibretle izliyor. Bunlara bakınca CHP’nin neden iktidar olamadığını anlamak kolaylaşıyor.
Deniz Baykal kurultaya katılmayarak, parti içindeki etkinliğini kaybediyor.
Diğer muhaliflerin ise artık CHP’nin yakasından düşme zamanı.

Haberin Devamı

Meryl Streep: Üç ay Thatcher okudum

ÜÇÜNCÜ kez Oscar’ı boşuna kazanmıyor. Başarının arkasından müthiş bir profesyonel çalışkanlık var.
Meryl Streep üçüncü Oscar’ını İngiltere Başbakanı Thatcher’ı canlandırdığı Demir Leydi filmiyle kazanıyor. Streep son verdiği röportajda “rolüm için üç ay sadece Thatcher ile ilgili yazılanları, kitap ve makaleleri okudum, onun dünyasına girmek istedim” diyor. (Die Zeit, 16 Şubat, s.55)
Okumakla kalmıyor, Londra’ya giderek birkaç ay Thatcher’in yakınlarıyla görüşüyor, onun bulunduğu yerleri inceliyor.
Ardından Oscar geliyor. Bütün mesele ev ödevini yapmaktan geçiyor.

Yazarın Tüm Yazıları