RTÜK’ün AKP kanadı Arınç’ı dinlemedi

"Olay yargıda" imiş. "İddianame hazır değil" miş. "Davanın nasıl sonuçlanacağını bilmiyorlar" mış.

Bu laflar oylamanın yapıldığı toplantıda beş RTÜK üyesine ait. RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın üyeliğinin devamına karar veren AKP’ce seçilen üyelerine. Muhteşem tezler.

Deniz Feneri davasında Akman’ın mal varlığına tedbir konulması bardağı taşırıyor. RTÜK’te CHP’den seçilen üç üye, Şaban Sevinç, Hülya Alp, Mehmet Dadak, Deniz Feneri davasında suçlanan Akman’ın üyeliğinin düşürülmesi için dilekçe veriyor.

SAFLIK OLUR

RTÜK, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a bağlı. Arınç bir kaç kez Akman’ın istifasını istiyor. Hem de, ağır sözlerle. Akman direniyor.

Önceki gün görevden alınması için fırsat doğuyor. Ancak, AKP’nin seçtiği RTÜK üyeleri Arınç’ı hiçe sayıyor, Akman’ın görevine devam kararı veriyor.

Komik gerekçelerle. İddianame hazır değil, dava sonuçlanıncaya kadar kimse suçlu değildir, gibi çocukların bile inanmayacağı itirazlarla.

Bir Başbakan Yardımcısı bir bürokratın bileğini bükemiyor. Demek ki, Başbakan Yardımcısının üzerinde bir güç, Akman’ı koruyor.

Yoksa, AKP gibi bürokrasiye hakim bir iktidarın, hakkında bunca iddia bulunan, hatta mal varlığına tedbir konulan bir bürokratı yerinden oynatamaması mümkün değil. AKP iktidarının o bürokratın yer aldığı kurula söz geçiremeyişini düşünmek saflık.

9. MADDEYE AYKIRI

Kaldı ki, Deniz Feneri davası ötesinde, bir de RTÜK madde 9 var.

Görevden alma dilekçesi veren üç RTÜK üyesi Sevinç, Alp ve Dadak, Akman’ın ayrıca RTÜK’ün 9. maddesine aykırı davrandığını belirtiyor.

9. madde, RTÜK üyelerinin, özel radyo ve TV şirketlerinde ve bu şirketlerin doğrudan ya da dolaylı ortaklık bağı bulunan şirketlerde yöneticilik yapamayacaklarını öngörüyor.

RTÜK üyesi, "Akman’ın iki ayrı şirkette halen ortaklığı bulunduğunu" söylüyor. Bu durum 9. maddeye aykırı.

Madde açık, ama oylamada AKP’nin seçtiği üyeler, Arınç’a rağmen, Akman’ı korumayı sürdürüyor.

Kore’de, Japonya’da dayanaksız bir iddia daha yargıya yansıdığı anda, bırakın istifayı, adamlar intihar ediyor. Batılı ülkelerde, oylama filan ne demek, çoktan istifa ediyor.

Burada korucuyu melekler iş başında. Bülent Arınç boşuna davul çalıyor

Kaddafi’ye selam olsun

BATILILAR zaman zaman onun "deli" olduğunu öne sürüyor. Onu, sık sık "unpredictable" olarak anıyor, yani, "ne zaman, ne yapacağı belli olmaz".

Libya lideri Kaddafi bir zamanlar kendi ülkesini işgal eden İtalya’ya resmi ziyarette bulunuyor.

Kaddafi’nin gerçekten ne zaman, ne yapacağı belli değil. Roma’ya iniyor, sağ göğsünde bir fotoğraf, Libya’da İtalya’ya karşı direniş hareketinin lideri Ömer Muhtar’ın İtalyanlar tarafından zincire vurulmasını gösteriyor. Ömer Muhtar’ı İtalyanlar daha sonra idam ediyor.

Kaddafi, İtalya’yı ziyaret ediyor, ama İtalyanlar’ın idam ettiği kendi ulusal kahramanını unutmuyor. Onun resmiyle Roma’ya gidiyor. Muhteşem bir anma. Müthiş bir yumruk.

İtalyanlar’a, "ben buraya geldim ama, sizin yediğiniz haltı unutmadık" demeye getiriyor.

Uluslararası ziyaretlerde kolay akla gelmeyecek, gelse bile, pek az liderin yapmaya cesaret edebileceği ender bir eylem.

Müfettiş önce lazım

AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye’yi mahkum ediyor. Aile içi şiddete maruz kalan bir kadını, "devlet korumadı", gerekçesiyle.

Adalet Bakanlığı ancak mahkumiyet kararından sonra kendine geliyor, olayın araştırılması için müfettiş gönderiyor.

Yasalar uygulanmıyor, polis karakolda gerekli işlemi yapmıyor, bu gibi davalara burun kıvrılıyor, ne zaman ki, iş AİHM’lik oluyor, jeton o zaman düşüyor.

Araba devrildikten sonra müfettişe gerek yok, müfettiş daha önce lazım. Dikkat edin, önümüzde benzer üç, beş dava daha var. Haberiniz olsun, AİHM benzer karar verecek ve Türkiye yine mahkum olacak.
Yazarın Tüm Yazıları