Pozumuz var, keselim

Hadi bakalım... Bu seferki ‘Tekliflere açığım’ açıklaması, beklemediğimiz yerden geldi.

TBMM 20. Dönem Milletvekili ve Meclis Başkanı ve İncelikli Çiçek Sulama Üstádı Botanik Meraklısı Kamer Genç, ‘kamuoyu tarafından unutulmamak için’ atv’de yayınlanan Aşk Oyunu adlı dizide hakim rolünde konuk oyuncu olarak yer alacak:

‘16 sene hakim ve savcı olarak çalıştım. Oynadığım role yabancı değilim. Bundan dolayı çok rahat bir rol oldu.’

‘Oyunculuğa ve gelecek tekliflere sıcak baktığını’ belirten Genç’in de Şoray gibi kuralları ya da meselá eşcinsel rolünü asla ve kat’a canlandırmayacağını söyleyen Kadir İnanır gibi prensipleri var ancak:

‘Bizi rencide etmeyecek, topluma hizmet edecek ve eğitici özellikteki projelerde yer alabilirim. Kötü adamı oynamam! Hayat tek yönden ibaret değil. İyi bir aile babası, iyi bir iş adamını oynayabilirim. Kötü adam olmak için ortada bir sebep yok. İyiler tarafında olabilecek bir rol olabilir. Ne de olsa işimiz gücümüz yok.’

Genç, diziden alacağı parayı Tunceli’de okuyan ve paraya ihtiyacı olan gençlere verecekmiş. İnşallah... Hayra vesile olmasını umalım...

Eski siyasetçilerin kitap yazmasına alışkındık; şimdilerde dizilerin reytingi daha iştah kabartan bir popülerite sağlayabildiği için anlaşılır bir durum esasında...

Bildiğiniz üzre, KKTC eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da yakın bir geçmişimizde, seneler senesi haber programlarında bir türlü anlatamadığı ‘Kıbrıs meselesini’ hakkıyla anlatabilmek için Kurtlar Vadisi’nde rol almıştı... ‘Kendisi’ rolünde...

Bunun yanında, dış haberler çerçevesinde elimizde bir de şu var: Tayland Başbakanı Thaksin Shinawatra, basın toplantısında, gazetecilerin yanıtlarını, Merkür’ün konumu şans yıldızını kötü etkilediği gerekçesiyle, durum düzelene, yani gezegenlerin dizilişi bir yıl sonra değişinceye kadar yanıtlamayacağını söylemiş bulunuyor.

Benim niyeyse -bir türlü düz yolda düz gitmeyi beceremeyen Merkür’ün yarattığı durumlardan kaynaklanan kişisel gıcığımızın ve bu konuda hezeyan geçiren arkadaşların ayrıyetten bunalım yaratan krizlerinin de payı olabilir tabii- durduk yerde işgüzarlığa girişesim geldi.

Şimdiki iktidarın, bu iki durumu, bir ilham bulamacı şeklinde yoğurup değerlendirmesinin büyük getirileri olabileceğini düşünüyorum.

Diyorum ki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, basına ağzını açtığı her sefer içine düştüğü ‘Dün şöyle söylemiştim ama esas söylediğim şuydu’ vaziyetinin yol verdiği durumlara şöyle bir formül uygulasın. Tatlı bir açıklama yapsın:

‘Merkür, bu aralar bizim istediğimiz yönde ilerlemiyor. Bunun bizim belediyelerimizin ve bakanlıklarımızın beceriksizliğiyle alákası yoktur. Altyapı, üstyapı; iç politika, dış politika: Neyse ne sorunları tamamen Merkür’le ilintilidir. Danimarka’da çizilen ve bizi üzerinde basın özgürlüğü yazan bir tuvalet kağıdıyla popomuzu silerken resmeden karikatürün, kendi ülkemizde çizilen karikatürlere açtığımız davalardan da güç alıyor oluşunu... Ulema derken hangi bilimsel merciden bahsettiğimizi... Pazarlamaya gelince şarabın her şeyinden anlayıp yasaklamaya gelince tadından anlamayışımızla gurur duyuşumuzu da; hiiiç sormayın... Biz kendi fikriyatımızı toparlayana kadar... Bir süre görüşmeyelim... Merkür hadisesi, biliyor musunuz... Ehe...’

Hem kendilerinin bir sene sonra piyasaya çıkması gerekmez.

Her diziye bir Kasımpaşa Delikanlısı rolü yazılır. Başbakan da konuk sanatçı olarak rol alır.

Açıklamalarını aralarda, yayınlanan dizilerde yapar...

Topu da senaristlere atar...
Yazarın Tüm Yazıları