Postacı şimdi günde üç defa geliyor

16 Mayıs 2009 Demokrat Parti (DP) için milat gibi. Hüsamettin Cindoruk’un DP Genel Başkanı seçildiği gün.

Cindoruk 1970’lerin sonunda İstanbul’da Adalet Partisi’nde. Aynı tarihlerde Mesut Yılmaz Adalet Partisi gençlik kollarında. Yurt dışından yeni dönmüş, politik antrenmanlara başlıyor. Cindoruk’la Mesut Yılmaz’ın tanışıklığı o yıllardan.

DP ile ANAP’ın birleşmesi için en çok çaba harcayanlardan biri Mesut Yılmaz. Cindoruk ile eski dostluk burada rol oynuyor.

ÇERÇEVE GENİŞ

DP ile ANAP’ın birleşmesi yolunda şimdi atılan adım, 2007 seçimlerinden önce, bu birleşme için açılan kapının devamı. O zaman olmuyor, şimdi olma ihtimali çok yüksek.

"Bölünmüşlük artık bitsin" tezinde birleşen DP ve ANAP, başkalarına da kucak açıyor. Kimlere? Kendi tanımları ile;

1-Cumhuriyetçilere,

2-Demokratlara.

Kendisini bu biçimde tanımlayan herkes burada olabilir, diyorlar. Çok geniş bir çerçeve.

Başkaları onlarla ilgilenirken, onlar da başkalarıyla ilgili. Birleşmeyi genişletmek amacıyla. Türkiye’de benzer ilkelerle kurulmuş çok sayıda parti var. Şimdi onlardan bazıları DP-ANAP buluşmasına katılmak istiyor.

SİMGESEL BİNA

DP’nin genel merkezi Ankara’da Akay’da.

O bina, 12 Eylül sonrasında Adalet Partisi yerine kurulan Büyük Türkiye Partisi’nin genel merkezi. 1983 seçimine giderken, askerlerin kapattığı partinin binası. Daha sonra, onun da yerine kurulan Doğru Yol Partisi’nin genel merkezi. Bina demokrasi açısından simgesel anlam taşıyor.

Arada Doğru Yol Partisi başka yere taşınıyor, ama Demokrat Parti olarak yeniden bu binaya.

Cindoruk’tan önce, buraya, DP Genel Merkezine ne uğrayan var, ne soran. Terkedilmiş gibi. Postacı günde bir defa ya uğruyor ya uğramıyor, tek tük mektup ya bırakıyor ya bırakmıyor.

Şimdi postacı binaya günde üç defa geliyor, elleri kolları dolu.

Bir merkez partisi güç toplamaya çalışıyor.

İsraillinin ziyaret gafı

AKHİSAR’da 1903 yılında Yahudilerin yaptığı bir bina var. Şimdi harabe.

Geçenlerde bir kokteylde CHP Manisa milletvekili Şahin Mengü İsrail’in Ankara Büyükelçisi Gabby Levy ile karşılaşıyor ve binayı anlatıyor.

Levy ilgileniyor, binanın resmi olup olmadığını soruyor. Önceki gün de, resmi almak için, Mengü’nün Meclisteki odasına geliyor. Geliş zamanı ister istemez dikkat çekiyor, tam mayınlar patlarken. Diplomatik gaf.

Şahin Mengü konuyu mayından uzak tutmaya çalışırken, Levy, "2005’te mayınları temizlemek için talip olan İsrail firmasını tanırım, ama o sadece mayın temizlemeden anlar, tarımdan anlamaz, mayın temizlemek karlı bir iş" diyor. Mengü yanıt vermiyor, konuyu kapatıyor.

İsrail Büyükelçisi şu sıralarda özel ziyaretlerini ertelese, iyi olacak.

Bir kitaba 28 yıl

KİTABIN yazarı gazeteci arkadaşımız Nedim Şener. Kitabın adı, Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları.

Kitapta Hrant Dink cinayetinde bazı jandarma, polis ve MİT elemanlarının cinayetin aydınlatılmasını önleyecek biçimde ifade verdikleri iddiaları yer alıyor. Üzerinde gizli damgası bulunan belgelerle.

Adı geçenler Nedim Şener hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Gizli bilgileri temin etmek, onları açıklamak, terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermekten dolayı Şener’in yargılanmasını istiyor. Şener hakkında, 20 yıl hapis istemiyle dava açılıyor.

Ardından bir dava daha açılıyor, haberleşmede gizliliğin ihlali ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüsten. İstenen ceza 28 yıla yükseliyor.

Bir kitaba 28 yıl. AB yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları