Paketten kadın çıkmadı

Godot’u bekler gibi beklediğimiz demokrasi paketinden iyi şeyler de çıktı, hayal kırıklığı da.

Haberin Devamı

Kendi adıma paketten kadınla ilgili birkaç satır bekliyordum.
Dün sosyal medyada paketle ilgili yorumlardan beklentimde hiç de yalnız olmadığımı fark ettim.
Hem başta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin olmak üzere AKP çevrelerinden sürekli “kadınsız demokrasi olmaz” mesajları gelmiyor muydu?
Demek ki beklentimiz boşuna değilmiş.
Şimdi öyle bir ülke düşünün ki, kadın cinayetleri yedi yılda yüzde 1400 artmış.
Bir günde 4 kadının cinayete kurban gittiği daha yeni gazetelere yansımış.
TUİK rakamlarına göre kadına tecavüz ve cinsel saldırı suçlarında son beş yılda yüzde 30 artış kaydedilmiş.
Her 100 kadından 42’sinin şiddet mağduru olduğu kayda geçmiş.
Öyle bir ülke düşünün ki, kadın istihdamı OECD ülkeleri arasında en düşük düzeyde.
Yüzde 30’lar düzeyinde.
Kadının çalışma hayatıyla ilgili hükümet tarafından atılacak yeni adımlar işveren tarafından “böyle giderse kadın işçi çalıştırmayız” diye karşılanmış.
Yani kadına ayrımcılık diz boyu.
Bakanlıklar, genel müdürlükler, üst kurumlar yani kamu derseniz çalışan kadınların oranı yüzde 36.11
Ki bu oran gelişmiş ülkelerde yüzde 60 civarında.
Bu arada paketten “kamuda başörtüsü yasağının kalkması” da çıktı.
Bakalım yukarıdaki oranda bir sıçrama olacak mı?
Takipçisiyiz.
Memleketimden “kadın manzaralarına” devam edelim.
Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu geçtiğimiz aylarda “dört evlilikten birinde çocuk-gelin” olduğunu ilan etmiş.
Şu satırları yazdığım dakikalarda bile belki 13-14 yaşında bir kız çocuğu, yüreği ağzında babası yaşındaki bir adamla evlendirilmeyi bekliyordur.
Dört ineğe satılmış 12 yaşındaki kız da aklımızda.
“Hamile kadının sokağa çıkması terbiyesizliktir” diyenler de.
Bu sözler örneğin “nefret suçu” kapsamına alınabilir mi?
Uygulamaları göreceğiz.

Haberin Devamı

Bulgurcuların dikkatine: Kıvanç Tatlıtuğ’u bırak, Nursen Doğan’a bak

YEREL ürünleri dünya pazarlarında tanıtmak için kurulmuş olan tanıtım grupları var.
Deri Tanıtım Grubu, Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi, Narenciye Tanıtım Grubu, Fındık Tanıtım Grubu derken bunların sayıları 13’e ulaşmış durumda.
Geçenlerde Bulgur ve Makarna Tanıtım Grubu’nun ünlü oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ’un peşine düştüğünü okuduk.
Ne ki, iddialara göre, Tatlıtuğ tanıtım grubunun bütçesini aşan bir rakam talep edince anlaşma olmamış.
Bulgur ve Makarna Tanıtım Grubu’nun Tatlıtuğ ile ilgili haberine okuyunca geçenlerde Nursen Doğan adındaki bir okurumdan gelen e-posta aklıma geldi.
Aslen Adanalı olan Nursen Doğan, yıllardır mutfağımızın en sağlıklı lezzetlerinden olan bulgur üzerinde çalışmalar yapıyor.
Kimi çevrelerce “Bulgurcu Teyze” diye tanınan Doğan’ın bulgur tarifleri Amerikalı damadı sayesinde ABD’ye kadar ulaşmış.
Geleneksel lezzetleri bilimsel açıdan ele alan Amerikan Oldways Vakfı, “Bulgurcu Teyze”nin tariflerini kapışıyor.
Nursen Doğan gönderdiği e-postada “Bulguru daha iyi tanıtmak için başvurduğum kuruluş ve resmi merciler bulguru resmen küçümsediler” diyor.
Gazetemizin yemek yazarlarından Refika Birgül’un desteğiyle Nursen Doğan “Bulgurun Halleri- Başlangıçlardan Tatlılara Bulgurlu Tarifler” diye bir kitap yayınlamayı başarmış.
Tam tamamına 110 bulgurlu tarifin olduğu bir kitap.
“Bulgurcu Teyze” e postasına şöyle devam ediyor:
“Amerikalı dostlarımın, akrabalarımın talep etmelerine rağmen ne yazık ki kitabın İngilizcesini yapamadık. Umarım bir gün o da gerçekleşir”.
Bulgur ve Makarna Tanıtım Grubu
’nun acaba bu kitaptan haberleri var mı?
Kıvanç Tatlıtuğ’a bütçesini aşan bir para ödemek yerine bu kitabı İngilizceye çevirtip yurt dışına göndermek daha mantıklı gelmiyor mu tanıtım grubuna?
Bana öyle geliyor da.

Yazarın Tüm Yazıları